Depremden daha çok zarar verdiler
İDRİS YILMAZ
WAN (DİHA) - Erdîş’te 23 Ekim ve 9 Kasım 2011’de yaşanan iki depremin enkazı, üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen halen ilk günkü gibi dururken, “Devlet bize depremden daha çok zarar verdi” diyen depremzedelerin sözleri yaşananları özetliyor.
Wan’da 23 Ekim 2011 günü meydana gelen depremden en fazla zarar gören ilçe olan Erdîş’te (Erciş) depremin bıraktığı izler halen ilk günkü gibi. Merkez üssü Tabanlı köyü olan depremde ilçede bulunan yüzlerce bina denetimsiz yapılanmaya göz yuman AKP’li belediyenin insan yaşamını hiçe sayan politikaları nedeniyle yıkılırken, depremde resmi rakamlara göre, 644 kişi yaşamını yitirdi, yüzlerce kişi de yaralandı.
Depremin ardından evleri yıkılan binlerce kişi soğuk kış mevsimini yağmur ve karın altında devletin verdiği yazlık çadırlarda geçirmek zorunda kalırken, depremden kurtulan onlarca çocuk da soğuk havadan kaynaklı soğuk algınlığının yol açtığı üst solumum yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirdi. Büyük kısmı yerle bir olan ilçeye depremin ardından ilk 24 saat arama kurtarma ekibi dahi gönderilmezken, çok sayıda yurttaş dönemin BDP’li (Barış Demokrasi Partisi) Amed (Diyarbakır) Büyükşehir Belediyesi ve çevre belediyelerinin gönderdiği yardım ekiplerinin müdahalesi sonrası yaşama döndürüldü.
‘Afet bölgesi’ ilan edilmedi
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) bilinçsiz kurtarma yönetimi onlarca kişinin yaşamına mal olurken, ilçeye bağlı köylerde yaşayan yurttaşlar ise depremin üzerinden geçen 2 gün boyunca adeta kendi kaderine terk edildi. Köylerde yerle bir olan kerpiç evlerin altında çok sayıda yurttaş yaşamını yitirirken, dondurucu soğukların yaşandığı Wan ve Erdîş(Erciş) sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin tüm çağrılarına rağmen “Afet bölgesi” ilan edilmedi. Kentin “Afet bölgesi” kapsamına alınması için muhalefetin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunduğu öneri, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, "Erciş'i afat ilan edersek buraya gelen paraların kimlerin cebine gireceğini tahmin ediyor musunuz?" denilerek reddedildi.
Yardımları seçimlerde kullanmak için depolarda sakladılar
İlk depremin hemen ardından 9 Kasım'da meydana gelen 5.6 şiddetindeki ikinci deprem ise başta Wan ve merkez köyler ile Erdîş olmak üzere ikinci darbeyi vurdu. Yüzlerce kişinin yaşamını yitirdiği, 4 bin 152 yurttaşın yaralandığı, 2 bin 262 yapının ise enkaza dönüştüğü ikinci depremin ardından ortaya çıkan tablo ise hükümetin yaklaşımını bir kez daha gözler önüne serdi. Depremin üzerinden geçen 6 ayın ardından 2012 yılının Nisan ayında ilçede bulunan 32 noktada kurulan konteyner kentlerin AKP’nin seçim yatırımı şovuna dönüşürken, kente gönderilen yardımlar ise dönemin AKP Belediye Başkanı Zülfikar Arapoğlu ile yine AKP Van Milletvekili Fatih Çiftçi’nin talimatıyla seçimlerde kullanılmak üzere depolara saklandı.
Barınma hakkı ticarete dönüştü
İlçede depremin açtığı yaraların sarılması için yapıldığı ifade edilen TOKİ konutlarının yapım ihalesi AKP'ye yakın isimlere verilirken, ilçe esnafından bir çivi bile alınmadan tamamlanan konutlar depremzedelere normal fiyatının iki katına satıldı.
Hükümet depremi ranta çevirdi
Üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen depremin açtığı yaraların halen sarılmadığı ilçeye Türkiye ve Kürdistan’ın birçok yerinden gönderilen yardımların hükümet politikaları nedeniyle depremzedelere verilmediğini söyleyen Belediye Meclis Üyesi Güven Çalık , “İlçe esnafı bugüne kadar hep kentsel dönüşüm bahanesi ile mağdur edildi. Kentsel dönüşüm adı altında depremzedenin mülkiyetine göz dikildi. Elinden alınmaya çalışıldı. Genel olarak ilçe halkı bu haksızlığı kabul etmeyince ilçenin yapılanması gerçekleştirilemedi. Böylelikle ilçe halkına 'mağduru et ikna et' politikası uygulandı” dedi. "İlçe merkezindeki kamu alanlarının metre karesini bir bardak çay fiyatına TOKİ'ye verdiler” diyen Çalık, “Depremin ardından 5 yıl geçti bizler halen devletin verdiği sözleri yerine getirdiğine tanık olamadık” dedi.
Yüzlerce esnaf işyerlerine kilit vurdu
Yaşanan depremin ardından borçlarını ödeyemeyen yüzlerce esnafın işyerlerine kilit vurmak zorunda kaldığını ifade eden Erciş Terziler Lokantacılar Derneği Başkanı Cabir Görmüş ise, "Depremden sonra küçük esnafın ayakta durması için hiç bir somut adım atılmadı. Verilen sözlerin çoğu da tutulmadı” diye konuştu. Yaşanılan sorunları defalarca kez dosyalar halinde Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı’na gönderdiklerini, ancak herhangi bir cevap alamadıklarını söyleyen Görmüş, “Yaşanan sıkıntılar sonrası küçük esnafımız çek ve senetlerini ödeyemedi bu yüzden KOSGEB kredilerinden de faydalanamıyor. Her geçen gün bir kaç esnafımız iflas ediyor" ifadelerini kullandı.
‘Depremin enkazı olduğu gibi duruyor’
İlçede işsizliğin her geçen gün arttığını ifade eden Erciş Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Ali Sinoğlu da, üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen depremin enkazının halen yerine durduğunu söyleyerek, “Erciş 38 vilayetten büyük bir ilçe, yaklaşık 2 yüz bin nüfusa sahip. Bu gün bu ilçe bir köy görünümünü aratmıyor. Depremin ardında 5 yıl geçmesine rağmen halen ilçede depremin enkazları duruyor. Boş hasarlı binaları ile hayalet bir kent gibi. Bu durum madde bağımlılığı ve ahlak dışı alışkanlıklara da zemin yaratıyor” dedi.
‘DBP belediyeyi kazanınca yapılanmayı durdurdular’
Sinoğlu, şöyle devam etti: “Bu güne kadar 5 defa proje değiştirildi. Kentsel dönüşüm bir çivi bile çakmamıza izin vermiyor ama kendisi de bir şey de yapmıyor. Her şeyimize ipotek koymuşlar, işyerlerimiz için prefabrik yapmamıza bile izin verilmedi. Bu durumdan başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere birçok kişi ve kurumun sorumluluğu var. 2014 yılındaki mahalli seçimlerinde ilçe belediye yönetiminin DBP'nin kazanması gerekçesiyle yapılanmayı tamamen durdurdular. Bu durumda yine mağdur olan Erciş halkı oldu.”
(rk/rp)