DİHA - Dicle Haber Ajansı

Ekonomi

Çiftçiler: Devlet teşvikte ayrımcılık yapıyor

28 Ekim
09:54 2016

RIHA (DİHA) - Meşhur narıyla bilinen Pirsûs’ta çiftçiler kan ağlıyor. Mazot, gübre gibi girdi fiyatların artışı yanı sıra devletin teşvik sisteminde yaptığı ayrımcı politikaların mağduru.

70'li yıllara kadar meyve ağaçlarının arasında görülmeyen köyleri, uçsuz, bucaksız pamuk tarlaları, sebze ve meyve bahçeleri ile bilinen Riha’nın (Urfa) Pirsûs (Suruç) ilçesi, Atatürk Barajı'nın ve devletin teşvik sistemine yenildi. Baraj yapıldıktan sonra yer altı sularının günden güne çekilmesi doğanın yeşilliği sarıya dönüştü. Özelikle nar üretimiyle bilinen ilçede 80'lerden sonra baş gösteren kuraklık tarımı yapılamaz hale getirdi. Göç yollarını tutan halkın büyük bir kısmı mevsimlik tarım işçisi olarak batı illerinde karın tokluğuna çalıştırılıyor.

Suyun merkeziydi, susuzluktan yandı

GAP sulama projesinin merkezinde olduğu halde Herran (Haran), Kaniya Xezala (Akçakale) ve Hewag'dan (Bozova) onlarca yıl sonra kısıtlı miktarda suya kavuşan Pirsûs’ta üretici zor günler yaşıyor.

Üretim masrafı karşılamıyor

Merkeze yakın 5 dönüm alandan nar üretimi yapan Mehmet Kaplan, "Bu bölgede her pazara biz nar gönderiyoruz. Ürettiğimiz narlar bu kadar organik ve tatlı olmasına rağmen pazarlardaki fiyatlarından memnun değiliz. Bölgenin en meşhur narı olan Pirsus Nar'ını üretmemize rağmen emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Pazarlarda sattığımız narlar şimdiye kadar yaptığımız maliyetin çok altında kalıyor. Bizde bundan dolayı çok mağdur oluyoruz." dedi.

Devletin söz konusu barajı halkın menfaatleri doğrulusunda değil de, susuz bırakarak göçünü sağlamak için yaptığına inandığını belirten Kaplan, "Biz bu topraklarda tam yüz yıl önce nar ve pamuk ekiminde bulunuyorduk. Çiftçiler yaz kış demeden geçimlerini sağlamak için yılın her ayında tarlalarda bulunuyorlar. Bir tarlandan yıllık bir ürün elde etmek için ilaçlamadan tutun budamasına kadar her türlü bakımını yapıyoruz. Gel gör ki bunca emeğe rağmen sattığımızda borçlu durumunda kalıyoruz. Devlet Atatürk Barajı'nı faaliyete koyduktan sonra burada halk çok mağdur oldu. Buradaki yer altı suları kurudu. Halk bundan dolayı mevsimlik işçi olarak dışarıya gitmek zorunda kaldı. Baraj yapıldı devlet bunu bilinçli olarak yapıyor ve buradaki çiftçiler uzun yıllar su verilmeyerek mağdur edildi" diye konuştu.

Tadını kadim topraktan alıyor

Nar üretimi hakkında da bilgiler veren Kaplan, bu üretimin öyle sanıldığı gibi kolay olmadığına dikkat çekiyor: "Narları erken kesip samanların altına saklıyoruz. Bunu yapmamızın nedeni narların ağaçtan kesmemiz gerekiyor. Yoksa ağaçta çatlıyorlar ve yenilmiyor. Biz narları kesip bir iki hafta samanın altında saklıyoruz. Hem kurumuyorlar hem de ağaçtaymış gibi canlılığını koruyor. Saman altında olgunlaşmaları devam ediyor. Bir iki hafta saman altında kalarak çürümeden olgunlaşması sağlanıyor."

Sistemli bir ayrımcılık var

Bölge çiftçisinin mağduriyetinin günden güne arttığını aktaran Kaplan, "Bu kadar emek harcamamıza rağmen fiyatların çok düşük olması, devletin uyguladığı sistematik politikalarının sonucudur. Nar dediğinizde akla Pirsus narı gelir. Bölgenin ve Türkiye'nin en meşhur nar üretimini yapıyoruz ama emeklerimiz karşılıksız kalıyor. Türkiye ve dünya pazarlarında yer alması için teşvik ve ihracatın olması gerekiyor. Bunlar yapılmadı mı nar üreticileri bütün o emeklerinin karşılığını alamıyor." diye konuştu.

Bu politika daha çok süründürür

Rusya'yla yaşanan uçak krizinin ardında ekonomi de kırılma yaşandığını hatırlatan Kaplan şöyle devam etti: "O süreçte sebze fiyatlarında düşüş ve tüccarlarının durumunu gördük. Türkiye'nin durumu 3 ay içinde gözler önündeydi. Medyaya yansımamış olabilir. Biz üreticiler olarak yaşadık. Bugün de Kürdistan'da özel bir savaş yürütülüyor. Üreticinin bundan etkilenmemesi imkansız. Devletin teşvik politikaları ise hiç uygulamıyor."

(mp/ip/sd)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR