DİHA - Dicle Haber Ajansı

Haberler

‘Bizi öldürerek topraklarımızdan vazgeçiremeyecekler’

 
21 Ekim
10:25 2016

MÊRDÎN (DİHA) - Nisêbîn'de 3 gün önce moloz döküm alanında meydana gelen patlamada yaşamını yitiren Kadir Barak ve Hamit Çevik'in aileleri, kontrolsüz bırakılan mühimmatlara dikkat çekti. Çevik'in kardeşi Mervan Çevik, "Kan dökerek bu topraklardan bizi süremezler" diye tepki gösterdi.

Mêrdîn'in (Mardin) Nisêbîn (Nusaybin) ilçesinde 18 Ekim Salı günü Dicle Mahallesi Sanayi Sitesi bölgesinde meydana gelen patlamada yaşamını yitiren Kadir Barak (14) ve Hamit Çevik'in (23) aileleri, çocuklarının ihmal sonucu öldüklerini vurguladı. Güvenlik gerekçesiyle girilmesine izin verilmeyen 6 mahalleden çıkarılan molozlar, açık alanlara dökülerek bu defa etrafa tehlike saçıyor. Yasağın kısmi olarak kaldırıldığı 25 Temmuz'dan bu yana birçok patlamanın yaşandığı ilçede, artık ölümlere tahammülün kalmadığını belirten Kadir Barak'ın annesi Fehime Barak, "Oğlum savaşıyor muydu? Savaşmasa da ölüyor burada çocuklar. Her gün bombalar patlıyor. Temizliyoruz diyorlar temizledikleri yok" dedi.

'Biz barışı ümit ederken çocuklarımız ölüyor'

Daha önce Êlika (Yenişehir) mahallesinde oturduklarını belirten Kadir Barak'ın babası Mehmet Şerif Barak, yıkılan evlere değil, her gün yaşanan ölümlere üzüldüklerini aktardı. 30 yıldan fazladır yaşadıklarını aktaran Barak, "Çocukluğumdan beri buradayım, bu yaşadıklarımı ne ben, ne çocuklarım ne de torunlarım unutmayacak. 6 ay boyunca mermilere, havanlara karşı direndik. Son yasakta çıkmak zorunda kaldık. Ev gitti, çocuklarımız yaşıyor en azından diye şükrettik. Çocuğumuz da elimizden alındı. Biz bunların yaşanmasını istemedik. Biz barış olacak diye ümit ederken, çocuklarımız ölüyor" diye konuştu.

Molozlar kontrolsüz dökülüyor

Yıkılan evlerin molozları uluorta yerlere bırakıldığına dikkat çeken baba Barak, "Molozların etrafına tel örmeleri gerekirken, mahallelere tel örüyorlar. O molozlar madem temizlenmemiş, onların etrafını tel ile örselerdi. Ne oğlum ölürdü, ne de bir başkası. Benim oğlum ölmedi, öldürüldü. Molozlar insanların yaşadığı yerde olmamalıydı. Orada yüzlerce çocuk olabilirdi. Temizlemiyorlar. Temizleselerdi bu zulüm yaşanmazdı. Zırhlı araçlar yüzünden artık insanlar yolda yürüyemiyor. Güvenlik bu mu?" diye tepki gösterdi.

“Biz nerden bilelim dediler’

Olay gününü anlatan anne Fehime Barak ise, patlamanın yaşandığı günü şöyle anlattı: "Oğlum kardeşini okuldan almaya gitti. Biraz zaman geçti babası Kadir'in evde olup olmadığını sordu. Kadir'in yemek yiyip, okuldan kardeşini almak üzere çıktığını söyledim. Babası bombanın patladığını Kadir'in ise yaralandığını söyledi. Hastaneye gittik görmemize izin vermediler. İki üç saat bekledik. Polisler bir şey bilmeden 'Sizin çocuğunuz değil, eve gidin' diyorlardı. Elbiselerini tarif ettik. 'Biz nerden bilelim?' deyip bizi kapı dışarı ettiler. Oğlumuz mu değil mi diye bakmak istedik. Bize 'Bakmanıza asla izin vermeyeceğiz' dediler. Hemşire bir yakınımız vardı ona sorduk. Görmemize dahi izin vermeden ambulansa bindirip Mardin'e götürdüler. Sabah gidip oğlumuzu alıp defnettik. Oğlumu son bir defa göremedik."

'Bombaları çocuklara bırakıyorlar'

İlçede bombaların patlamadığı gün olmadığını ifade eden anne Barak, "Evimde yakıldı, çocuğumda öldürüldü. 6 çocuğum vardı. 5 kaldı. Oğlum savaşıyor muydu? Savaşmasa da ölüyor burada çocuklar. Her gün bombalar patlıyor. Temizliyoruz diyorlar temizledikleri yok. Bombaları mahalleden çıkarıp, çocukların üstünde patlatıyorlar. Kadir'im bisiklet üzerindeyken teyzesi ona mahalleye gitmemesi için uyardı. Bisiklet üzerindeyken bile bomba patlayabilir" diye belirtti.

'Bunca zulüm altında nasıl çalışabiliriz ki?'

Patlamada yaşamını yitiren Hamit Çevik'in (23) annesi Yıldız Çevik de, kendi topraklarında devlet zulmünü yaşadıklarını anımsatarak, briketlerle toparladıkları derme çatma fabrika binasında yaşamlarını sürdürmeye çalıştıklarını aktardı. Hamit'in ardında iki çocuk bıraktığını belirten anne Çevik, "Hamit'in eşi hamileydi iki de çocuğu vardı. Çocuklarına bakmak için köy köy dolaşır hurda toplardı. Çalışacak durumda değildi. Yasaklı bölge değildi. Temizlemeleri gerekiyordu. 8 kızım 4 oğlum var. Oğlumun da iki çocuğu vardı. Bunca zulüm altında nasıl çalışabiliriz ki?" dedi.

'Bu topraklardan ayrılmayacağız'

Çevik'in kardeşi Mervan Çevik ise, hurda toplayarak geçimini sağlayan ağabeyinin ölümüne sebep olanları affetmeyeceklerinin altını çizdi. Kendi topraklarından asla vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Çevik, şunları söyledi: "Bu topraklara işkence etmeyi bıraksınlar. Ağabeyimin kanı döküldü diye bu topraklardan ayrılacak mıyım? Burası bizim ülkemiz. Ne ben ne de kardeşlerim bu topraklardan vazgeçmeyeceğiz. Kan dökerek bu topraklardan bizi süremezler. Kendi topraklarımızı kimseye bırakmayacağız. Nerde olursak olalım bu toprakların çocuklarıyız. Evlerimizi yaktılar geldik bu fabrika harabesinde yaşamaya başladık. Yetmedi bu sefer gidip bombaları ortalıkta bıraktılar, yakınlarımızı kaybettik. Akşam yemek yerdi, sabah yemezdi. Annemin canı yandı, başka anneninki yanmasın. Bu topraklardan ellerini çeksinler."

(ekip/sd)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR