OHAL olağanlaşıyor: Hak ihlalleri artacak
İZMİR (DİHA) - İktidarın yeni yargı paketiyle savcı ve polislerin yetkisini genişletmesini değerlendiren insan hakları savunucuları, yeni yargı paketinin de "İç Güvenlik Paketi" gibi insan hakları ihlallerini arttıracağına dikkat çekti.
Darbe girişimini fırsata çeviren AKP iktidarı, yargıda yeni değişiklikler yaparak, iktidarını korumaya dönük yasa paketleri ve kolluğun elini güçlendiren uygulamaları gündeme getirdi. Son dönemde gündeme gelen Kanun Hükmünde Kararnameleri (KHK) ile polis ve savcıya verilen "olağanüstü yetkiler", CMK'de yapılacak değişikle olağan hale getiriliyor. Darbe sanıklarına ilişkin soruşturmada mallarına el koyma, şirketlerine kayyum atama yetkisi de CMK'ye taşınırken, TCK 282'deki "Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçu", "nispi terör suçları" kapsamına alındı. Yargıda yapılan bu değişiklik kapsamında "darbe" ve "terör suçları" davalarında kolaylık için maddeler değiştirildi.
Buna göre duruşmalar il sınırları içinde başka bir yerde yapılabilecekken, "örgüt faaliyeti" kapsamında işlenen suçlardan dolayı tutuklu olanların tahliye talepleri ise 3 gün yerine 15 gün içinde değerlendirilecek.
Savcılara sınırsız 'el koyma' yetkisi
Önceki yasada hâkim kararı olmadan bilgisayar ve kütüklerinde arama ve el koyma yetkisi yokken, yeni düzenlemeye göre, savcılar, bilgisayarlarda arama el koymaya ilişkin 134. maddeye göre mahkeme kararı olmadan bilgisayar ve verilere el koyabilecek.
Öte yandan "örgüt suçları"na da dönük olarak yargılamanın hızlandırılması amacıyla, duruşmalarda iddianamenin okunması işlemi kaldırılırken, isnada konu eylemlerin, delillerin ve hukuki nitelendirmenin anlatılmasıyla yetinilecek.
'Birileri Helsinki kriterlerini hatırlamalı'
Yapılan bu değişiklikleri değerlendiren İHD İzmir Şube Yöneticisi Kadri Urgan, 2015 yılında polisin yetkilerini arttıran "İç Güvenlik Paketi"nin ardından hak ihlallerinin arttığına dikkat çekerek, gelinen süreçte değiştirilen bu yargı paketinin OHAL ile birlikte çok şiddetli sonuçlar doğurabileceğini söyledi. 12 Eylül ve 12 Mart darbelerinde de benzer sürecin yaşandığını ifade eden Urgan, darbe girişiminin ardından bu yasa ile ülkede yaşanan kaos ortamının daha da şiddetleneceğini belirtti. İnsan hakları savunucuları olarak bu değişiklikten bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini söyleyen Urgan, "O dönemden ders alınmadığı görülüyor. Yıllardır ülkede yaşanan insan ölümleri son dönemde OHAL ile birlikte giderek artarken, yargı paketiyle birlikte hak ihlallerinin önü alınamaz. Darbe olsaydı da muhtemelen benzer süreçleri yaşayacaktık. Bir an önce bu değişiklikten vazgeçilmeli. Yoksa bu ülkeyi daha da karanlık günler bekliyor. Birileri Helsinki kriterlerine imza attığımızı hatırlamalı" dedi.
'Polis devletine mi dönüşüyoruz?'
İHD Şube Yöneticisi Ahmet Çiçek ise paketin CMK'de kalıcı olan bir kanun paketine benzediğini belirterek, ülkenin giderek polis devleti halini aldığını ifade etti. Çiçek, "Polis ve savcının yetkilerinin arttırılması ve benzeri durumlar 15 Temmuz'dan sonra OHAL gerekçesiyle KHK'ler ile yapılıyordu ve geçici statüdeydi. Bu paket CMK'de kalıcı olan kanun paketidir. Bu pakette Savcıya ait olan bazı yetkiler Polise, mahkeme kararına ait olan bazı görevlendirmeler de savcıya tanınmaktadır. Bu durum hukukun işleyişinde bireyin kararına bırakılmaktadır. Ayrıca zaten fazlaca yetkili olan kolluk güçleri daha da yetkilendiriliyor. Bu durum İleriye dönük olarak tehlike arz etmekte bizde tedirginlik yaratmaktadır. Acaba polis devletine mi dönüşüyoruz?"
(cb/cnö/kk)