‘Her birimiz ondan bir parça taşıyarak Beritanlaşabiliriz’
MÜJDAT CAN/SERFİRAZ GEZGİN
DERSIM/İZMİR (DİHA) - Kadın özgürlük mücadelesine yeni bir direniş geleneği getiren Gülnaz Karataş’ı anlatan Barış Grubu üyesi Aysel Doğan, “Her birimiz Beritan’dan bir parça taşıyarak Beritanlaşabiliriz” dedi. Baba Mustafa Necati Karataş ise, "Berîtan’ın yolundayız, onun direniş bayrağı düşmeyecek" diye konuştu.
Kürt kadınının direniş ve baş eğmezliğine en önemli örneklerden olan Gülnaz Karataş (Beritan), 25 Ekim 1992'de düşmanına teslim olmamak için Xakurke’nin Lelikan uçurumlarından atlayarak yaşamını yitirdi. O da 38 Dersim katliamında ele geçmemek için kendini uçurumlardan atan Besê ve Zarife’nin geleneğini yaşattı. Aynı zamanda Besê ve Zarife’nin memleketinden olan Berîtan, ailesinin göç etmesi nedeniyle Çewlig’in (Bingöl) Bongilan (Solhan) ilçesinde dünyaya gözlerini açtı. Xarpet’te orta öğretimini tamamlayıp, üniversite eğitimi için İstanbul’a gitti.
O dönem öğretmen olan Ağabeyi Servet Azmi Karataş'ın da etkisiyle özgürlük hareketi ile tanışan Gülnaz, üniversiteye başladığı ilk senede tutuklandı, tutuklu kaldığı süre boyunca cezaevinde işkenceye maruz kaldı.
1991’de cezaevinden çıkar çıkmaz da dağların yolunu tuttu Beritan adını aldı. Ailesine bıraktığı mektubunda "Bize yapılanların hesabını soracağım. Hiçbir şeyi unutmam" diye yazmıştı.
Kürdistan dağlarının her köşesine nakış nakış özgürlüğe olan sevdasını ve teslimiyete olan tahammülsüzlüğünü işleyen Beritan, mücadele azmi ve kararlılığı ile bir direniş geleneğinin öncüsü haline geldi. Dağın sesi olan Beritan, aynı zamanda kadının da duyulmayan çığlığı olur ve kadının özgürleşme savaşında, görülmedik bir cesaretle Komutan Bêrîtan olarak yerini alır. Karataş'ın teslimiyet karşısında kararlı pratiği, özgürlüğü yaratma yolunda Kürt kadını açısından bir dönüm noktası olur.
1992 yılında TSK, KDP ve YNK'nin "Sandaviç Operasyonu" adını verdikleri saldırıda son kurşununa dek savaştıktan sonra, teslim olmamak için kendini Xakurkê dağı kayalıklarından aşağı bırakarak yaşamını son veren Beritan’ın, "Yaşamı savaşarak kazanacağım" sözleri özgürlüğe bağlılığını özetler nitelikte.
‘Onlar halklaşmış aşka dönüşmüş kadınlardır’
Böylesine bir Kürt kahramanını anlatmanın zor olduğunu söyleyen Barış Grubu üyesi Aysel Doğan, Beritan gibi kahramanlaşan kadınların anılmasından öteye, yaşanılması gerektiğini söyledi. Beritan’ı Kürt halkı olarak hala anlamaya çalıştıklarını belirten Doğan, "Ben kendi şahsımda bu konuda Beritan’ı çok da anladığımızı sanmıyorum. Hala Beritan’ı anlamaya çalışıyoruz. Beritan Dersim’dir, Beritan Kürdistan’dır, Beritan aşktır. Beritan sevgidir. Aslında insanlığa, kadına dair ne kadar güzel, ne kadar dolu şey var ise nitelikler marifetler var ise hepsini Beritan’da okuyabiliriz. Çünkü onlar kendisini aşmış, ülkeleşmiş, halklaşmış aşka dönüşmüş kadınlardır” dedi.
‘Yeni bir yaşamın nasıl olması gerektiğini haykırdı’
“Beritan o kadar çok sevdi ki halkını ve ülkesini, bunu karasevdadan ziyade bir aşka dönüştürdü” diyen Doğan, Beritan’ın kendisini kayalıklardan atarken yeni bir yaşamın nasıl olması gerektiğini haykırdığını söyledi.
Sorunun sadece bir kadın olarak ele geçip geçmemek olmadığının altını çizen Doğan, “Aynı zamanda gerici erkek zihniyete de bir yanıttı Beritan. Parçalanmış Kürdistan, parçalanmış ülke, parçalanmış halk gerçekliğine de bir yanıttı. Dolayısıyla bu anlamıyla da Beritan’ı anlamak, yurtseverleşmek, özgürleşmek, kadın olmak anlamına gelir. Bu anlamıyla da bugün Rojava’da Beritanlaşan kadınlar destan yazdı. Şengal’de ve Dersim’de de öyle. Bugün Roza’mızı yitirdik Dersim dağlarında, 20 yıllık gerillaydı. O da Beritanlaşmıştı. Dolayısıyla Beritanlaşan kadınlar Beritanlaşan halk, Beritanlaşan Dersim, hem özgürleşerek hem de yeni bir özgür yaşam kurarak Beritan’a olan borcumuzu, sorumluluğumuzu yerine getirmenin hakikat olacağını düşünüyorum” değerlendirmesi yaptı.
‘Yaşam ve direnişi gösterdi’
“Beritan’ı çok seviyoruz o bizim aşkımız, ışığımız özgürlük yolumuzdur" diyen Doğan, kahramanlaşan kadınları tanımlamanın çok zor olduğunu söyledi. Beritan’ın, yeni yaşamı sadece direnerek değil, nasıl direnilmesi,
nasıl yaşanarak ulaşılması gerektiğini öğreterek gösterdiğini belirten Doğan, Beritan'ı şu sözlerle anlattı:
“Ne kadar anlayabiliyorsak o kadar anlatabiliriz Beritan’ı. Ve her birimiz Beritan’dan bir parça taşıyarak Beritanlaşabiliriz. Beritan ele geçmemek, kendisini korumak için değil yeni bir direniş hamlesiydi aynı zamanda. Kadın olarak halk olarak yeni bir direnişti. Dolayısıyla Beritan bir tohum ekti. Bugün gerek Güney Kürdistan’da, gerekse Rojava’da binlerce kadın Beritan adını taktığı gibi Beritanlaşarak mücadele edip, savaşıp kahramanlaştılar. Tek tek isimlerini saymak bile olmaz bütün kadınlar Beritanlaştı Rojava mücadelesinde. Gerçekten bir kazanım varsa bu mücadele ile kendisini var etti. Dün Beritanlaşanları ve Beritan’ı anlamayanlar bugün onun önünde saygı ile eğiliyorlar. Çünkü o bir şeyin başlangıcıydı ve yaşamsal gerçekliğin de hakikatiydi. Bu anlamıyla da bana göre her halkın kahramanları, her dönemin kahramanlarıdır aynı zamanda. Beritan sadece kendi döneminin değil bütün dönemlerin, zamanların ve mekânların kahramanlarıdır. Eğer yaşanacaksa, direnilecekse Beritanlaşarak olur. Biz bunu Rojava’da, Güney Kürdistan’da ve Kuzey’in dağlarında da görüyoruz. Yine halkımızın Beritan’a olan saygı ve özleminde de görüyoruz.”
‘Geriye dönüş kahramanca olmalı’
Doğan, Beritan’ın Dersim’in kendisi olduğunu ifade etti. Beritan’ın Dersim’de büyümediğini, fakat eğer bir geriye dönüş yapılacaksa bunun kahramanca olması gerektiğini öğrettiğini söyleyen Doğan, “Dersimle bütünleşme böyle olur. Dersim’in temsili böyle olur. Bugün metropollerde büyüyen çocuklarımız ve kadınlarımız, eşlerimiz, Avrupa’ya serpilen kadınlarımız ve eşlerimiz yani bu noktada Beritan’dan çok şey öğrenmelidirler. Beritanlaşmadan ne Dersim’in sevgisini ne halkın sevgisini yakalayabilirler. Bu her birimiz için böyle olduğundan, en çok da Dersim dışında büyüyen Dersim’e özlemi aşka dönüştüren Beritan’ı anlamak Dersim dışında büyüyen gençliğin de bir görevidir” vurgusu yaptı.
Haksızlığa tahammülü yoktu
Kızı Gülnaz’ı kaybetmesinin üzerinden 24 yıl geçen baba Mustafa Necati Karataş ise, çok zeki, çalışkan ve sorgulayıcı biri olarak tarif ettiği kızının haksızlığa kesin kes tahammülü olmayan bir çocuk olduğunu ifade etti. Baba Karataş, ağabeyinden çok etkilendiğini söylediği kızının gerillaya gitmeden önce bıraktığı mektubunda “Ağabeyim gerillaya katıldığım için benimle gurur duyacak” diye yazdığını da paylaştı.
'Bêrîtan'nın yolunda olacağız'
Kızı Beritan’ın mücadelesini sahiplendiklerini söyleyen baba Karataş, "Biz baskıdan da zulümden de korkmuyoruz. Berîtan’ın yolundayız, onun direniş bayrağı düşmeyecek" diye konuştu.
(fç/kk/öç)