Alevi ve Ermeni derneklerinden ortak mücadele çağrısı
AMED (DİHA) - OHAL ile birlikte Kürt ve muhalif basına yönelik artan baskılara tepki gösteren Alevi ve Ermeni dernek temsilcileri, "TV ve radyoların kapatılması ile toplumdaki farklı inançların, farklı kimliklerin sesi kesilmeye çalışılıyor" dedi.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL ile birlikte muhalif ve Kürt basınına yönelik sistematik gelişen baskılar, çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) bu basın organlarının kapatılmasıyla sonuçlandı. Alevi toplumunun kültürünü ve sesini yansıtan TV10, Kürtçe çizgi film kanalı olan Zarok TV, Kürtçe'nin Kurmanci ve Zazaki lehçelerinde yayın yapan kanallar ile çok sayıda özgür ve muhalif yayın yapan televizyon ve radyonun hukuksuzca kaptatılmasına toplumun farklı kesimlerinden tepkiler sürüyor. Bu kapsamda Amed Pir Sultan Abdal Derneği şube başkanı Cafer Koluman ile Mezopotamya Ermeni Derneği başkanı Arat Karagözyan, basına yönelik saldırıların azınlıkları nasıl etkilediğine dair değerlendirmelerde bulundu.
'Alevilerin sesini kestiler'
Amed Pir Sultan Abdal Derneği şube başkanı Cafer Koluman, OHAL'lin ilan edilmesiyle birlikte sivil darbeyle karşı karşıya kaldıklarını belirterek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bunu fırsata çevirdiğini, basını susturarak muhalif toplumu sindirmeye çalıştığını ifade etti. Koluman "Basına yönelik gerçekleştirilen baskılar sonucu sesimiz kesildi. Bir ses var ama o sesin duyulmasını sağlayacak olanaklar yok edildi" dedi. Koluman "23 Ekim'de Aşure etkinliği yapacağız fakat bunu basın yoluyla duyuramıyoruz. Bu anlamda sesimizi kesmeye çalışıyorlar. Nasıl duyuracağız? Alevilerin sesini duyuran ve kültürü ile yaşamını yansıtan TV10 kapatıldı. Anadolu'dan tutun Kürdistan'ın her yerinde yaşayan Alevilerin sesini duyuran, penceresi olan TV10'un ve diğer kanalların kapatılması korkunç bir durumdur" diyerek tepkisini gösterdi.
Ortak mücadele çağrısı
Koluman, halkın haber alma hakkının anayasayla güvence altına alındığını ancak mevcut süreçte bunun ihlal edildiğini hatırlatarak kapatılan TV ve radyolara tek gerekçe olarak OHAL'i gösterdi. Mevcut paradigmanın tekçi bir anlayışa dayandığını belirten Koluman, tekçi zihniyetin basında uygulandığını aktardı. AKP'nin kendi lehine konuşan basını var ettiğini, buna aykırı basını kendi varlığı açısından tehlikeli gördüğünü belirten Koluman "Biz Aleviler, Kürtler, Sol Sosyalistler mağduruz. Fakat halkın haber alma hakkı engellendi diye halkın demokratik mücadelesinden vazgeçtiği düşünülmesin. Bu hepimizin sorunudur"dedi. Ortak mücadele çağrısında bulunan Koluman "Haber alma ve sesimizi duyurma gibi en temel haklarımız için kendi kimliğimizle kendi rengimizle tıpkı bir Aşure gibi ortak paydada buluşmalıyız "diyerek Aleviler olarak bu süreçte üzerine düşen sorumlulukları yerine getireceklerini belirtti.
'Medyanın susturulması faşizmdir'
Mezopotamya Ermeni Derneği Başkanı Arat Karagözyan ise basının susturulmasından olumsuz yönde etkilendiklerini belirterek OHAL'in bahane edilerek basına yönelik geliştirilen saldırıların daha vahim durumların yaşanacağı tedirginliği taşıdıklarını belirtti. Karagözyan "Azınlıklar olarak bölgede yayın yapan TV ve radyolar aracılığıyla sesimizi duyurabiliyorduk fakat şu an böyle bir imkanımız kalmadı. Bir etkinlik yapmak istesek çağırabileceğimiz basın organı yok, havuz medyası da hükümetin politikaları doğrultusunda hareket ettiği için zaten biz çağırmıyoruz. Azınlıkların sesini duyuran kültürünü yansıtan kanalların kapatılması hükümetin faşizan politikalarının sonucudur" diyerek tüm bu saldırıları şiddetle kınadıklarını belirtti.
(dy-ao/cd)