DİHA - Dicle Haber Ajansı

Haberler

HRW: KHK'ler işkence ve kötü muameleye açık çek

 
25 Ekim
11:34 2016

İSTANBUL (DİHA) - İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), darbe girişimi sonrası karşılaşılan işkence ve kötü muamele olaylarıyla ilgili yayınladığı raporunda, çıkarılan KHK'ler ile kolluk görevlilerine, gözaltındakilere diledikleri gibi işkence ve kötü muamele yapmaları için açık çek verildiğini kaydetti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) polisin gözaltındaki kişilere yaptığı işkence veya kötü muameleyi ortaya koyan "Açık Çek: Türkiye'de Darbe Sonrası İşkenceye Karşı Koruma Tedbirlerinin Askıya Alınması" başlıklı bir rapor yayınladı.

13 vaka incelendi

KHK’ler ve koruma tedbirlerinin zayıflatılmasının gözaltı koşullarını ve gözaltına alınan kişilerin haklarını nasıl zayıflattığına dikkat çekilen 43 sayfalık raporda, uykusuz bırakma, dayak, cinsel istismar, tecavüz girişimi iddialarını içeren 13 vakaya ilişkin ayrıntılara yer veriliyor.

Görüşülen isimler gizli tutuldu

Rapor için yürütülen araştırma kapsamında 40'tan fazla avukat, insan hakları aktivisti, sağlık personeli, adli tıp uzmanı ve gözaltından serbest bırakılmış kişilerle görüşüldü. Ancak görüşülen kişilerin ve avukatlarının isimleri güvenlikleri gerekçesiyle gizli tutuldu.

Raporda, KHK'lerde yer alan bir maddeyle devlet görevlilerin bu kararnameler kapsamında yerine getirdikleri görevler kapsamında her türlü sorumluluktan muaf tutulduğunu ve Türkiyeli yetkililerin BM işkence özel raportörünün ziyaretini ertelemesinin, işkence ve kötü muameleyi önleme taahhütleriyle ilgili ciddi bir şüphe uyandırdığının altı çizildi.

Williamson: Tedbirler alınmalı!

HRW Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, "Türkiye hükümeti işkenceye karşı koruma tedbirlerini kaldırarak kolluk görevlilerine, gözaltındakilere diledikleri gibi işkence ve kötü muamele yapmaları için açık çek veriyor. Belgelediğimiz vakalar bize bazı görevlilerin tam da böyle yaptığını gösteriyor. Türkiye hükümeti bu önemli tedbirleri geri getirmelidir" dedi.

"Olağanüstü hal altında hızla çıkartılan iki KHK'nin Türkiye'nin işkenceyle mücadelede aldığı yolu boşa çıkarmasının çok yazık olacağını" belirten Williamson, "Yetkililer büyük zarar veren bu hükümleri derhal iptal etmeli ve emniyette ve diğer gözaltı yerlerinde yapıldığı söylenen inandırıcı işkence ve kötü muamele iddialarını soruşturmalıdır" diyerek çağrıda bulundu.

15 Temmuz tarihinde en az 241 polis memuru ve kişinin hayatını kaybettiği ve yaklaşık 2 bin kişinin de yaralandığını ifade edilen darbeye karşı koyarken yaralanan kişilerle de görüşüldüğü belirtilen raporda şu tespitlere yer verildi:


"* Uluslararası hukuk işkenceyi mutlak surette yasaklar ve bu yasak savaş ya da ulusal acil durum hallerinde bile askıya alınamaz. Oysa KHK'ler gözaltındakileri işkence ve kötü muameleden koruyan önemli koruma tedbirlerini kaldırıyor.

* KHK'ler yargısal denetime tabi olmadan gözaltı süresini dört günden otuz güne çıkarıyor, gözaltındakilerin avukatla görüşmesini beş güne kadar kısıtlayabiliyor ve alıkonan kişinin avukat seçme ve avukatıyla özel görüşme haklarını kısıtlıyor.

* İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün belgelediği bazı vakalarda kolluk görevlileri bu hakları, KHK'lerle sağlanan geniş hareket alanını bile aşacak şekilde ihlal ediyorlar.

* Gözaltına alınmış bir kişi savcıya verdiği ifadede söyle diyor: "Beni gözaltına alan komiser... yüzüme gözüme tokatla vurmaya başladı…Ayaklarımın altına, karnıma vurarak, sonrasında hayalarımı sıkarak 'seni hadım ederim' dedi." İfade, vücudunun başka yerlerini de nasıl darp ettiklerine dair detaylarla devam ediyor.

* İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün araştırması, polis tarafından yakalanan ve gözaltına alınanların sağlık muayenelerinin güvenilirliğinin de, söz konusu muayenelerin gözaltı tesislerinde veya polis memurlarının önünde yapılmasını talep eden polislerin tutumu ve yetkililerin baskısı yüzünden zedelendiğini ortaya koyuyor.

* Kolluk görevlileri bu tedbirleri yalnızca darbe girişimine karışmakla suçlanan kişilere değil, silahlı Kürt ve sol gruplarla bağlantılı olmakla suçlanarak gözaltına alınan kişilere de uyguluyor ve onları da kötü muamele ve adil olmayan yargılamaya karşı koruyacak tedbirlerden de mahrum bırakıyorlar.

* Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dahil olmak üzere Türkiye hükümeti yetkilileri darbe girişiminden sonra işkenceye sıfır tolerans göstereceklerini ilan ettiler. Ne var ki, yetkili makamlar son işkence iddialarına gereğince yanıt vermek yerine bu iddiaları dile getirenleri önyargılı ve darbe yanlısı olmakla ve hükümetin darbe girişiminden sorumlu tuttuğu, eski müttefikinin liderliğindeki Gülen Hareketi'nin propagandasını yapmakla suçladılar.

* Darbe girişimi sonrasında, işkence gördüklerine inandığı kişilerle birlikte gözaltına alınan bir avukat İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne şöyle dedi: "İşkence bulaşıcı bir hastalık gibi - bir kez başlayınca yayılıyor; şu an yaşadığımız geriye gidişi görmek çok acı verici."

(nd/yk/öç)





Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR