DİHA - Dicle Haber Ajansı

Kadın

Livh'den Erdoğan'a: Diktatörlüğe son ver

 
23 Ekim
09:23 2016

İSTANBUL (DİHA) - DBP'li belediyelere kayyım atanmasını "Türk hükümetinin vahşi politikaları" olarak yorumlayan Stockholm Belediye Başkan Yardımcısı ve Sol Formu Başkanı Ann-Margarethe Livh, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "Diktatörlüğe son ver" çağrısı yaptı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi tarafından İstanbul'da düzenlenen "Kadınlar Yerel Yönetimleri Tartışıyor" başlıklı konferansa katılan Stockholm Belediye Başkan Yardımcısı ve Sol Formu Başkanı Ann-Margarethe Livh, DBP'li belediyelere kayyım atanmasını değerlendirdi.

Kürdistan'daki belediyelerle sürekli iletişim halinde olduğunu belirten Livh, belediyelere kayyım atanması durumunu da takip ettiklerini söyledi. Belediyelere kayyım atanmasını, yerel yöneticiler ve muhaliflerin tutuklanmasını Stockholm'de yaptıkları eylemlerle protesto ettiklerini dile getiren Livh, "Türk hükümetine tutuklamalara son vermesi için çağrılar yaptık. Aynı zamanda Ankara'ya gittik ve basın toplantısı gerçekleştirdik. İsveç'teki diğer partilerin başkan ve başkan yardımcılarıyla birlikte Türk hükümetine tutuklama ve gözaltı politikasına son vermesi için mektup yolladık" dedi. Türk hükümetine bu yönde baskı yapacaklarına devam edeceklerini dile getiren Livh, "Stockholm'e gittiğimde, dana nasıl mücadele edebiliriz diye tartışmaya devam edeceğiz" dedi. Uzun yıllardır, Türkiye'deki Kürt sorunun yakından takip ettiğini söyleyen Livh, Kürt sorununun diğer yıllara göre daha kötü bir durumda olduğunu söyledi.

'Türk hükümeti kadın haklarını desteklemiyor’

Belediyelere atanan kayyımlarla kadın iradesine yönelik saldırıları da değerlendiren Livh, şunları söyledi: "Cinsiyet eşitsizliği problemi bambaşka bir konu. Türk hükümeti sadece anti demokratik değil, aynı zamanda kadın özgürlüğüne karşı da olumsuz yönde politikalar izliyor. Dolayısıyla, belediyelere atanan kayyımlara şaşırmadım. Zaten, Türk hükümeti bildiğim kadarıyla, kadın haklarına saygılı değil ve kadınların haklarını destekleyici politikalar üretmiyor."

Eşbaşkanlık örnek alınacak bir sistem

Livh, hükümetin Kürdistan'daki eşbaşkanlık sistemine karşı uyguladığı politikalara ilişkin de şunları kaydetti: "Özellikle de Kürt bölgesinde uygulanan özel bir sistem var. Bu konuda da bir kadın ve bir erkeğin başkan olması benim için örnek alınması gereken bir uygulamadır. Türk hükümetinin de bu uygulamaya karşı çok vahşi olduğunu düşünüyorum. Ve zannetmiyorum ki Türk hükümeti, şu ya da bu uygulama kadınlar için daha kötüdür desin. Zaten Türkiye toplumuna bakıldığında da Türk hükümetinin kadınları desteklemediğini görebiliriz. Aksine, Erdoğan, her zaman kadının evde kalmasını ve çocuğa sahip olmasını istiyor. Ancak, Kürdistan'da kadınlar, Avrupa ve Türkiye'nin geri kalan kısmında olmadığı kadar destekleniyor ve haklarını elde etmek için mücadele ediyor. İsveç'teki siyasi destekçiler de Kürt kadınlarını desteklemeli diye düşünüyorum."

'Kürtlerin hakları tanınmalı'

"Biz her zaman Türkiye'ye diktatörlüğe son ver diye çağrıda bulunuyoruz" diyen Livh, şöyle devam etti: "Çünkü şu anda Türkiye'de yaşananlar daha çok diktatörlüğe doğru yol aldığını gösteriyor. Erdoğan, diktatöryal uygulamalarına son vermeli. Aynı zamanda Kürdistan'daki belediyelerin gelişmesini de engellemeyi durdurmalı. Evet, aslında tüm Türkiye'de diktatöryal uygulamalar var. Ancak Kürt bölgesindeki uygulamaları en kötüsü. Biz belediyelerin gelişmesini engellemeyi durdur dediğimizde Kürtlerin haklarını tanımalarını ve onlara saygı göstermeyi de kast ediyoruz aynı zamanda."

'Dünya Kürtlerin mücadelesini desteklemeli'

Kürdistan'daki belediyelerde yıllar önce gittiğini ve şu anda belediyelerin durumunun çok üzücü olduğunu söyleyen Livh, "Yöneticiler tutuklanıyor, gözaltına alınıyor ancak buna rağmen Kürtler mücadele etmeye devam ediyor. Ve gerçekten dünyanın Kürtlerin mücadelesini desteklemesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.

'Avrupa'nın Türkiye'yi izlemesi utanç verici'

Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye sessiz kalma politikasını da eleştiren Livh, şöyle konuştu: "AB, Türkiye konusunda felaket bir politika izliyor. Avrupa ülkeleri, mülteciler politikasından dolayı Erdoğan'a para veriyor. Bu durum da Avrupa'nın sessiz kalmasına ve Türkiye'yi protesto etmesini engelliyor. Protestoları olsa dahi çok cılız kalıyor. Avrupa sadece açıklama yapmakla yetiniyor. Ama aslında Türkiye için hiçbir şey yapmıyor. Türkiye'yi sadece izlemek çok utanç verici bir durum Avrupa için. Bu bizim için de utanç verici bir durum."

(za-nd/rp)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR