DAİŞ 50 yıllık emeğini yok etti ama yılmadı
RIHA (DİHA) - Suriye'nin Rakka kentinde 50 yıllık emeği olan müzeyi DAİŞ'in yıkmasıyla ülkesini terk eden Taha El Taha, Riha'daki derme çatma bir evde arşiv tutkusuna devam ediyor.
Ülkesindeki savaştan dolayı Riha'ya (Urfa) göç eden Rakkalı Taha El Taha (67), DAİŞ'in 50 yıllık müzesini yıktığını, ancak yılmadığını, bu kez Riha'da da bir müze açmak istediğini söyledi. Çocukluğundan itibaren farklı kültürlere sahip sanatçıların eserlerini biriktiren ve çok zengin arşive sahip Taha El Taha, ilk olarak 1975'de müze açtığını 1981'de ise devlet müzesinin açılmasıyla biriktirdiği eserleri buraya bağışladığını söylüyor. DAİŞ'in ülkesini yok ettiği gibi müzesini de yıktığını dile getiren Taha, "Savaş esnasında DAİŞ özellikle tarihi eserlere saldırdı. Müzeleri tarihi yapıları yaktı yıktı. Çünkü hafızaları silmek istiyorlar. O kurduğum müze Kürtlerin, Arapların, Süryanilerin, Ermenilerin hafızasıydı. Halkların kültürlerini yok ederek onları da yok etmeyi hedeflediler" dedi.
'İşgalciler ilk arşivlere saldırır'
"Arşiv bir toplumun hafızasıdır. Bu nedenle işgalciler ilk arşivlere, kültürel yapılara saldırır" diyen Taha, 25 yıllık emeği olan ve 50 yıllık geçmişi olan sanatçılara ait yazı, makale, heykeltıraş, resimlerin DAİŞ tarafından yok edildiğini öfke dolu üzüntüyle anlattı.
Ailesi ile birlikte Rakka'da açtığı müzede Suriyeli ve Kürdistanlı yazar, şair ve edebiyatçıların eserlerini biriktirdiğini ve bunu yaparken tek amacının geleceğe bir bellek bırakmak olduğunu dile getiren Taha, "Elimde Suriyeli birçok sanatçının eseri vardı. Bunlar bir şiir, bir yazı ya da bir resimdi. Önemsiz görünebilir ama onları uzun bir süre sonra bulamayacaksınız. Ki onlar o coğrafyada yaşamış sanatçıları, sanatçılarda bir coğrafyanın kültürünü anlatıyor. Bir halka ait takılar bile onların nasıl bir yaşam sürdüğünü anlatabilir. Onu saklamak çok önemli" diyerek arşiv tutkusunun nedenine dikkat çekti.
'İnsan onuru devletin kibrinden büyüktür'
İki yıl önce gelmek zorunda kaldığı Eyyübiye ilçesinde de büyük tutkusu olan arşivlemeye devam eden Taha, kiraladığı iki katlı ve bahçeli harabe evi kendi imkanları tadilattan geçirdi. Burada yaşamını sürdüren Taha, aynı zamanda topladığı dergi kitap makale ve sanatçılara ait eserleri yeniden açmayı planladığı müzede sergilemek istediğini belirtti. Eskiden ahır olarak kullanılan evin bahçesine çiçekler ekerek penceresini naylon ile kapladıktan sonra yaşama tutunmaya çalışan Taha, özellikle Kürt kadın mücadelesi ile ilgili bilgi topladığını söyledi. Kürt kadının özgür ve güçlü olduğunu sözlerine ekleyen Taha, "Sanatçı kadınlar, özelliklede Kürt kadınların yaşamları hakkında bilgi belge toplamak istiyorum. Aslında kavmiyetçiliği dikkate almam ancak Kürtler Türkiye'de olduğu gibi Suriye'de de yıllarca statü sahibi olamadı. Özellikle Türkiye Kürtlerin statü sahibi olmasını istemiyor. Oysaki insan onuru devletin kibrinden büyüktür" diye belirtti.
'Kürtler ülkemde istikrar sağladı'
Ülkesinden ve büyük emeklerle kurduğu arşivinden uzak olmanın hüznünü paylaşan Taha, ilk fırsatta dönmek istediğini dile getiriyor. Taha, tüm dünyanın Suriye'de ortak savaş suçu işlediğini ancak Kürtlerin bu savaşın seyrinin değişmesinde büyük rol oynadığını vurguladı.
Türkiye'de halklar arasına konulan kalın çizgilerin Suriye'de yaşanmadığına dikkat çeken Taha, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz Rakka'da Kürt, Arap, Ermeni hepimiz bir aileydik. Cenazelerde birlikte ağlar. Düğünlerde birlikte gülerdik. Aynı zurna sesine gider oynarız. Ancak savaştan sonra her şey değişti. Orda savaşan Kürtlerdi. Kürtler Suriye'de istikrar sağladı."
Kaldığı derme çatma evde elinden geldiğinde arşiv toplamaya devam edeceğini ifade eden Taha, arşivin beyin görevi gördüğünü ve ömrü yettikçe arşiv tutkusundan vazgeçmeyeceğini belirtti.
(adö/ip/sd)