Gundê Gumut'un kayıp kızları!
AHMET KANBAL
HATAY (DİHA) - 1939-1945'te Gundê Gumut'un başına gelenler, "Dersim'in Kayıp Kızları"nı aratmıyor. Referandumla Türkiye'ye bağlanan Hatay'ın Kürt köyü olan Gundê Gumut'e kurulan karakolla hayatlar altüst oldu. Köyün hafızası 95 yaşındaki Mustafa Amca, "Onlarca kız çocuğu zorla Halep'e götürülüp satıldı" diyor.
Dersim Katliamı ve sonrasında devlet eliyle toplanarak, hiç tanımadıkları ailelere verilip kaybedilen "Dersim'in Kayıp Kızları" hafızalardaki yerini korurken, yıllardır tartışılan, konuşulan bu tarihi utanç ve travmanın bir benzeri yine Kürt halkının yaşadığı bir başka toprak olan Gundê Gumut'te (Gümüt Köyü) ortaya çıktı. Lozan Anlaşması ile çizilen sınırların ardından 4 parçaya ayrılan Kürdistan topraklarının Rojava parçasına bağlı Efrîn Kantonu'ndan koparılan Gundê Gumut, Hatay'ın Fransa mandasına bağlı bir cumhuriyet olarak ilan edilmesinin ardından Hatay'a bağlandı.
Bir karakolla geldi ve...
Lozan ile dört parçaya ayrılan Kürdistan topraklarının ardından bağımsız bir Cumhuriyet olarak Fransa mandasında bulunan Hatay'da 1939 referandumunun ardından yaşananlar 77 yıldır gün yüzüne çıkmazken, hala hafızalarda taptaze duruyor. 1939-1945 yılları arasındaki hatırlanan ismi ile Gundê Gumut'te yaşananların ardından köylülerin kaçarak daha sonra kurdukları, ancak yaşanan vahşeti hatırlamak istemedikleri için yeni köylerinin isminin yazılmasını istemeyen köy halkından dinliyoruz.
Referandumun ardından Hatay'ın Türkiye'ye bağlanmasıyla birlikte 600 haneli Gundê Gumut'e Türkiye halen yerinde duran ve yeni adıyla Bayraktar Hudut Karakolu (Gümüt Karakolu) olarak bilinen karakol inşa edildiğini belirten köy sakinleri, Efrîn sınırına sıfır noktada bulunan karakolun inşa edilmesiyle birlikte hayatlarının zindana döndüğünü söyledi. Önce bir bir sonra kitlesel göçlerin yaşanmasıyla birlikte Kırıkhan'ın bugün en büyük mahallelerden biri olan Barbaros Mahallesi'ne yerleştiğini belirten köy sakinleri, bazı köylülerin ise topraklarını terk etmek istemedikleri için Gumut'e 5 kilometre mesafede bulunan boş araziye yeni bir köy inşa ederek, o günden bugüne yaşamlarını sürdürdüğünü söyledi.
Çok zulüm yaşandı çok
Bugün halen yaşanan travmanın hissedildiği bölge sakinleri o günleri unutmak istiyor. Yine kapalı bir yaşama sahip olduklarından dolayı bugüne kadar hiç kimseye anlatma gereği duymamışlar. Gumut'te yaşananları bugün 95 yaşında olan ve hafızası halen taze olan Mustafa Amca anlatıyor.
"Çok zulüm yaşandı" diyerek sözlerine başlayan Mustafa Amca, karakolun kurulmasıyla birlikte Türk askerinin köy halkına dünyayı zindan ettiğini söylüyor. Köy halkının gece yatamaz duruma geldiğini belirten Mustafa Amca, askerlerin halkın evine zorla girerek kadınlarına, kız çocuklarına tecavüz ettiğini ve istediğini öldürdüğünü ifade ediyor. Yapılan insanlık dışı uygulamalar nedeniyle köylülerin birer birer göçmek zorunda kaldığını belirten Mustafa Amca, askerlerle birlikte ismini "Reşağa Hüseyin" diye hatırladığı dönemin Hatay Cumhuriyeti bürokratının insanlara zulüm ettiğini ve istediği evden istediği kadını alarak zulmüne zulüm eklediğini ifade ediyor.
Onlarca kayıp kız çocuğu
Köyde 8-10 yaşlarında onlarca kız çocuğunun zorla ailelerinden alınarak Halep'e götürüldüğünü ve satıldığını belirten Mustafa Amca, o kız çocuklarından bir daha haber alamadıklarını da sözlerine ekliyor. Kız çocuklarından birinin akrabası olduğunu ve ismini hatırlamakta zorluk çektiği ancak "Zühre" diye aklında olan bir kız çocuğu olduğunu belirterek, onunla birlikte Halep'te satılan kız çocuklarının peşine dahi düşemedikleri için yaşadığı pişmanlığı dile getiriyor.
Her baktığında tekrardan yaşanan acı
Sözlerine "Bu dünya onlara da kalmadı" diyerek devam eden Mustafa Amca, bugün Suriye'de yaşananların da o günlerden farksız olmadığını aktarırken, uzakta da olsa bugün askeri bölge arasında kalan bölgede köyün kalıntılarının olduğunu söylüyor. Ancak o günden sonra bir daha kimsenin bölgeye uğramadığını ifade eden Mustafa Amca, karakola her gözü çarptığında geçmişte yaşadıklarını hatırladığı için bakmak istemediğini belirtiyor.
Mustafa Amca, her şeye rağmen yaşananları en fazla anlatanlar arasında bulunuyor. Ancak ne yeni kurulan köyde ne de Kırıkhan merkeze yerleşenler o günleri hatırlamak istiyor.
(st/rp)