Güven: Bugün sessiz kalırsak yarın başka şeyler devreye girer
AMED (DİHA) - Gültan Kışanak ve Fırat Anlı’nın gözaltına alınmasının kendileri açısından darbe anlamına geldiğini vurgulayan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, “Buna sessiz kalırsak yarın daha başka şeylerin devreye gireceğini bilmek zorundayız” diye uyarıda bulunarak herkesi tepkisini göstermek üzere sokağa davet etti.
Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı’nın gözaltına alınması, belediye binası ise polis ablukasına alınarak “fiili kayyım” atanmasına karşı siyasetçileriyle birlikte Kürtler ayakta. İktidarın diğer DBP’li belediyelere uzanacağı anlaşılan bu yönelimine karşı Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven çok önemli açıklamalarda bulundu.
DBP’li belediyelerle devam edeceği anlaşılan bu yönelime karşı Güven, şu değerlendirmelerde bulundu:
‘Korsanvari şekilde gözaltına alındılar’
Kürtler için hukuk yıllardır her zaman farklı işlemiştir. Dün gece itibariyle gözaltına alınan eşbaşkanlarımız adresleri belli insanlardır. Varsa alınması gereken ifadeleri, savcılar ve hakimler davet ederdi, eşbaşkanlar da gider ifadelerini verirdi. Ama bunun yerine evleri basılarak, hatta Gültan hanım Ankara’dan dönerken havalimanında adeta korsanvari bir şekilde gözaltına alınmıştır.
‘Kabul etmeyeceğiz…’
Belediyeye yapılan baskınla birlikte bu görüntüler 12 Eylül’ü yaşamış bu ülkede yaşanmamış görüntlerdir. Diyarbakır’a bakın, kentin bütün sokakları, panzerler zırhlı araçla ve polislerle srılı durumda. Adeta bir işgal hali, belediyemizin tamamı şuan sarılmış durumda. Bu görüntüyü izleyen darbeyi 15 Temmuz’da FETÖ’cüler değil de Kürtler Erdoğan’a yapmış. O da Kürtleri bastırmaya çalışıyor.
Buna karşı Kürtlerin demokratik siyasette ısrar etmelerine rağmen adeta burada yaşamayın deniliyor. Demokratik siyasetten vazgeçin ve bize tabi olun deniliyor. Bunu asla kabul etmeyeceğiz.
214 MGK toplasında alınan ‘Çökertme Planı’ bugün hala adım adım hayata geçiriliyor. İlçe belediyelerimize kayyım atanmasından başladı, bugün büyükşehirle devam edeceğe benziyor. Fiili olarak şuan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmıştır.
Hangi sonucu almayı planlıyorlar bilmiyoruz, ama Türkiye halklarına dair bir sonuç almayacakları kesin. AKP artık şunu anlamı, Kürt halkı yıllardır verdiği mücadeleden bir adım dahi geri atmayacaktır. Çünkü kendi haklarıyla bu ülke bütünlüğü içerisinde yaşama talebi son derece meşru bir taleptir. Demokratik Özerklik Kürt halkının talebiydi. Eşbaşkanlarımız da bu talebin olabileceğini söylediler ama bugün bunun ifade edildiği o resim karesinde yer alan herkes gözaltına alınıyor. Türkiye demokrasisinden çok ciddi şeyler kaybetmeye devam ediyor.
Batıdakileri uyardı
Çavuşoğlu utanmadan Fransa Dışişleri Bakanı’na OHAL uygulamaları Fransa’daki ile aynıdır diyor. İşte görüntüler ortada. Fransa’da böyle bir görüntü olsa halkın bir bütünü iktidara karşı sokaklara çıkar ama Türkiye cephesi bunu izliyor. İzlemekle olmaz. Bugün Diyarbakır’da bunu yapan yarın İstanbul’da da başka yerde de aynı şeyleri yapar.
‘Dün boyun eğmediler bugün de eğmeyecekler’
Kimsenin seyirci kalmaması lazım. Kürtleri terörize etmeye çalışmasınlar. Kürtler kendi hakları için ayaktalar. Gültan Kışanak 12 Eylül’de faşist cuntaya karşı nasıl boyun eğmediyse, Fırat Anlı nasıl yıllarca cezaevinde kalmasına rağmen demokratik siyasette ısrar ettiyse bugün de aynı şey devam edecek.
‘Sessiz kalırsak başka şeyler devreye girer!’
Kürdistan’da bugüne kadar neyi elde ettiysek, direnerek elde ettik. Bedeller ödedik ama kazındık. Görünen o ki yeniden direnmeye devam edeceğiz. Ama demokratik siyasette ısrar eden iradeli bir direniş…OHAL burada evet farklı işliyor, TOMA ve tankları ile polis her yerde ama bu konuda sessiz kalırsak yarın daha başka şeylerin devreye gireceğini bilmek zorundayız. Alanlara dökülmek zorundayız. 15 Temmuz’da Tayyip Erdoğan halkı sokaklara davet edip darbeye karşı durmalarını istedi. İşte bu da darbedir. AKP’nin darbelerine karşı sokağa çıkmak hakkımızdır. Başlatacağımız eylemler süresizdir. Her gün sokakta olacağız. Halkımızda gelecek çağrılara göre kendisini organize etmeli ve bu darbeye karşı durmalıdır.”
(öç)