DİHA - Dicle Haber Ajansı

Politika

AKP ile başkanlıkta kim anlaştı? ANALİZ

 
22 Ekim
09:36 2016

ANKARA (DİHA) - AKP’nin tek başına iktidarını kaybettiği 7 Haziran seçimlerinden önce HDP’ye karşı başlatılan "HDP-AKP ile başkanlık konusunda anlaştı" suçlamalarının, başkanlık için kurulan koalisyonun, kampanyaya destek amacıyla yürüttüğü sürecin bir parçası olduğu ortaya çıktı.

Kurulduğu günden beri uyguladıkları politikalarla AKP’nin büyüyüp gelişmesine neden olan milliyetçi-Kemalist koalisyon, şimdi de Tayyip Erdoğan’ın iktidarını mutlaklaştıracak olan başkanlık sistemi için devrede. Daha önce Erdoğan’ın başbakanlık yolunu açan, CHP kitlesini sağa çeken ve bir kaset operasyonu ile görevinden uzaklaştırılan Deniz Baykal’ın en son “Sistem kaçınılmaz noktaya gelince bunu değerlendirmek gerekir diye bakıyorum. Bu kadar sıkıntıyı yaşadığımız bir dönemin şartları içinde değerlendirmemiz gerekir başkanlık sistemini” açıklamasında bulundu. Baykal, daha sonra bu sözleri düzeltmeye çalışsa da, CHP kanadından başkanlığa verdiği ilk açık destekle dikkatleri üzerine çekti.

7 Haziran sonrası da Baykal devredeydi

Baykal daha önce de tek başına iktidar olma özelliğini kaybeden AKP’ye destek vermişti. Baykal, 7 Haziran seçimlerinden sonra yaklaşık olarak 3 gün boyunca kamuoyu karşısına çıkmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile seçimlerden 5 gün sonra yani 11 Haziran tarihinde bir araya geldi. Bu görüşme CHP bilgisi dahilinde gelişti. Baykal, daha sonra dayatma ve CHP içindeki dengelere dayanarak, muhalefetin ortak bir Meclis Başkanlığı’nın önüne geçti ve CHP’nin Meclis adayı oldu. MHP’nin de desteği ile AKP tek başına iktidarını kaybetmişken, AKP Meclis Başkanlığı’nı kazanarak, 7 Haziran seçimlerinin şokunu atlattı.

CHP-AKP ile toplumu oyaladı

Ardından CHP ile AKP arasında sürdürülen “İstikşafı Koalisyon” görüşmeleri ile kamuoyu oyalandı. Tam da böyle bir dönemde, AKP’yi iktidardan düşüren 7 Haziran seçimlerinin iradesini yok sayacak olan sürecin önü açılmış oldu. Zira erken seçimi ilk olarak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli telaffuz etti ve hatta 1 Kasım tarihini ilk olarak dillendiren de kendisi oldu.

Bahçeli’nin açık desteği

Aynı Bahçeli, Türkiye’ye dayatılan savaşla birlikte iki hafta önce yaptığı başkanlık açıklamasıyla dikkatleri çekti. Başkanlık için referandumu işaret eden Bahçeli, “Yaratılan fiili durumun resmileşmesi gerektiğini ve bunu halka sormanın bir sakıncası olmadığını” belirterek, konunun referanduma götürülmesi konusuna destek vereceklerini açıkladı. Bahçelinin açıklamalarını fırsat bilen AKP, Bahçeliye teşekkür ederek, konuyu meclise getireceğini açıkladı. Aynı zamanda Nisan ve Mayıs aylarında referandumun yapılabileceği açıklandı.

HDP suçlamalarla baraj altında kalsaydı zaten başkanlık yolu açılacaktı

Başkanlık konusunda ortak hareket eden ve HDP’yi dışlayarak, anayasa çalışması yürüten AKP, CHP ve MHP arasında kurulan koalisyonun bir başkanlık koalisyonu olduğu da ortaya çıkmış oldu.

Oysa bu ittifakın özellikle muhalefet kanadı, 7 Haziran seçimleri öncesi ve sonrasında her fırsatta aynı konuda HDP’yi suçladı. HDP'nin barajı aşarak Meclis’e girmesi halinde AKP’ye başkanlık desteği vereceği Türkiye’yi ateşe atacağı, MHP, CHP, BBP, Saadet tarafından ortak bir argüman olarak dile getiriliyordu. Bu iddialar bir gün bile AKP tarafından yalanlanmazken, HDP savunmaya çekilme ihtiyacı his etti. Hatta HDP, “Seni başkan yaptırmayacağız” kampanyasıyla deyim yerindeyse Erdoğan’ın hışmına uğradı.

Şimdi ortaya çıkan tabloyla HDP’ye yönelik “AKP ile başkanlık konusunda anlaştı” suçlamaları da aslında başkanlığa destek olarak öne çıkıyor. Zira HDP bu suçlamalardan dolayı barajın altında kalsaydı, zaten AKP 400 vekil elde edecek ve başkanlığı garantileyecekti. HDP'nin Meclis’e girmesi bu koalisyonun hesabını bozduğu gibi başkanlık girişimlerini bir süre daha ertelemiş oldu.

Bu yolla başkanlık elde edilmeyince, Türkiye halklarına savaş dayatıldı ama başkanlık koalisyonu kendisini yenileyerek, en sonunda “başkanlığa destek verdiğini” açıkça deklere etti.

Şimdi başkanlık koalisyonunda bir araya gelen kesimlerin, 7 Haziran öncesi ve sonrasında HDP’ye yönelik yaptığı suçlamalar da dikkat çekiyor. İşte suçlamalar:

CHP koroda yer aldı

13 Ocak 2016 tarihinde Kılıçdaroğlu'nun Cumhuriyete verdiği röportaj: “Başkanlık sistemine destek için 14 karaktersiz çıkacağını zannetmiyorum. HDP’nin çok açık ve net başkanlık sistemine karşı olduğunu açıklaması lazım. AKP kanadından HDP ile yakın temasa geçildiğini biliyoruz. Bölgesel özerklikte güvence verileceği ve başkanlık sisteminde AKP’nin desteklenmesi gerektiği, böyle bir pazarlığın olabileceği yönünde güçlü işaretler var.”

Saadettin Tantan: AKP-HDP anlaştı

20 Şubat 2015 tarihinde eski derin devlet unsurlarından olan Saadetin Tantan'ı konuşturan Sözcü’nün manşetten verdiği haber: “400 milletvekili istemesinin nedeni Başkanlık. Bu net! Ne diyor iktidar sahipleri: Yeniden Misak-ı Milli. Bunlar federal yapıya geçerek ya da özerklik vererek yeniden Misak-ı Milli'yi oluşturacaklar. Haritayı yeniden dizayn eden kuvvet ortada ve PKK'yla mücadelede de bir metre öteye gidemedik. Gerçek şu: AKP-HDP anlaştı. HDP, baraj üstü de olsa altı da olsa beraber başkanlık sistemi için hareket edecekler.”

MHP’nin başkanlık iddiası

24 Aralık 2015 MHP Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ, Devlet Bahçeli'nin bilgisi dahilinde TBMM'de yaptığı açıklama şöyle: "Bizim MHP olarak bundan hiçbir zaman şüphemiz olmadı. AKP ile PKK ve HDP arasında yapılan bir anlaşma var. Bu anlaşma Erdoğan başkanlık karşılığında Güneydoğu Anadolu’ya özerklik Abdullah Öcalan’ın hapishaneden serbest bırakılması ve Kandil’deki dağ kadrolarının Türkiye’ye geri dönmesidir."

‘Ver özerkliği al başkanlığı’

Eski BBP Genel Başkanı Mustafa Destici 13 Mayıs 2015 tarihinde verdiği röportaj: “AKP, HDP ve PKK ile anlaştı. Pazarlık süreci devam ediyor. Seçimlerden istedikleri netice ile çıkarlarsa teröristbaşını serbest bırakma, özerklik ve ana dilde eğitim dahil her şeyi verecekler, karşılığında başkanlığı alacaklar.”

(kk/rp)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR