TTB: Selçuk hocamızı kurban vermeyeceğiz
İSTANBUL (DİHA) -İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipler Birliği, İstanbul Tabip Odası Başkanı Selçuk Erez'e açılan soruşturmaya tepki göstererek, "Selçuk hocamızı kurban vermeyeceğiz" dedi.
İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipler Birliği (TTB), Sağlık Bakanlığı tarafından İstanbul Tabip Odası Başkanı Selçuk Erez'in "Kürt sorununun barış ve müzakere yoluyla çözülmesini" isteyen sözlerini gerekçe göstererek, hakkında "örgüt propagandası" yaptığı iddiasıyla dava açılmasını İstanbul Tabip Odası'nda yaptıkları basın toplantısıyla protesto etti.
Toplantının yapıldığı salona, "Savaş bir halk sağlığı sorunudur. Barış istemek hekimlik görevidir" yazılı pankart asıldı. İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi İncilay Erdoğan, TTB Merkez Konseyi üyesi Prof. Dr. Mehmet Taner Gören, TTB İkinci Başkanı Raşit Tükel, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Samet Mengüç, Prof.Dr. Gençay Gürsoy, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Örgütü Eşbaşkanı Doğan Erbaş ve çok sayıda siyasi parti temsilcisi ve kurum temsilcisi katıldı.
'Barış ve demokrasiyi yinelemeye devam edeceğiz'
Toplantıda ilk olarak konuşan TTB İkinci Başkanı Raşit Tükel,15 Temmuz sonrası başlayan süreçte ülkenin otoriter yönetim altına alındığını söyleyerek, anti demokratik uygulamaların yaygınlaştığı bir dönemi yaşadıklarına vurgu yaptı. Kurumsal düzeyde de bir baskı sürecine maruz kaldıklarını ifade eden Tükel, "1985'te de idam cezasının kaldırılması için mücadele yürüttüğümüz zaman da davalar açılmıştı. O zaman söylediğimiz gibi hekimlik mesleğinin en temel görevi insanları yaşatmaktır. Sağlıklı olabilmemiz için barış içinde yaşamamız gerekiyor. TTB olarak verdiğimiz mücadele bu ortamın sağlanması içindir. Barış ve demokrasiyi yinelemeye devam edeceğiz" dedi.
Ardından konuşan İstanbul Tabip Odası Başkanı Selçuk Erez, hakkında açılan soruşturmalara konu olan haber başlıklarından birkaç örnek okuyarak, tepki gösterdi. Basına verdiği demeçlerin hepsinde ülkenin bölünmez bütünlüğü içerisinde ifade özgürlüğünü kullandığını söyleyen Erez, yazar Rudyard Kepling'in şu sözü ile konuşmasını sonlandırdı: "Eğer söylediğin gerçeklerin üç kağıtçılar tarafından aptalları tuzağa düşürmek için çarpıtıldığını duymaya dayanabilirsen ya da yaşamını adadığın eserlerin yıkıldığında işe koyulmak için araç gereçlerini yeniden yaratabilirsen o zaman sen olmuşsun oğul. O yüzden senin söylediğin hekimleri barındırmaktadır. Bunları da sana sık sık söyleyeceğiz."
'Barıştan yana inancımıza kayyım atayamayacaksınız'
Son olarak konuşan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi İncilay Erdoğan ise, yaşama dair her şeye düşman olan iktidar ile karşı karşıya olduklarını söyleyerek, "Vicdanımıza, yaşama tutunduğumuz her şeyi betonlaştıramayacaksınız. Binlerce yıllık meslek ahlakımıza ve barıştan yana olan inancımıza kayyım atayamayacaksınız" diyerek, Erez'in barış sözünün aynı zamanda kendi sözleri olduğunun altını çizdi.
'Erez'in sözlerinde propaganda aramak darbe fırsatçılığıdır'
Yapılan konuşmalar ardından ortak basın açıklamasını ise İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Samet Mengüç okudu. Mengüç, 4 Eylül'de yapılan barış mitinginde kullandığı ifadeler yüzünden soruşturma açılan Erez'in sözlerinde "terör propagandası" aramanın ve oda aleyhine sonuçlar çıkarmanın darbe fırsatçılığı olarak gördüklerini belirtti.
'Selçuk hocamızı kurban vermeyeceğiz'
Mengüç, savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğunu ifade etmekten geri durmayacaklarını söyleyerek, "İstanbul Tabip Odası Başkanı Selçuk Erez nezdinde örgütümüze Sağlık Bakanlığı eliyle yürütülen kara propagandaya boyun eğmeyeceğiz. TTB bu sınavı birçok kez verdi. Bizler 'Savaş bir halk sağlığı sorunudur' haykırışımızdan vazgeçmeyeceğiz. Savaş tamtamlığıyla perçinlenen darbe fırsatçılığına ne Selçuk hocamızı ne de barış sevdalısı başka bir meslektaşımızı kurban vermeyeceğiz" dedi.
Basın metninin okunması ardından toplantı soru cevap kısmı ile son buldu.
(nd/za/rp)