Silahlanma çağrısı Alevi halkını tedirgin etti
ANKARA (DİHA) - AKP’nin dış politikada Sünni eksenli mezhepçi politikaları ve ardından gelen silahlanma çağırılarına dikkat çeken Alevi dede ve öncüleri, kaygılarının üst düzeye çıktığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetinin dış politikada yürüttüğü Sünni eksenli politika ve sivilleri silahlandırma arayışları, farklı inanç topluluklarında belleklerindeki katliamları canlandırdı. Çorum’da yaşayan Alevi dedesi Nurettin Aksoy, Alevi toplumundaki gözlemlerini aktarırken, “Dedelerimiz, taliplerimiz, bir bütün toplumumuz geleceğiyle ilgili kaygı içinde; Türkiye’de yok sayılan tüm inanç ve kimlikler gibi” dedi.
Toplum çatışmaya sürükleniyor
AKP ve Cumhurbaşkanının içte ve dışta izlediği politikanın toplumu çatışmaya sürüklediği uyarısında bulunan Aksoy, “Siyasi iktidarın tüm inançlara kör ve sağır olmalıdır, tek bir kişi bile kalsa onun inancını yaşatmalıdır. Ancak Alevilik Türkiye’de yasaklı ve yok edilmesi gereken bir inanç, kültür olarak görülüyor” diye konuştu.
‘Aklı başında olan kutuplaşma istemez’
Silahlanma çağrıları ve farklı toplumlara yönelik saldırıları hatırlatan Aksoy, “Aklı başında hiçbir inanç ve halk bu tür kutuplaşmaları istemez. Biz inancımızı geleceğimizi koruyacağız. Her zaman barış dedik. Mezhep çatışmalarından kimseye fayda gelmez. Bundan sonra da çatışmalara meydan vermeden demokrasi ve hukuk içinde yaşamaya çalışacağız” ifadelerini kullandı.
‘Çatışmaya zemin hazırlıyorlar’
Garip Dede Dergahı Başkanı Celal Fırat da, AKP ve Erdoğan’ın yürüttüğü politika Aleviler ve diğer inançlar açısından ciddi bir sorun oluşturuyor. Türkiye’nin insan odaklı bir politika izlemesi gerektiğini dile getiren dede Fırat, ancak bunu Türkiye hükümetinden beklemenin hayalperestlik olduğunu ifade etti.
Bu çağrılar tesadüfü değil
Musul’da yürütülen mezhep eksenli politikaların ardından sosyal medyada silahlanma çağrısı yapılmasının tesadüfü olmadığına dikkat çeken Fırat, “İnsanlarımız üzerinde psikolojik baskı var. Toplumu kutuplaştırma üzerinden politika yürütüyorlar. Çatışmaya zemin hazırlıyorlar. Vicdan sahibi olan herkes bunun yanlışlığını dile getirmeli” dedi.
‘Kedimizi güvende görmüyoruz’
Silahlanma çağrısının Aleviler üzerindeki etkisini aktaran Fırat, kaygılarını şu sözlerle dile getirdi: “Türkiye başka devletleri mezhepçilikle suçluyor ama fazlasını Türkiye içinde uyguluyor. Uğur Kurt davası görüldü. Canımızı cemevi bahçesinde vurdular. Böyle bir olay cami içinde olsa Türkiye’de iç savaş çıkarırlardı. İnsanın temel duygularından biri güvenliktir. Bizim toplumumuz kendini güvende görmüyor. Son zamanlarda kaygılarımız en üst düzeye çıktı. Komşumuzdan, arkadaşımızdan bekliyoruz. Hayatın her alanında işte, otobüste, metrobüste yalın bir şekilde tedirginlik hissediyoruz. Çünkü bunları geçmişte, Maraş’ta, Çorum’da, Gazi’de yaşadık!”
(dn/sd)