DİHA - Dicle Haber Ajansı

Politika

'İnterneti kesebilirsiniz ama halkla bağımızı asla'

 
29 Ekim
12:49 2016

AMED (DİHA) - Amed'de halka seslenmeye devam eden HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Halk HDP'ye tepkiliyse kaldırın ablukayı, açın interneti, özgür bırakın basını da halk geliyor mu gelmiyor mu görün. Ablukalarla, yasaklarla asla halkla bağımızı koparamazlar. Dün olduğu gibi bugün de çalışmalarımızın başında olacağız" dedi.

Amed (Diyarbakır) Büyükşehir Belediye Eşbaşkanları Fırat Anlı ve Gültan Kışanank'ın gözaltına alınmasının ardından DTK, KJA, DBP ve HDP önceliğinde başlatılan eylemler bugün Yenişehir ilçesinde devam etti. Eylem öncesinde HDP'li vekiller, Ofis Semti esnafını dolaşarak yapılacak eyleme katılım çağrısı yaptı. Ofis Semti'nde ise Ekinciler, Gevran ve DBP ilçe binasının bulunduğu Akkoyunlu caddeleri başta olmak üzere onlarca zırhlı araç ve çok sayıda çevik kuvvet polisi ile bölge ablukaya alındı. Tüm ablukaya rağmen binlerce kişi, "Direne direne kazanacağız", "Katil hırsız Erdoğan", "Bu daha başlangıç mücadeleye devam", "Jin Jiyan Azadi" sloganları eşliğinde DBP ilçe binası önünde toplandı. Eyleme, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, HDP'li Amed ve bölge vekilleri, Amed ilçe belediye eşbaşkanları, belediye meclis üyeleri ve belediye çalışanları katıldı.

DBP binası önünde halka seslenen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın konuşması sık sık sloganlarla kesildi. Demirtaş'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

"Çok sayıda belediye başkanımız tutuklandı ya görevden alındı. 26 belediyemize kayyım atanmıştır. Biz AKP'nin ne yapmak istediğini anlıyoruz. Halk kimden yana tercihini koymuşsa o göreve gelir. O halkın iradesi olur. Çalışamıyorsa da terk eder. Erdoğan ve AKP kendi belediyelerinin bulunduğu yerlerde belediyenin bütün imkânlarını, örtülü ödeneğin bütün imkânlarını kullandılar. Bütün Cemaatin iş adamlarını uçaklarla tatile götürdüler. Seçim kampanyası döneminde bizler seçim bildirisi dağıttık onlar para dağıttı ona rağmen kazanamadılar. Bu seçim çalışmalarını yürüten arkadaşlarımız nasıl engellerle nasıl zorluklarla karşılaştılar. 99'dan şimdiye kadar aldığımız belediyeler ile mücadelemizi daha da yükselttik. Eksiklerimiz oldu ama burada bir halk iradesi var. Hırsızlık yapmadan yolsuzluk yapmadan bunun karşısında direniyor, halkçı belediyecilik yapıyor. Halk ise belediyelerine iradesine sahip çıktı. AKP belediyelerinin bulunduğu yerdeki bütçe buraya oranla 10 katıdır.

İftira atıyorlar

Ankara belediyesinin bütçesini açıklamıyor bu devlet. AKP'nin yaptığı hibeler tartışmasız onaylanıyor. Bizim belediyelerin geçmiş dönemdeki borçları nedeniyle İller Bankası'ndan gelen paranın yüzde 40'ı kesiliyor. Geri kalan parayla da halka hizmet yapmaya çalışıyor bu belediyeler. İçişleri Bakanlığı, Cumhurbaşkanı'na şunu soruyorum. Belediyenin bir kuruş parası dağa, PKK'ye gidiyor diyorsanız bunu kanıtlayabiliyorsanız biz belediyeden istifa edeceğiz. Milletvekilliğinden istifa edeceğiz. Bu yalandır. Böyle bir şey yok. Bunların hepsi yalandır. Belediye başkanlarımızın gözaltına alınma gerekçelerine bakın. Fırat Anlı'nın DİSKİ'nin bir açılışına katılmış o sırada kurdele keserken fotoğrafı çekilmiş. Bu fotoğraf montajlanıp mezarlık açılış fotoğrafı diye sunuluyor. İftira atıyorlar. Belgeleri budur. Dağda mezarlık açılışı yapılmış. Savcının elinde dağa, PKK'ye gönderdiğine dair belge varsa niye ortaya koymuyor. Bunlar külliyen yalan. Halkın parasını, halka hizmet için harcanması gereken parayı hırsızlıkla, yolsuzlukla cebine koyan bir tek başkan varsa hep birlikte cezalandıralım. Ama böyle bir tek başkanımız yoktur.

Bunları yayınlayabilecek basın yayın organı var mı?

Cemaate yardım etmek örgüte yardımdır diyorsan o zaman önce saraydan başlayın, belediye başkanlarınıza gidin. Göğsünüzü gere gere Cemaate destek oldunuz. Başta Ankara ve İstanbul belediye başkanları olmak üzere belediyenin bütün imkanlarını Cemaate peşkeş çektiniz. Yolsuzluktan hırsızlıktan başka hiç bir şey yapmadılar. Onlara dair bir soruşturma var mı? Belediyelerinde bir tek müfettiş var mı? Yok. Yargıyı tümden ele geçirdiler. Hakim ve savcıları susturdular. Tutukladıkları hakime savcıya işkence yaptılar cezaevinde. Onlar tecritteyiz diye seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Memleket ne halde? Burada konuşuyoruz ama bunu yayınlayabilecek bir basın yayın organı var mı? Yok. İnternetler 4 gündür çalışmıyor. Hastane, eczane hiç bir şey çalışmıyor. Bu karartma nedir. Bu abluka nedir. Erzurum'dan Malatya'ya, Iğdır'dan Şırnak'a internetler gitti. Halk HDP'ye tepkiliyse kaldırın ablukayı, açın interneti, özgür bırakın basını da halk geliyor mu gelmiyor mu görün?

Toplumun tamamı kutuplaştırıldı

Toplumda yarattıkları öfke o kadar büyük ki ne zaman patlayacağını ne biz biliriz ne de başkası. Ama yakındır. Sonra el mi yaman bey mi göreceğiz. Parlamento bombalandı bunları yapanlar sustu. Bunu yapanlar yargılanmalılar cezalarını almalılar. Öğretmen kredi çekmiş el koymuşlar evine. Cemaate selam vermiş açığa almışlar. Yetmemiş işkence yapıyorlar. Hakimler savcılar gazeteciler iş adamları inanılmaz bir baskı, inanılmaz bir işkence. Son kuruşlarına kadar el koyup hazineye devrediyorlar. Toplumun tamamını mağdur ediyorlar. Saraydaki, 'mağduriyet yok' diyor. Tabi sarayda mağduriyet yok ki. Muhalif basına el konuldu. Geri kalanı susturuldu. Ortalık güllük gülistanlık herkes AKP'nin politikasından memnunmuş gibi bir hava yaratılıyor. Her yerde öfke tavan yapmış durumda. Toplumun tamamını kutuplaştırdılar. İnsanlar birbirine partisine göre selam veriyor. Bizim toplumumuzda böyle bir kültür böyle bir gelenek yoktur. Şimdi öyle bir hale getirdiler ki toplum parti ideolojik gruplara ayrıldı. Ne kadar çakal varsa onlar bu toplumu bu hale getirdiler.

Her birimiz akıllı telefonuz, televizyonuz

Bu kayyım meselesi de tüm bunların bir parçası. Kayyımı atayacaksın anladım da belediyenin hepsi kayyımcı mı oldu? Sonsuza kadar kayyım mı kalacak? Sandık kurulduğunda senin etrafındaki o çakallarda o sandığa gömülmeyecek mi? Bu zor günlerin faşizm günlerin geçiştirilmesi mümkün değil. Biz bunları olağan bir şekilde geçirmeyeceğiz. Çalışacağız. Sesini çıkarabilen sadece biziz. Ana muhalefet dahil kimsenin sesi çıkmıyor. Ülkenin umudu biziz. Ezilenlerin umudu biziz. Bizim yolumuz barış, kardeşlik, özgürlük adalet yoludur. Bıkmadan usanmadan ev ev dolaşıp bu zulmü anlatacağız. İnternetin kesik olduğu şu günlerde halk bunu hatırlasın 90'larda bunların hiçbiri yoktu ki. Bir gazeteyi 10 kişi okurdu. Cep telefonu mu vardı? Herkes birbirine anlatırdı. Bize bunu dayatanlara karşı bizde bu şekilde çalışırız. Her birimiz gazeteyiz, televizyonuz, her birimiz akıllı telefonuz. Bu şekilde çalışacağız. Herkes kendini görevli kabul etmeli. Diyarbakır'ın her mahallesinde çalışmalar var. Sadece Diyarbakır değil İstanbul, Ankara, Antalya her yerde çalışma var. Siz kesebilirsiniz ama hayat sokakta devam ediyor. Biz halkımız ile el ele vermeye devam edeceğiz. Bu günler aşılacak. Yeter ki halk la gönül bağımızı koparmayalım.

Halkla bağımızı koparamazlar

Erdoğan 'Diyarbakır'ı istiyorum' diye diye teslim alamadığını kayyımla almak istiyor. Tek mesele budur. Güç onun elinde ama halk kayyımı saymaz. Gaspçılıktır irade hırsızlığıdır. Kimse kayyımla çalışmaz. Biz belediye eş başkanlarımız serbest bırakılıncaya kadar, bu baskı süreci son bulana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Ellerinde hiçbir şey kalmadı. Eskiden çözüm vaat ediyorlardı. Şimdi ellerinde sadece cop kaldı. Dün olduğu gibi bugünde buradaki bütün arkadaşlar çalışmaların başına gidecekler, halkla birlikte olacaklar. Ablukalarla, yasaklarla asla halkla bağımızı koparamazlar. Bu çalışma bunu gösterecektir.

Çöp meselesi ile ilgili belediyemiz kaç gündür toplamak istiyor. Ancak valilik Makine İkmal'den araçların çıkmasına izin vermiyor. Halkın mağdur olmasını istemiyoruz. Valilikle görüşülecek. En hızlı şekilde çöplerin toplanması için ricada bulunduk. Bir kaç saat içinde bu sorun çözülecektir."

(ekip/dm/rp)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR