Kayıp yakınları Licê Katliamı'nı unutmadı - YENİLENDİ
AMED/ÊLİH/İZMİR (DİHA) - Amed, Êlih ve İzmir'de bir araya gelen kayıp yakınları, 402'inci haftada da kaybedilenlerin akıbetini sordu. Kayıp yakınları, 22 Ekim 1993 Licê Katliamı'nda yaşamını yitirenleri unutmayarak, katliamda yaşamını yitirenleri andı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla her hafta gerçekleştirilen oturma eyleminin 402'incisi düzenlendi. Yallardır Koşuyolu Parkı Yaşam Anıtı önünde düzenlenen oturma eylemi Diyarbakır Valiliği'nin "Açık alanda etkilik yapılmasını yasaklaması nedeniyle" eylem İHD Amed binasında yapıldı.
Kayıp yakınlarının eyleminde bu hafta 19 Ekim 1995'te İstanbul'da gözaltına alınıp kendilerinden bir daha haber alınamayan Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir'in akıbeti soruldu.
'Lice'de katliam yaşandı ama Lice halkı hala ayakta'
İHD Amed Şubesi Başkanı Raci Bilici, Türkiye'de artık her günün bir katliam günü olarak anıldığına dikkat çekerek, "Lice'de 22 Ekim 1993 yılında bir katliam yaşandı. Onlarca insan katledildi ve bir o kadar insanda yerinden edildi. Ama yine Lice bugün ayakta ve hala mücadelesini sürdürüyor. Hükümet bunlardan ders almamaya da devam ediyor. Bu mücadeleyi sürdüren herkesten öç almak istiyorlar. Ama biz dimdik ayakta ve karşılarında olacağız" dedi.
'Kayıplar bulunsun'
Fehmi Tosun'un kız kardeşi Kıymet Zengin ise, bu kayıpların faillerinin bir an önce bulunması gerektiğini söyleyerek Kürtlere bu katliamlara karşı birlik olma çağrısı yaptı.
İHD Kayıp Komisyonu Üyesi Hasan Yalçın gözaltına alındıktan sonra kendilerinden haber alınamayan Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir'in hikayesini okudu. " Fehmi Tosun Diyarbakır'ın Licok köyünde doğdu. 1991 yılında köye yapılan baskında gözaltına alındı ve daha sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Üç yıl dokuz ay ceza aldı. Cezaevinden çıktıktan sonra Fehmi Tosun, ardından da Hanım Tosun çocukları ile İstanbul'a taşındı. Hüseyin Aydemir ise 1961 yılında Lice'nin Tute köyünde doğdu. Köyünde yaşadığı süreçte sürekli baskı altındaydı. Bu baskı ile birlikte 1995 yılında İstanbul'a göç ettiler. Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir 19 Ekim 1995 tarihinde gözaltına alındı. Fehmi Tosun beyaz bir reno araçla gözaltına alınır o günden sonra ondan haber alınamaz. Yine aynı gece gözaltına alınan Hüseyin Aydemir'de bir daha evine dönmez. Bu gözaltılar ile ilgili soruşturma halen sürüyor" dedi.
Eylem tüm kayıplar ve Lice'de hayatını kaybedenler için yapılan oturma eylemi ile sona erdi.
ÊLİH
İnsan Hakları Derneği (İHD) Êlih (Batman) Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla gerçekleştirdiği eylem, 402'nci haftasında devam etti. Gülistan Caddesi'nde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirilen eyleme gelen kayıp yakınları, ellerinde faili meçhulde kaybedilenlerin fotoğraflarıyla katıldı. İnsan hakları savunucuları eylemin 402'nci haftasında bir araya geldi. Basın açıklamasında İHD'nin 9 Aylık hak ihlalleri raporuna değinildi.
Raporda 15 Temmuz'dan bu yana çok sayıda hak ihlallerinin yaşandığını ve birçok yurttaşın hukuka aykırı olarak gözaltı ve işkenceye maruz kaldığını belirten İHD Êlih Şube başkanı Mehmet Bağatır, "OHAL uygulamalarının toplumda çok büyük hak ihlallerine neden olduğu açıktır. Bu hak ihlalleri bilançosu karşısında insan hakları hukuku, insan hakları savunuculuğunu yapmanın neden bu kadar önemli olduğunu çok iyi şekilde anlıyoruz. Bu yüzden hükümetin OHAL'i derhal kaldırmasını ve KHK uygulamalarına son vermesini talep ediyoruz" dedi.
Açıklamanın ardından kayıp yakınları 5 dakikalık oturma eylemi yaptı.
Çiller kaybetti Erdoğan akladı!
İHD İzmir Şubesi, Her hafta gerçekleştirdiği "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" eylemini Konak Eski Sümerbank önünde yaptı. "Kayıplar belli failler nerede", "Kayıplar vicdanındır sahip çık" yazılı pankartın açıldığı eyleme, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Eşbaşkanı Mahfuz Güleryüz ve parti yöneticileri de katıldı.
İHD bu hafta gerçekleştirdikleri eylemde, Amed'in (Diyarbakır) Licê ilçesi Tutê köyünden Fehmi Tosun’u anlattı.
'Gözaltına alındım, beni öldürecekler'
Korucu olmadığı için baskıya maruz kalan ve bu nedenle İstanbul’a göç eden Tosun'un 9 Ekim 1995 tarihinde eşinin ve 6 çocuğunun gözü önünde İstanbul Avcılar'daki evinden gözaltına alınıp zorla kaybettirildiğini kaydeden İHD İzmir Yöneticisi Ahmet Çiçek, Tosun'un polisler tarafından gözaltına alındığı günün akşamı evine getirildiğini ve eşi Hanım Tosun'a, çocuklarına ve komşularına “Gözaltına alındım, beni öldürecekler” diye bağırdığını aktardı.
'2003 yılında AKP yaşananları kabul etti'
2003 yılında AKP hükümetinin verdiği savunmada yaşananların tamamını kabul ettiğini kaydeden Çiçek, şöyle devam etti: "AKP Hükümeti 2003 yılında AİHM'e yaptığı savunmada: 'Hükümetimiz Fehmi Tosun’un kaybolması olayının meydana gelmesinden dolayı üzgündür. Soruşturmanın eksik yapılmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. Maddesinin ihlalini oluşturduğunu kabul etmektedir' diyerek Fehmi Tosun’un yaşam hakkının ihlal edildiğini kabul etti."
'13 yıldır adım atılmıyor'
AKP hükümetinin AİHM'e, yaşama hakkının gelecekte güvence altına alınmasını sağlamak için gerekli tüm önlemleri alacağını taahhüt ettiğini belirten Çiçek, bu taahhüdün üzerinden 13 yıl geçmesine rağmen AKP hükümetinin hiçbir adım atmadığına dikkat çekti.
'Çiller ve Demirel yargılansın'
Fehmi Tosun'un kaybettirilmesinden sorumlu olanların halen yargılanmadığını kaydeden Çiçek, "Fehmi Tosun kaybedilmesinden dönemin, İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Reşat Altay İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Kadir Akbıyık, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Başbakan Tansu Çiller, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel sorumludur" diyerek şuçlulara dikkat çekti.
'Gün gelecek hesap sorulacak'
Memleketin bir yerinde bir koyun kaybolsa sorumlusu biz oluruz diyen siyasi iradenin onlarca kayıbın sorumlusu olduğunu belirten Çiçek, "Mücadelemiz bir tek kayıp bile kalmayıncaya kadar devam edecek. Gün gelecek; evrensel hukuk kuralları içerisinde hesap sorulacaktır" diye konuştu.
Grup açıklamanın ardından oturma eylemi gerçekleştirdi.
(ekip/ao/dm)