Öğrenciler cemaatlere itiliyor
İZMİR (DİHA) - Devlet yurtlarının kapasitelerinin çok üstünde öğrenci barındırdığını ancak bir cemaatten alınan yurtların başka cemaatlere hibe edildiğini belirten üniversite öğrencileri, devletin öğrencileri cemaatlere mecbur bıraktığını kaydetti.
OHAL ilanının ardından kapatılan cemaat yurtlarıyla beraber devlet yurtları kapasitelerinin çok üzerinde öğrenci barındırmaya başlarken, yurtlarında fiziki şartların kötü olması nedeniyle öğrenciler başka çözümler aramaya çalışıyor. Öğrenciler, FETÖ'den boşalan bu alanlara başka cemaatlerin yerleştirildiğini ve devletin öğrencileri cemaatlere muhtaç bıraktığını kaydetti.
Son dönemde FETÖ operasyonları ile birlikte kapatılan cemaat evlerinin yerini yeni cemaatlerin aldığını ifade eden Ege Üniversitesi öğrencisi İlker Savran, bu durumun üniversite kadrolarına da yansıdığını söyledi. Devletin ekonomik anlamda öğrencileri zorda bırakarak cemaat evlerine yönlendirdiğini ifade eden Savran, "Öğrencilerin isteyerek abilerin evine gideceğine inanmıyorum. Başka çareleri kalmadığı için gidiyordur" diye konuştu. Savran, devlet yurtlarının fiziki şartlarıyla beraber yaşam koşullarının da insanlık dışı olduğunu belirterek, "Yemekhanede çıkan yemekleri yiyemiyoruz. Bunun yanında yemeklere zam da yapıldı. Tüm bunlar yetmezmiş gibi birde çamaşırhaneyi kullanmamız içinde bizden para istemeye başladılar. Öğrenciler tüyleri yolunacak kaz gibi herkes tarafından yolunuyor. Her yandan öğrencilere ekonomik anlamda saldırılar oluyor" dedi.
'Odalar kokuyor'
3 kişilik odalarda 4 ile 6 kişinin kaldığını aktaran Ege Üniversitesi Öğrencisi Uğurcan Akyol, bunun yanı sıra yurt odalarında yeterince temizlik yapılmadığı için odaların koktuğunu söyledi. Devlet yurtları yetersiz olmasına rağmen devletin yurtları FETÖ'den alıp başka cemaatlere hibe ettiğini kaydeden Akyol, "Öğrenciler bile bile cemaatlerin kucağına itiyorlar" dedi.
Öğrencilerden Emine Akbaba ise kadın öğrencilere yönelik baskıların OHAL uygulamalarıyla birlikte katlandığını ifade ederek, "Giriş çıkış saatlerinde gelmediğimizde yada geç kaldığımızda hemen ailelerimize haber veriliyor. Ben reşit bir insanım ailemi durduk yere kaygılandırmalarını doğru bulmuyorum" dedi.
Üniversitelerinin yurtlarında 2 kişilik odada 3 veya 4 kişinin kaldığını kaydeden Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencisi Tijda Kılıç, Kürt öğrencilere, yurttan çıkmaları için baskı yapıldığını söyledi. Yurtta kalan öğrencilerin her adımının kamera ve ses kayıt cihazlarıyla kayıt edildiğinin altını çizen Yaşar Üniversitesi öğrencisi Nehir Bilece de bu uygulamalardan dolayı öğrencilerin kendilerini cezaevinde hissettiğini söyledi.
(sy-mua/avt)