DİHA - Dicle Haber Ajansı

Haberler

Ferrer: Barış müzakereleri çok daha zor

 
14 Ekim
17:37 2016

İSTANBUL (DİHA) - MİLF ile Filipin hükümeti arasında yapılan barış görüşmelerinde hükümet heyetinin başkanlığını yapan Miriam Coronel Ferrer, barış müzakeresinin çok daha zor olduğunu kaydederek, herkesin barış süreçlerine dahil edilmesi gerektiğini ve bu sürece kadınların katılması büyük farkların yaratıldığını söyledi.

Sabancı Üniversitesi, TESEV ve Frederich Ebert Stiftung'in ortaklaşa organize ettiği "Barış süreçlerini canlandırmak: Kolombiya, Filistin, Endonezya" konulu konferans, "Filipinler deneyimi"oturumu ile devam etti. Demokratik Gelişim Enstitüsü Program Koordinatörü Esra Elmas'ın moderatörlüğünü yaptığı oturumda, Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MİLF) Barış Heyeti Eski Başkanı Mohagher Iqbal, Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MİLF) Görüşmeleri Hükümet Heyeti Eski Başkanı Miriam Coronel Ferrer ve İHH Yönetim Kurulu üyesi ile Filipinler barış görüşmelerinde yer alan Ahmet Emin Dağ konuşmacı olarak katıldı.

Toplantıda ilk olarak konuşan MİLF Başkanı ve görüşmelerde MİLF heyeti başkanlığı yapan Mohagher Iqbal, Filipinler'deki barış sürecinden hem iyi hem de kötü deneyimler edindiğini belirtti. Iqbal, Moro ile Filipinler hükümeti arasında müzakerelerin devam ettiğini dile getirerek, Moro ile mücadele sürecinde devletin 6 hükümet başkanı değiştirdiğini aktardı. Iqbal, devlet ile Moro arasında yapılan anlaşmaların ciltler oluşturmaya başladığını dile getirdi. Iqbal, "Başarı ya da başarısızlık tek bir faktörle tanımlanamaz. Taraflar eğer, 'barış uzun süreçlidir' derse o zaman başarı sağlanır, aksi takdirde başarısızdır. Bizim deneyimimizde iş başı yapan yeni idare bu süreci devam ettirebilirse barış sağlanmış olur. Başarı için kabul en önemli faktördür" dedi.

'Arabulucu olmak duygularını kontrol edebilmektir'

"Liderlerin arasında görüşmeler sonlandırılırsa neye başvurulmalıdır?" diye soran Iqbal, şöyle devam etti: "Kesintiye uğramak barış süreçlerinin doğasında var. İstemedikleri sonuçlar ile karşılaştıklarında bırakıp gitmek kolay gelebiliyor. 2 milyondan fazla kişi yerlerinden edildi. Hükümet ateşkesi ihlal etti ve müzakereleri de bitiren hükümet oldu. Malezya'da bir ara görüşme ayarlandı. Arabulucu var burada. Arabulucu resmi olmayabilirdi. Çok duygusal insanlar müzakereci olamaz. Arabulucu olmak duygularını kontrol edebilmektir."

'Adalet olmadan barış gelmez'

Müzakerelerin barış sürecinin faktörlerinden biri olduğunu söyleyen Iqbal, "Barış içerisinde bir sürü unsur var. Adalet olmadan barış gelmez. Adaletin olmadığı ortamda bazıları kendilerini marjinalleştirmiş olur" diye belirtti.

Barış süreçlerinde sivil toplum örgütlerin rolüne de dikkat çeken Iqbal, "Kriz dönemlerinde daha etkili olabiliyorlar. Sürecin içerisinde yer alıp, çok fazla katkı sağlayabilirler. Uluslararası temas grubu oluşturulmalıdır. Bir ihlal bulunduğu dönemde müdahale edebilir. Filipinler'de 4 ülke ve uluslararası 4 STK yer alıyor. Kendi ülkemiz içerisinde de ulusal sendikalarda var" şeklinde konuştu.

Barış süreçlerinde kadınların rolü

Barış süreçlerinde halkın desteğinin önemli olduğunu kaydeden Iqbal, şunları aktardı: "Halk bilgilendirilebilir. Referandumlar yapılmadan bilgilendirme faaliyeti yapılabilinir. Halkı bilgilendirmek lazım. İyi bir mesajlaşma programı olmalı." Barış süreçlerinde kadının rolüne de değinen Iqbal, "Kadınlar her yerde nüfusun yarısını oluşturuyor. Bizim ülkemizde de bu durum böyle. Bunun için de kadınlar, aktif olarak yer almalıdır. Bizim ülkemizde bu süreçte iki kadın yer aldı. Kadınlar çok üretkenler" dedi.

Ardından Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MİLF) Görüşmeleri Hükümet Heyeti Eski Başkanı Miriam Coronel Ferrer konuştu. Devlet adına görüşmelerde yer alan heyetin başkanlığını yapan Ferrer, barış süreçlerinde yer alan heyetlerin başkanlığını yapan ilk kadın olarak biliniyor. Ferrer, barış müzakeresinin çok daha zor olduğunu kaydederek, herkesin barış süreçlerine dahil edilmesi gerektiğini belirtti. Filipinler'de Komünist Parti ile çatışmaların daha da devam ettiğini vurgulayan Ferrer, barış süreçlerinde tarafların tam olarak tatmin edilmesinin imkânsız olduğunu söyledi.

'Karşılıklı güven adımları atıldı'

Ferrer, güven arttırıcı önlemler olarak neler yaptıklarını "MİLF'le hükümet oturmaya karar verdi. İlk görüşme suçlara ilişkindi. Organize suça dahil olan grupları durdurmaktı. Her şeyden önce yabancı, üçüncü tarafları kabul etmesi gerekiyordu. Yabancı, üçüncü ülkelerin sürece dahil edilmesini istemez hükümet. Bunu egemenliklerine müdahale olarak adlandırır" şeklinde aktardı. MİLF ile hükümet arasındaki barış süreçlerinde yer alan arabuluculara da değinen Ferrer, gizli toplantıların yapıldığını söyledi. Ferrer, bu gizli toplantılardan birinin Japonya'da yapıldığını ve MİLF ile hükümet başkanının burada bir araya geldiğini kaydetti.

Karşılıklı güven adımlarının atıldığını da dile getiren Ferrer, sosyal-ekonomik çalışmalara da katıldığını dile getirerek, MİLF kamplarının sosyal yaşam alanlarına dönüştürülmesi çalışması yapıldığını söyledi. Ferrer, güven verici adımların barışı daha da kalıcılaştırdığını, MİLF ve devlet başkanının bu güven arttırıcı etkinliklerde yer aldığını aktardı. Ferrer, sürecin başarılı olduğunu kaydederek, "Başarılı olması için bir birinize güvenmeniz gerekiyor. Bütün alanlarda büyük bir iş birliği yaşandı. Siyasi olarak da siyasi duyguları frenlediler" dedi.

'Barış anlaşmalarında taraflar kararlı olmalı'

Barış süreçlerinin kesintiye uğramasını ise Ferrer, "Yüksek Mahkeme verdiği karar ile yasal olmayan bazı maddelerin anlaşmada olduğunu söyledi. Bu karar tam da anlaşmanın arifesinde oldu. Bunun üzerinde MİLF bazı köylere saldırı gerçekleşti. Ancak tek taraflı ateşkes ile çatışmalı süreç sonlandırıldı ve barış süreci devam etti. Şiddeti sonlandıramazsınız. Bir şekilde şiddet bu süreçte yer alabilir" diye konuştu.

'Kadınlar barış için seslerini yükseltmeli'

Ferrer, "Barış anlaşmasının yapılması için her iki tarafında kararlı olması lazım Kolombiya'da olduğu gibi. Evet süreç sona ermedi ama güzel şeyler oldu. Daha yapılacak olan çok var" dedi. Müzakerelere katılan kadınların kesinlikle büyük farklar yaratacağını ifade eden Ferrer, şöyle devam etti: "Kadınlara her süreçte ihtiyaç var. Kadına daha çok rol verdik. İnsanların ya savaşçı ya da normal insan olarak yer almak zorunda kalan bir toplumda kadınlar artık sivil toplumda yer alıyor. Kadınlar süren barış sürecinin devam etmesi için seslerini yükseltmelidir."

'Barış için kararlı olunmalı'

İHH Yönetim Kurulu üyesi ve Filipinlerdeki barış görüşmelerinde yer alan Ahmet Emin Dağ ise, yaptıkları çalışmalara dair bilgi verdi. Yapılan konuşmaların ardından dinleyiciler tarafından konuşmacılara sorular yöneltildi. Dağ, Filipinler hükümeti ile MİLF arasındaki çatışmaların barış ile sonuçlanmasının asıl faktörünün tarafların samimiyeti olduğunu söyledi. Gelen onlarca soruya cevap veren Dağ, barışın sihirli bir yanının olmadığını ve barış için kararlığın olması gerektiğini vurguladı.

İHH'ya izleyicilerden eleştiri

İHH'ya dış ülkelerde barış görüşmelerinde yer almasına rağmen Kürtlerin durumuna sessiz kalmasına dair eleştiriler yöneltildi. Dağ ise sorulara verdiği yanıtlarda, şunları aktardı: "Doğru işler yaparsanız ama yanlış anlaşılırsınız. Bangsamoro'dan bize gelen teklif ardından Türkiye Dış İlişkiler Bakanlığı tarafından bize bu sürece katılmamamız istendi. Doğru olanı yaptığımızı bildiğimiz zaman bizim için sorun yok. PKK'nın hedefinde olduğumuz için Doğu ve Güneydoğu'da çalışamıyoruz" iddiasında bulundu. Dağ, öz yönetim direnişleri sırasında devletin saldırıları sonucu kentlerini terk etmek zorunda kalan on binlerce aileye yardımlarda bulunduklarını da ileri sürdü.

Dağ, İsrail-Türkiye ilişkilerinin düzelmesi ardından kendilerinin de hükümetin hedefinde olduğunu iddia etti.

Dağ, Türkiye'deki Mavi Marmara davalarının önümüzdeki günlerde düşeceğini belirtti.

Konferans, "Barış süreçlerini etkileyen faktörler" oturumunun ardından sona erecek.

(yk-mk/za/pu)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR