DİHA - Dicle Haber Ajansı

Kadın

Kadınlar Kürdistan delegasyonunu kabul etti

 
25 Ekim
09:06 2016

AMED (DİHA) - Dünya Kadın Yürüyüşü'ne katılan, Kürdistanlı kadın delegasyon içinde yer alan ve buluşmaya Rojava Devrimi ile Kürt kadın mücadelesini taşıyan KJA Diplomasi Komisyonu'ndan Ayşe Gökkan, toplantıda ortak mücadele tutumunun benimsendiğini söyledi.

Küresel feminist eylem ağı 2000 yılından beri farklı ülkelerde düzenlediği ve bu yıl 10-15 Ekim tarihleri arasında Mozambik'te yapılan Dünya Kadın Yürüyüşü (DKY) toplantısına, Kürdistanlı kadınlar delegasyon olarak katıldı. Toplantıda yoğun ilgi ile karşılanan Kürdistan delegasyonu Bakur, Rojava ve Başur'dan temsilciler yer aldı. Toplantıya Ortadoğu delegasyonu olarak katılan Kongreya Jinên Azad (KJA) Diplomasi Komisyonu'ndan Ayşe Gökkan izlenimlerini aktardı.

'Önemli bir tecrübe'

KJA olarak dünyanın iki ayrı organizasyonunda yer aldıklarını belirten Gökkan, "Dünya kadın koordinesindeyiz, birde Dünya Kadın Yürüyüşünün Avrupa sekretaryası ve Ortadoğu delegasyonuyuz. Dünya kadınları ile tarihsel süreçte paylaşımlarda bulunmak önemli bir tecrübe oldu. DKY tüm dünyada özgürlük mücadelesini veren kadınların dünya çapındaki ağıdır. Bu ağ içerisinde tüm kıtalar özgün ve özerk olarak yer alır. Kürdistan coğrafyası olarak Dünya Kadın Yürüyüşünde yer alıyoruz. Haziran ayında Kürdistan delegasyonu olarak 3 kişi seçildik. Kuzey'den, Rojava'dan, Güney'den ve Doğulu kadınların da katıldığı bir bütün delegasyon yürüyüşünde yer alıyoruz. İlk kez böyle bir şey oluyor. Çünkü parçalanmış bir coğrafya ile seçim yapmak ve Dünya Kadın Yürüyüşüne girmek bir ilktir” diye konuştu.

'Toplantı, Kürdistan delegasyonunu karar altına aldı'

Gökkan, toplantıya ilk kez seçilmiş Kürdistan delegasyonu olarak katıldıklarını belirterek; "Toplantı, Kürdistan delegasyonunu karar altına aldı. Dünya Kadın Yürüyüşünün prensip ve ilkeleri aynı zamanda anti-kapitalist, anti-militarist her halkın kendi kaderini tayin etme hakkı ve başta tüm cinsiyetçi oluşumlara karşı ayrımcı bir oluşumdur. O nedenle bizim deneyimlerimiz tartışma konusu oldu. Özellikle Rojava Devrimi'nin kadın öncülüğünde bir devrim olması ve özsavunma ile 21'inci yüzyılın DAİŞ gibi en vahşi erkek egemen zihniyetine karşı mücadele etmesi, bu eksende Rojava'dan gelen arkadaşlar bir sunum yaptı. Aynı zamanda Kuzey'de KJA olarak 'Bir tek kadın örgütsüz kalmayıncaya kadar, mücadele edeceğiz' ilkesiyle ve 'Kadın özgür olmadan toplum özgür olmaz' şiarıyla Kürt özgürlük hareketinin stratejik olarak hem ulusal hem cins mücadelesini paralel yürüten, Önder Öcalan'ın bu coğrafyada etkili mücadele öncülüğünün deneyimlerini aktardık. Bu deneyimler dünya kadınları tarafından çok ciddi tecrübeler olarak kabul edilen deneyimlerdir. Eşbaşkanlık, kadınların örgütlenerek yerel yönetimlerde yer alması aynı zamanda bir kadın toplumsal sözleşmesinin diğer tüm demokratik sosyalist kurumlarda uygulanışını anlattık'' dedi.

Jineoloji de anlatıldı

Gökkan, kadın bilimi Jineoloji üzerine de aktarımlarda bulunduklarını, Jineoloji ile kadının tarihini birlikte yazmak istediklerini toplantılarda dile getirdiklerini söyledi. Gökkan, şöyle devam etti:

"Feminist hareketler yasaları değiştirmek ve kadın erkek eşitliği üzerinden deneyimleri paylaşıyor, bizim mücadelemiz devletsiz neler yapılabileceğinin deneyimleridir. Eğer öncelikle toplumda bir zihniyet mücadelesi verilmezse ve pratikte uygulanmazsa, kağıt üzerindeki değişikliklerin sorunlarımızı çözmediği deneyimini paylaştık. O nedenle pratik olarak hem politik hem de sivil örgütlenmelerde eşbaşkanlığı nasıl değiştirip, devletin yasayı değiştirmesini zorladığını gördük. Belediye eşbaşkanlığı devlet yasalarını da hiçe saymadan nasıl uyguladığını ve devletin nasıl kayyım saldırıları ile yanıt verdiğini aktardık.''

'Her türlü şiddet teşhir etmek gerekir'

AKP politikalarının ortaya çıkardığı kadına yönelik şiddetin devletlerarası bir kriz olmamasının da ayrı bir tartışma gündemi olduğunu belirten Gökkan, Dünya Kadın Yürüyüşü olarak kadına yönelik Kürdistan ve Türkiye'de anti kadın politikalarının bir kriz konusu olmaması üzerinden, dünyadaki erkek egemen zihniyetini sorgulayan bir tartışma yürüttüklerini dile getirdi. Yine ortaya çıkan siyasal, sosyal, ekonomik, fiziksel ve psikolojik şiddet ve kadının uğradığı her türlü şiddettin teşhir etmek gerektiği konusunda mutabık olduklarını söyleyen Gökkan, "Savaş süreçlerinde kadına yönelik cinsel şiddet ve işkence, savaş sırasında ulusal mahkemeye taşınmalıdır. Savaş sırasında sisteme karşı mücadele ederken, cinsel işkenceye maruz kalıp, bunu cezaevinde uluslararası mahkemeye taşımak önemli bir deneyimdir. Taciz ve tecavüzü uygulayan utanmıyor, kadın ise utanması gerekenin yerine utanıyor. Korkması gerekenin yerine korkmayacağımızı, utanması gerekenin yerine utanmayacağımızı bir öz savunma olarak ele alıyoruz” diye kaydetti.

'Afrikalı kadınlarla ortak mücadele kararı'

Bundan sonraki süreçte ilkesel ve kadın örgütlülüğü açısından eşzamanlı etkinlik, planlama ve tartışmalar yapmanın, dünyadaki kadın deneyimlerinin ciddi bir özgürlük mücadelesine yol aldıracağının kararlaştırıldığını ifade eden Gökkan, "Ayrıca Afrika'da çok güçlü bir mücadele verilmesine rağmen sömürgeleştiren kadına dönük politikayı gördük. Kadınlar bu politikalardan çok rahatsız. Sömürgeleşmeye karşı mücadeleyi kazanmış daha sonra fon ve enjoylar ile bir örgütlenmeye çekiyor. Bunun için ortak mücadeleyi esas alacak Dünya Kadın Yürüyüşü'' dedi.

'Kürdistan'daki halklar ile birlikte mücadele etme kararı alındı'

Kürdistan'daki durum üzerine de önemli kararlaşmalara gidildiğinin altını çizen Gökkan, “Özsavunmanın kadınlar için meşru ve yaşamsal bir model olduğuna dair karar alındı. Kürdistan'daki halklar ile birlikte mücadele etme kararı alındı. Rojava'nın bir kadın devrimi olarak deneyim paylaşımı açısından takip edilmesi ve paylaşılması gereken kadın devrimi değerlendirmesi yapıldı. Bu kararlar yeterli mi? Değildir. Ortadoğu delegasyonu olarak, gelişmeleri birlikte takip edeceğimizi belirttik. Sayın Öcalan'ın Ortadoğu'yu etkileyen bir aktör olduğu ve Ortadoğu'yu etkileyen bir kadın tecrübesine sahip olduğumuzu, bu tecrübeyi dünya kadınları ile birlikte paylaşmak çok önemli bir deneyim olduğunu dile getirdik ve bunu gördük” diye belirtti.

'Kürt kadın mücadelesi kendini mağdur olarak görmüyor'

Kürt kadınlarının kendini mağdur olarak görmediğini ve tüm saldırılara karşı öz savunma geliştirdiğinin altını çizen Gökkan, şu değerlendirmede bulundu: "Bugün Sayın Öcalan'a bu kadar tecrit uygulanıyorsa, Kürt özgürlük hareketine ve kadına bu kadar ciddi saldırılar oluyorsa, Ortadoğu'yu etkileyen mücadele olmasından kaynaklıdır. Kadınlar Ortadoğu'yu mücadelesiyle etkiliyor. Kürdistan'daki kadın özgürlük mücadelesi çok güçlü ortak direniş alanları oluşturuyoruz. Kobanê enternasyonal bir mücadele alanı olmaya başladı. Bu nedenle 21'inci yüzyılı kadın özgürlük yüzyılı olarak ele alıyoruz. Özgürlük tüm dünya kadınları ile birlikte sağlanacaktır. Önümüzdeki süreç açısından Kürdistan delegasyonu ilk kez özel olarak ele alındı. Ortadoğu'daki tüm kadınlar ile birlikte örgütlenerek özgürleşeceğimiz ve bunu dünya kadınlarına deneyimler ile yol haritası çıkardık. Aralıksız bu mücadeleyi sürdürmeyi amaçlıyoruz."

'Yaşananlar 3'üncü Dünya Savaşı'

DKY'nin, yaşananların 3'üncü Dünya Savaşı tespiti yaptığını aktaran Gökkan, "Militarizmin, savaş ve şiddetlerinin yeniden üretildiği bu süreçte kadınlar zihniyet savaşı verirken, aynı zamanda bu savaşta zihniyet ortaklıkların olduğundan dolayı kadına eşzamanlı saldırı oluyor. Avrupa'da ulus-devletin bu kadar öne çıkarıldığı, gittikçe faşist zihniyete kayan yaklaşım olduğu ve savaşın bu durumda çok etkili araç değerlendirmesi yapıldı. Ancak bu savaşta kadının diğer dünya savaşlarında olduğu gibi arka planda olmadığı, kadın öncülüğünün Ortadoğu'da çok önemli bir deneyim olması değerlendirildi" dedi.

'Kadına yönelik her türlü saldırıya hızla karşı çıkma kararı'

Gökkan, kadına yönelik tüm saldırılara karşı da kesin bir mücadele kararı aldığının altını çizdi. Dünyanın neresinde bir kadın saldırıya uğrarsa kendisi saldırıya uğramış gibi ele alarak, hızla karşı çıkma kararı alındığını belirten Gökkan, "Kuzey Kürdistan'daki saldırılarda evi yıkılanlar için, benim evim yıkıldı duygusuyla karşı çıkma kararı alındı. Fiziki olarak yan yana gelinmeyebilir, ama her birimiz bulunduğumuz yerde bu tür militarist savaşa karşı barış mücadelesini açığa çıkaran ortak eylem ve etkinlikler doğrultusunda ortak mücadele yürütme kararı alındı. Kadınların aslında çok büyük deneyimleri olduğu, 'Örgütlü olmadan özgür olunmaz ' şiarıyla son dönemde Kürdistan'a yapılan saldırılara örgütlenerek karşı çıkmanın, kadın ve kadının toplumu inşasıyla bir yüzyılı sonuçlandıracağına inanıyoruz. Bu nedenle tüm kadınları örgütlü yaşamaya ve örgütlü direnmeye çağırıyoruz" çağrısı yaptı.

(ayg-özp/fç/kk)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR