'Saldırılara karşı direnmek birlik olmaktan geçer'
ANKARA (DİHA) - Devletin baskı politikaları sonucu topraklarından göçerttirilen Kürt ailelerinin ilk duraklarından biri, Mamak’ın Türközü Mahallesi. Yıllardır bu mahallede yaşayan Kürt aileler, saldırıları kıracak tek şeyin dayanışma, birlik ve beraberlik olduğunu vurguladı.
90’lı yıllardan bu yana uğradıkları baskı ve saldırılar sonucu Kürdistan'daki topraklarından metropollere göçerttirilen Kürtler, göç ettikleri yerlerde de yine devletin baskı politikaları ve ırkçı saldırıların hedefinde. Yoğun göç alan merkezlerden biri olan Ankara’ya göç eden Kürt ailelerin yoğun olarak yaşadığı mahallelerden biri ise Mamak’ın Türközü Mahallesi.
Özellikle Colemergli (Hakkari) ailelerin yoğun olarak yaşadığı mahalle sakinleri, daha çok katı atık işçiliği yaparak yaşamlarını sürdürürken, bir yandan da gelenek ve göreneklerini yaşatma çabası içerisinde. Zaten bu nedenle de sık sık saldırıların hedefindeler.
Mahalle sakinlerine dönük baskı ve şiddet, ırkçı saldırılardan devlet güçlerince kaçırılma vakalarına kadar uzanır bir hal içerisinde.
HDP Genel Merkezi'nde personel olarak çalışan Fahri Yalçın isimli mahalle sakinin sivil polis oldukları iddia edilen kişilerce kaçırılması ve kendilerini MİT üyesi olarak tanıtan bir başka ekibe teslim edilmesinden kısa süre sonra, bu kez Hacı Karaman adlı bir yurttaş kaçırılmaya çalışılmıştı. Yaşanan bu olayla üzerine ise mahalle sakinleri dayanışma içerisinde öz savunma tedbirlerini artırdı. Şikayet etmek yerine, olası saldırılara karşı birlik olup karşı koymaya çalışan aileler, baskı ve saldırıların da ancak bu yöntemle bertaraf edilebileceği görüşünde.
‘Psikolojik baskı uygulanıyor’
Mahalle sakinlerinden biri olan Halil Konyar, koruculuk sistemini kabul etmediği için evinin yakılması üzerine zorla göçe maruz kalanlardan. Konyar, “O dönemde devlet birçok aileyi katletti. Bebekleri, kadınları hepsi öldürüldü. Kürde yaşama şansı tanınmıyor, herkes yurdunu, topraklarını bırakıp batıya göç etti. Ama burada da her şeye rağmen mücadelemizi bırakmadık” dedi.
Mahallede sürekli polis tacizi altında olduklarını ve bu durumdan rahatsız olduklarını dile getiren Konyar, “Hala gözetim altındayız. Devlet o zamandan bu yana burada yaşayan bütün Kürtlerin evlerini, iş yerlerini tanıyor. Polis çocuklarımızı takip ediyor kim bunlar diye. Mahallemize psikolojik baskı uyguluyorlar” şeklinde konuştu.
Devlet güçlerinin hemen her fırsatta ‘Siz bizim yolumuzdan gitmiyorsunuz. Bu devlette ve topraklarda sizin yeriniz yok’ şeklinde ifadelerle kendilerini taciz ve tehdit ettiğini paylaşan Konyar, “Burada kendi halkımızdan başka kimseyle diyalogumuz yok. Ne yaptıysak kendi emeğimiz ile kazandık, çalmadık. Biz kendi kendimizin mücadelesini veriyoruz” diye belirtti.
‘Kimseden korkumuz yok’
Konyar, devlet güçlerinin yaptıkları katliamların hesabını vermek yerine, baskın çıkmaya çalışmasından duydukları rahatsızlığı da dile getirdi. Konyar, “Sûr (Sur), Cîzîr (Cizre), Nîseybîn (Nusaybin) ve Silopiya’da (Silopi) birçok katliamlar yaşandı. Biz bu katliamların yaşanmasını istemediğimiz için mücadele ediyoruz. Özgürlük, barış ve demokrasiden hiç vazgeçmedik. Kimseden korkumuz yok mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
(as/kk/öç)