DİHA - Dicle Haber Ajansı

Haberler

'Enerjide Rusya'ya bağımlı hale gelmenin nesi başarı?

 
12 Ekim
11:16 2016

ANKARA (DİHA) - TPAO eski Genel Müdürü Necdet Pamir, bir yanıyla ABD ve AB'ye mesaj vermek amacıyla Türkiye ile Rusya arasında imzalanan 'Türk Akımı' projesinin bir başarı değil, Türkiye'nin enerji konusunda Rusya'ya daha bağımlı hale gelmesi anlamına geldiğini söyledi.

Suriye konusunda uzun süre anlaşmazlıklar yaşayan ve görünürde farklı politikalar izleyen Rusya ile Türkiye arasında son dönemde yaşanan yakınlaşma ve yapılan anlaşmalar, soru işaretlerini beraberinde getirdi. Türkiye'nin, Rus uçağını düşürmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da çabası ile iki ülke arasında başlayan yakınlaşma, aynı zamanda yıllardır "katil rejim" olarak nitelendirilen Esad rejimi ile de siyaseten yakınlaşma sonucunu doğurdu.
Siyasi olarak yaşanan bu yakınlaşmalar, özellikle ticari konularda bir dizi anlaşmaya dönüştü.

İstanbul'da hafta sonu toplanan Dünya Enerji Kongresi vesilesiyle Türkiye'ye gelen Putin ile Erdoğan arasında Rus gazını Türkiye üzerinden AB ülkelerine taşıyacak 'Türk Akımı' projesi imzalandı. Bulgaristan üzerinden Trakya'ya gidecek, oradan da Yunanistan üzerinden Avrupa'ya gönderilmesi tasarlanan 16 milyar metreküplük doğalgaz anlaşması, iktidar medyası tarafından büyük bir başarı ve asrın anlaşması olarak lanse edildi.

Uzmanlar farklı görüşte

Oysa uzmanlar, yapılan anlaşmanın enerji konusunda zaten fazlasıyla dışa bağımlı olan Türkiye'yi daha fazla dışa bağımlı hale getirdiği görüşünde.
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) eski Başkanı Kemal Ulusaler, daha önce bu projenin rafa kaldırıldığını hatırlatarak, bu anlaşma ile iki ülkenin AB ve ABD'ye gözdağı vermeye çalıştığını dile getirdi. Ulusaler, Türkiye'nin "Avrupa'ya satılacak gazdan" kazanç elde etmeyi amaçladığını, ancak bunun gerçekleşmesinin mümkün olmadığını söyledi.

'Anlaşma dışa bağımlılığın vesikası'

Bir dönem Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nda (TPAO) Genel Müdürlük yapmasının yanı sıra TMMOB Petrol Mühendisleri Odası eski Genel Başkanı olan Enerji Uzmanı Necdet Pamir'e göre ise; "Yapılan anlaşma bir başarı değil, Rusya'ya bağımlılığın artmış olmasının vesikası."

Enerji konusunda başarılı sayılabilecek projenin "Enerji politikasında dışa bağımlılığı azaltmak" olduğunun altını çizen Pamir, "Türkiye enerjisinin yüzde 32,5 doğalgazdan karşılıyor, en fazla dayandığı kaynak açısından yüzde 99 dışa bağımlı ve Türkiye'nin aldığı doğalgaz konusunda Rusya'nın payı yüzde 55 oranında" diye konuştu.

Türkiye'nin Rusya'dan doğalgazı iki ayrı boru hattından karşıladığını, bunlardan birinin 'Batı Hattı' diye adlandırılan ve Rusya'dan çıktıktan sonra, Ukrayna, Moldova, Romanya ve Bulgaristan üzerinden Türkiye'ye giren 14 milyar metreküplük bir hat olduğunu belirten Pamir, "Bir de Mavi Akım dediğimiz 16 milyar metreküplük, doğrudan Karadeniz'in altından Türkiye'ye giren bir boru hattı var" diye bilgi verdi.

Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan sorunlardan dolayı Rusya'nın Ukrayna üzerinden Avrupa'ya ihraç ettiği doğalgazı, Ukrayna'yı cezalandırmak için başka yollar üzerinden Avrupa'ya ulaştırmaya çalıştığına dikkat çeken Pamir, şunları dile getirdi:

'ABD ve AB, doğalgazda Rusya tekelini kırmaya çalışıyor'

"Rusya, Ukrayna'yı by-pass ederek AB'yi beslemeye çalışıyor. Farklı dış politika tercihleri nedeniyle AB ve ABD, Rusya'ya ambargo koymaya başladılar. Bunun yanı sıra Rusya geçtiğimiz yıl bile AB'nin doğalgaz ithalatının yüzde 38 karşıladı. AB bunu kırmaya çalışıyor. Kaynak çeşitlendirmeye çalışıyor. Rusya'nın hem boru hattı sahibi, hem dağıtımını yapan tek tekel olmasını istemiyor, bu tekeli kırmaya çalışıyor. 3'üncü enerji paketi diye bir dizi karar aldı AB. Bütün bunlar birleşince, AB ve ABD ambargolarını, bu koşullar altında 2014 Aralık ayında Putin, Türkiye'ye geldiği zaman - Güney Akım yerine bu 63 milyar metreküplük bir projeydi - ben de Türkiye üzerinden giderim diyerek Bulgaristan üzerinden giden 63 milyar metreküplük boru hattını biraz aşağıya indirmeye başladı.

Uçak krizi sonrasında bu askıya alınmıştı. İlişkilerin düzelmesi sürecinde, Türk Akımı yeniden canlandırıldı. Bu proje 63 milyar metreküp yerine 31,5 metreküpe düşmüş. Bunun 15,75 metreküpü Türkiye'ye, 15,75 metreküpü Avrupa'ya gönderilecek."

Rusya'ya bağımlılık artıyor

Hem enerjide hem de elektrikte doğalgazın ağırlıklı payı olduğuna işaret eden Pamir, Türkiye açısından yapılması gerekenin dışa bağımlılığı azaltmak olduğunu vurguladı. Ancak, Türk Akımı projesi ile bunun tam tersi bir politika izlendiğini ifade eden Pamir, Türkiye'nin attığı imza ile Ukrayna'yı by-pass eden Rusya'ya olan bağımlılığının eskiye oranla daha da arttığını kaydetti.

Şeytan ayrıntıda gizli!

Pamir, imzalanan anlaşmaya dair fikir sahibi olmak için detaylara bakmak gerektiği üzerinde de durdu.

"İmzalanan anlaşma konusunda ana terimlere bakmamız lazım, Şeytan ayrıntıda gizlidir" diyen Pamir, devamında ise anlaşmaya dair şu önemli noktaya işaret etti: "Erdoğan'ın yayınlanan bazı sözleri var. Bu yeni yapılacak Türk Akımı projesinin masraflarının iki ülke tarafından paylaşılacağını söylüyor. 10 küsur milyar dolarlık bir yatırımdan bahsediliyor. Bunun yüzde 50-50 paylaşılacağını söylüyor. Ben (Türkiye), niye 5-6 milyar dolar harcama yapacağım. Buna ne diye katılayım?

Avrupa'nın gazı alacağının bir garantisi yok. Alsa bile bana bir faydası yok. Rus gazını daha pahalıya alıyoruz. Miktar açıklanmadı. Bizim yüzde 15 civarında bir talebimiz vardı. Biz gazı AB ülkelerinden daha pahalıya alıyoruz, bu yüzden uluslararası tahkime gitmiş durumdayız. Rusya, Türkiye'ye yüzde 10 indirim yapsa bile AB ülkelerine verilen fiyata ancak yaklaşabiliyoruz. Türkiye'nin önemli büyük bir kazancı yok. Daha fazla Rus gazı alacağımız dikkate alındığında, yatırıma katılacaksa yapılan indirimin zaten daha önceden yapılacak olan indirim olduğu dikkate alındığında nasıl bir kazanç olduğunu kimse bana anlatamaz. Bunun büyük bir zafer olarak anlatılması gülünç. Burada ne gibi bir başarı var?

Eşeğini kaybettirir buldururlar adama. İndirim olursa AB seviyesine yaklaşacağız."

Nükleer anlaşmalar...

İmzalanan anlaşma konusunda bu noktalar üzerinde duran Pamir, Türkiye ve Rusya ortaklığında yapılmak istenen Akkuyu Nükleer Santral projesine dair de değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan ve Putin'in İstanbul'da bir araya geldiği saatlerde Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi gösterilen tepkilere rağmen aldığı karar ile nükleer santrale çevre planında yer verdi.

Nükleeri savunan ülkelerin, karşılaşacakları bazı temel olumsuzluklar, riskler olduğunu dile getiren Pamir, "İlki, yatırım maliyetlerinin yüksekliğidir. İlk yatırım, işletme, atık muamelesi, söküm maliyetleri dahil dünyadaki en pahalı enerjidir Nükleer enerji. İşletme güvenliği yok. Fukoşima'da da görüldüğü gibi gelecek nesilleri etkileyen, insanların ölümüne, zaman içerisinde kanser başta olmak üzere çeşitli genetik hastalıklara neden olan enerji üretim biçimidir. Nihai atık dünyanın hiçbir ülkesinde çözülmüş değil. Bu tesislere yönelik saldırı ve teröristlerin eline geçme ihtimali. Bunlar herhalde Türkiye'de terörün olmadığını düşünüyor. Yüzde 55 doğalgaz da, yüzde 16-17 petrol de, yüzde yüz nükleerde Rusya'ya bağımlı hale geliyoruz.

Türkiye, NATO üyesi bir ülke ama aklı sıra AB ve ABD'ye iki lider gösteri yapıyorlar. Bizi sıkıştırıyorsunuz, onun için biz birlikte hareket ediyoruz demeye çalışıyorlar. Bir taraftan 'BOP'un eş başkanıyım' diye övünüyorsunuz, bir taraftan NATO üyesisiniz, Rusya'ya yanaşıyorsunuz.

İki cami arasında binamazlar… Bir türlü hangi tarafa doğru namaz kılacağını bilemiyor. Bir gün o tarafa dönüyor bir gün öteki tarafa dönüyor. Günü kurtarıyorsunuz. Kredi borçlarına benziyor. Borçları borçla kapatıyorsunuz ama daha çok borçlanıyorsunuz. Bağımlılığımı artırıyorsun. Bunun övünülecek neyi var. Sürekli bir şey pompalanıyor ama artık tadını kaçırdılar" diye konuştu.

(kk/öç)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR