DİHA - Dicle Haber Ajansı

Haberler

DAİŞ neden yenil(e)miyor? - ANALİZ

 
26 Ekim
09:07 2016

ANKARA (DİHA) - İçinde 36 ülkenin yer aldığı DAİŞ karşıtı uluslararası koalisyonun en etkili ve başarı şansı en büyük gücü, devlet olamamış Kürtlerden oluşması dikkat çekiyor. Bir sistem yaratımı olarak ortaya çıkan DAİŞ, diğer devletlerin teknik üstünlüğüne ve bu konudaki saldırılarından sadece güç devşiriyor.

Musul operasyonu ile gözlerin bir kez daha çevrildiği DAİŞ bölgedeki varlığını bir şekliyle sürdürüyor. Kökenleri El-Kaideye dayanan ve esas olarak, emperyalist politikalardan beslenerek büyüyen DAİŞ, bölgede 2004 yılında varlık göstermeye başladı. Daha sonra, El Kaide tarafından dışlanan ve El Kaide çizgisini benimsemesine rağmen, uyguladığı sofistike uygulamalarla dikkatleri üzerine çeken DAİŞ, El Bağdadi'nin halife ilan edilmesiyle Temmuz 2014'ten itibaren etkinliğini ve gücünü arttırdı.

DAİŞ'in de bir Osmanlı hayali var

Uluslararası alanda militan devşiren, Irak ve Suriye'de neredeyse bir çok devletten daha fazla alanı işgal eden DAİŞ, Ortadoğu'yu merkez alarak, eski Osmanlı bakiyesi olan ve Akdeniz kıyılarını kapsayan "Levant bölgesini" ele geçirme hayaliyle, yayılmacı bir politika izledi ve yarattığı dehşet algısı ile bir çok alanı çatışmadan ele geçirdi. Musul'un DAİŞ tarafından işgal edilmesi de bu yöntemle gerçekleştirildi. Aynı zamanda geniş yerel ittifaklar geliştiren ve ele geçirdiği yerellerden kendisi ile birlikte hareket eden gruplara "ganimet veren" ve paylaşıma dahil eden DAİŞ, selefi düşünceyi de ideolojik bir argümana dönüştürdü.

Uluslararası DAİŞ karşıtı mücadele Kobanê ile aktifleşti

DAİŞ'in işgali ve etkinlik alanını bu denli geliştirmesinin ardından uluslararası ölçekte, DAİŞ ile mücadele koalisyonu kuruldu. Uluslararası güçlerin yerel güçlere dayanarak daha çok, teknik ve lojistik destek verdiği DAİŞ karşıtı koalisyon, esas olarak Kobanê'nin özgürleştirilmesinden sonra aktifleşti. Kobanê'ye yönelik saldırısı ile stratejik bir hata yapan ve seçkin millitan ve askeri gücünün neredeyse tamamını burda imha etmeyi göze alan; ancak buna rağmen Kobanê'yi işgal edemeyen DAİŞ için, Kobanê neredeyse sonun başlangıcı oldu. Kobanê'nin DAİŞ'ten temizlenmesiyle örgüt, Kürdistan'da gerilemeye ve etkinlik alanlarını kaybetmeye başladı. Ancak aynı dönemde, Irak ve Suriye'de toprak ve gücünü artıran DAİŞ, buralarda çatıştığı paralelindeki yapılardan bölgeleri ya kesinkes ele geçirdi, ya da karşısında büyük bir güç görünce, militanlarını kamufle ederek, alandan şeklen çekildi. Sakalını kesen militanları üzerinden de, daha sonra dahil oldukları benzer yapılar içerisinde etkinliklerini arttırdı.

Kobanê batıya yönelik tehdidi azalttı

Fakat, DAİŞ'in bütün insan ve teknik üstünlüğüne rağmen, Kobanê'de YPG direnişi karşısında yenilmesi, dünya çapında da sapkın örgütün yenilebileceği kanaatini güçlendirdi. Hatta Kobanê direnişi ve elde edilen başarı, DAİŞ'in dünyaya yönelik tehdidi ve saldırıyı batıya tartışmasına büyük oranda durdurdu. Uluslararası güçler de, Kürtlerin bu gücünü ve etki alanını gördükleri için Kürtlere yönelik tutumlarını yeniden gözden geçirmeye başladı.

36 ülkeye rağmen gözler Kürt militanlarda

DAİŞ'e yönelik Musul'da başlatılan ve neredeyse 36 ülkenin içinde yer aldığı DAİŞ karşıtı koalisyonun başarılı olup olmayacağı tartışılmakla birlikte, Musul operasyonu çoğu bölge ülkesi için örgütün yenilmesinden sonra, etkinlik alanını tahkim etme arayışına döndü. Özellikle Türkiye ile Irak merkezi hükümeti arasında yaşanan Musul ve Başika tartışması da bu gerçeği ortaya koydu.

Nerede bir DAİŞ varsa karşısında Kürt gerillası var

Bütün bu küresel operasyonel güce ve oluşmuş olan "konsensüse" rağmen, gözler operasyonda bir yandan DAİŞ'in Şengal saldırı ve katliamını kıran Yekîneyên Berxwedana Şengalêyi (YBŞ) aradı. Yine Musul operasyonunda öne çıkan güçlerin başında peşmerge ve Kürt güçleri geliyor. DAİŞ'in Musul saldırısına karşılık Kerkük'e yönelik başlattığı saldırılarda da, gerilla temel bir güç olarak devreye girdi. Türkiye'nin tepkisine neden olan bu gelişmeye rağmen, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın daha önce, "Nerede bir DAİŞ varsa orada onunla savaşacağız" sözlerinde olduğu gibi, nerede DAİŞ belirmişse, Kürt güçleri ve gerillaları onların korkulu rüyası oluyor, onları gerileten en temel ve belki de tek güç olarak öne çıkıyor. Bu Kobanê'de de, Şengal'de de, Şehba'da da, Hesekê'de de böyle oldu.

Kürtlerin başarı gücünün nedenleri

Bunun bir çok nedeni olmakla birlikte, bu durum Kürtlerin silahlı gücünden, teknik imkanlarından, çok fazla savaşçı olmalarından kaynaklanmıyor. Kürtlerin DAİŞ'e karşı kendi topraklarını savunma motivasyonu ile birlikte, ideolojik ve felsefik olarak DAİŞ'e karşı üstün kılan başka yönleri bulunuyor.

DAİŞ'e karşı DAİŞ savaşı!

Öncelikle burada Kürt silahlı güçlerinin DAİŞ'e karşı güçlü olmasından ziyade, diğer kesimlerin DAİŞ'e karşı zayıflığı dikkat çekiyor. Çünkü, DAİŞ, tıpkı El Kaide örneğinde olduğu gibi, daha önce istilacı Moğol örneğinde görüldüğü gibi, bir sistem yaratımı olarak ortaya çıkıyor. DAİŞ, miadını dolduran, ulus devlet pratiğe yerine ortaçağa imparatorluk özlemlerini diriltmeye çalışıyor. Bu yapı, bir yandan insanlara, "cennet vaat" ederken, insanların geçmişte deneyimlediği ve korkuyla insanların genine işleyen "merkeziyetçiliği-iktidarcılığı" yeniden depreştiriyor. Bu durum, DAİŞ'in kafa kesme, vahşet görüntülerini geçmişe refere etmesiyle de kendisini gösteriyor. Devletçiliği, iktidarlığı, şiddet ile insanlara tahakkümü dayatması, Sünni erkek selefi dışında hiç bir düşünceyi kabul etmemesiyle dayattığı tekçiliği, DAİŞ'in sistem kodlarını ve beslenme noktalarını oluşturuyor.

DAİŞ karşısında mücadele ettiğini söyleyen kesimler de felsefik ve düşünsel olarak neredeyse DAİŞ'ten farklı bir şey savunmuyor. Özellikle bölgesel düzeyde, aynı tekçilik, devletçilik, merkeziyetçilik, hatta yer yer "imparatorluk hayalleri" bu mücadelede yer alan güçlerin en belirgin özelliği olarak öne çıkıyor. Bölge devletlerinin katliam gelenekleri ve haklara dayattıkları dikkate alındığında, DAİŞ'in vahşet uyandıran katliam girişimleri de "şiddete karşı şiddet, kıstasa kıstas" yaklaşımı üzerinden DAİŞ tabanında kabul görüyor.

Bu yüzden bölge güçleri ile DAİŞ arasında yaşanan çatışma ve egemenlik, iktidar olma mücadelesi olarak ortaya çıkıyor ve her iki taraf da topluma farklı bir alternatif sunmuyor. Sadece DAİŞ biraz daha radikal yöntemlerle, dehşet yöntemleri ile güç dengesini lehine çevirmeye çalışıyor.

Kürtler neden başarılı?

Buna karşılık, Kürtlerin temsil ettiği felsefik ve ideolojik alt yapı, Kürtlerin DAİŞ karşısında başarılı olmasının da temel gerekçesini ve nedenini oluşturuyor. Kürtler koalisyon güçlerinden farklı olarak, DAİŞ'in "kadınları köle pazarında satan erkek egemenliğine" karşı kadınların savaş cephesinde de, DAİŞ'e en büyük darbeyi vuran kadın özgürlüğünü temsil ediyor. Hem koalisyon güçleri hem de DAİŞ'in "tek din, tek dil, tek mezhep, tek yapı" dayatmasına karşı Kürtler, "çok kültürlülüğü, kültürel zenginliği" sahipleniyor ve bunu Rojava pratiğinde de hayata geçirerek, DAİŞ'e karşı asıl başarı elde etmesine zemin hazırladı. DAİŞ ve bölge güçlerinin, "merkeziyetçiliğine karşılık" Kürtler, özerkliği savunuyor. Devletlerin ve DAİŞ'in "dehşet dengesine dayanan katliamı barındıran savaş" pratiğine karşı Kürtler, "zorunlu haller ve meşru savunma dışında" savaşı reddediyor. Kürtlerin DAİŞ'e karşı başarı sırrı da, silahlı gücünden ziyade, alternatif dünya tahayyüllünde, iktidarcılığa, devletçiliğe, mezhepçiliğe, erkek egemenliğine, tekçiliğe karşı geliştirdiği demokratik, ekolojik, kadın özgürlük mücadelesine dayanan ideolojisinden kaynaklanıyor.

(kk/ag)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR