DİHA - Dicle Haber Ajansı

Haberler

'12 Eylül'ün işkenceleri bugün tüm topluma uygulanıyor'

 
13 Ekim
09:51 2016

ANKARA (DİHA) - 12 Eylül döneminde önemli davalara bakan ve vahşet uygulamalarına tanık olan avukat Kazım Bayraktar, bugün 12 Eylül'ün işkence yöntemlerinin cezaevi ve emniyet binalarından çıkıp tüm topluma uygulandığını söyledi.

OHAL sonrasında toplu gözaltı merkezleri ve cezaevlerinde 12 Eylül dönemiyle özdeşleşen kimi işkence ve kötü muamele yöntemlerinin uygulanması tartışılıyor. Geçtiğimiz haftalarda Birleşmiş Milletler'in (BM) işkence konusundaki özel raportörü Juan Mendez'in Türkiye'ye yapacağı ziyaret engellendi ve insan hakları örgütleri ise Türkiye'de işkencenin tekrar sistematik hale geldiğini belirtti.

12 Eylül döneminde PKK Merkez Komite, Dev Yol ve TİKP gibi önemli davalara bakan avukat Kazım Bayraktar, darbe dönemi vahşete varan işkence yöntemleri ve hukuksuz yargılamalara tanıklık etti. Bayrakta, 12 Eylül dönemi ile bugünün şartlarını karşılaştırdı.

'Bugün daha fazla işkence uygulanıyor'

Avukat Bayraktar, "İşkencenin merkezi ve sistematik bir şekilde uygulanması ve işkence altında olanların sayısının nüfusa oranını düşündüğümüzde bugün işkence 12 Eylül'den daha fazla uygulanıyor" dedi. İşkencenin sistematik olarak ilk 12 Eylül döneminde başlatıldığını hatırlatan Bayarktar "12 Eylül'deki işkence daha vahşi diyebiliriz ancak bugün uygulanan işkence yöntem olarak 12 Eylül'ün yöntemidir, o zihniyetin devamıdır. Bugün daha da gelişerek bir bütün olarak toplum üzerinde uygulanıyor" dedi.

'İşkence toplumun geneline yayıldı'

Bayraktar, şöyle devam etti: "12 Eylül'de vahşet Diyarbakır, Mamak ve Metris gibi yerlerle sınırlı kaldı. Ama şimdi baktığımızda, özellikle Kürdistan'a baktığımızda 12 Eylül dönemiyle kıyaslanmayacak bir vahşet ve işkence yöntemi var. 12 Eylül'de askıda elektrik vermekten daha kötüsü Taybet Ana'nın cenazesinin sokakta günlerce bekletilmesidir. Buradaki işkence ve baskı toplumun geneline uygulanıyor. Eskiden cezaevi ve emniyet binalarında olan işkence bu gün toplumun her kesimine, her alanda uygulanıyor."

'İşkenceci polislerden tutuklu yok'

Topluma karşı suç işleyen, işkence yapan polislerin bugün cezasız kaldığına dikkat çeken Bayraktar, "12 Eylül döneminde işkence yapan polisleri şikâyet ederdik. Hatta bazıları sıkıyönetim mahkemelerinde göstermelik de olsa yargılandı, ceza aldı. Bugüne bakıyoruz, Gezi sürecinden bu yana topluma karşı suç işleyen hiçbir polis tutuklu değil. Açık kanıtlara rağmen cezasızlık var. Polisin işlediği suçlara bu kadar destek verilirse işte Kürdistan'da olduğu gibi vahşete imza atar" diye konuştu.

'İşkenceye dayalı ifadede darbe döneminin gerisine düşüldü'

Bayraktar, AKP döneminde insanların işkenceye dayalı ifadelerden yargılandığı ve mahkûm edildiğini söyledi. 12 Eylül döneminde insan hakkı savunucularının mücadelesi sonucu Askeri Yargıtay'ın "Emniyette alınan ifade tek başına kanıt olamaz" kararı aldığını hatırlatan Bayraktar, "Daha sonra beraatlarla karşılaşmıştık. Sanıktan kanıta gitmeyi kabul etmiyorduk. Bugün ise işkenceye dayalı ifade tek başına kanıt. 12 Eylül'ün de gerisine düşüldü. 12 Eylül'de örgüt üyeliği için maddi kanıtlar aranırdı. Bir örgütün hiyerarşisinde bulunmak ya da silah bulundurmak gibi. Bugün, bir mitinge konuşmak ya da yasal bir partide, dernekte görev yapmak örgüt üyeliği suçlamasına ve ceza alınmasına neden olabiliyor" ifadelerini kullandı.

Bayraktar, 12 Eylül rejiminin yargıyı tek elde toplama, merkezileştirme hedefinin bugün büyük oranda sağlandığını söyledi. Bayraktar, "12 Eylül döneminde kimi demokrat hakimlerle, ılımlı savcılarla karşılaşırdık. Soldan hakimler görebilirdik. Ya da aldığı hukuk eğitiminden kaynaklı adil yargılayan hakimler olurdu. Bugün olduğu kadar siyasal kamplaşma yoktu yargıda. Bugün yargı içindeki hesaplaşmalar toplumun yararına olmadı. Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10 ile görevli mahkemeler kuruldu. Sulh Ceza Mahkemeleri'nin yerini Sulha Ceza Hakimlikleri aldı ve keyfi yargılama en üst seviyeye geldi. Adil yargılama diye bir şey artık yok. Hukuka göre yargılayan yargıçlar yok denecek kadar az ve 12 Eylül'den daha vahim bir noktadayız" dedi.

(dn/cd)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR