Kız çocukları cinsel istismar, savaş ve yoksulluk tehdidi altında

HABER MERKEZİ (DİHA) - 11 Ekim'in "Dünya Kız Çocukları Günü" olarak kutlanmasını sağlayan üç ülkeden biri olan Türkiye'de, kız çocukları cinsel istismar, enses, evlilik, savaş ve yoksulluk tehdidi altında.
Türkiye, Kanada ve Peru tarafından yapılan girişimler sonucu kız çocuklarına karşı ayrımcılığın önlenmesi ve onların insan haklarından tam ve etkili bir şekilde yararlanmalarını sağlamak amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından 11 Ekim, "Dünya Kız Çocukları Günü" olarak ilan edildi. 2012 yılından bu yana kutlanan Dünya Kız Çocukları Günü'nün ilan edilmesinde rol oynayan ülkelerden biri olmasına rağmen Türkiye'de kız çocukları için tablo hiç de iç açıcı değil.
En önemli sorun cinsel istismar
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tahminlerine göre, dünya genelinde kız çocuklarının yüzde 20'si, erkek çocukların ise yüzde 10'u çocukluk döneminde cinsel ilişkiye zorlanmakta ya da diğer cinsel şiddet türlerine maruz kalmakta. Verilere göre, dünyada son 4 yıl içerisinde çocuklara yönelik cinsel saldırı veya şiddet uygulamalarının yüzde 90 artış göstermesi gibi Türkiye'de de çocuk istismarı en önemli sorunlardan biri durumunda.
Neredeyse her 4 cinsel istismar vakasından birinin çocuğa yönelik olduğu Türkiye'de açığa çıkan bu vakaların oranı ise sadece yüzde 5 olduğu tahmin ediliyor.
8 çocuktan biri enses mağduru
Adalet Bakanlığının 2014 yılı verilerine göre, yine her 8 çocuktan biri enses mağduru. Fakat ensest vakalarının ise ancak binde biri ortaya çıkıyor.
Türkiye'de yapılmış laboratuar çalışmalarının bulgularına göre, ensest saldırganlarının yüzde 57'sini öz babalar, yüzde 4'ünü öz ağabeyler, yüzde 13'ünü yakın akrabalar, yüzde 26'sını ise ikinci dereceden akrabalar oluşturmakta. Yasal başvuruda bulunmuş, mahkemesi sonuçlanmış ya da süren vakalarda ise saldırganların yüzde 39'unu öz baba, yüzde 15'ini öz ağabey, yüzde 17'sini yakın akraba, yüzde 28'ini ise uzak akrabalar oluşturuyor.
Yasa iptal edildi
Buna rağmen Anayasa Mahkemesi, geçtiğimiz Temmuz ayında TCK'deki "15 yaşını tamamlamamış çocuklara yönelik her türlü cinsel davranışı" istismar sayıp 8-15 yıl arası hapis öngören maddeyi tepkilere rağmen iptal etti.
Türkiye çocuk yaşta evliliklerde Avrupa ikincisi
Türkiye'de yaşayan kız çocukları için tehlike olan ikincil sıradaki bir diğer konu ise, son zamanlarda çokça gündeme gelen çocuk yaşta evlilikler.
Türkiye çocuk yaşta evliliklerde Avrupa ikincisi. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'deki tüm evlenmeler içindeki çocuk yaşta evlendirilen kız çocuklarının oranı yüzde 28-35. Bu oranın tekabül ettiği rakam ise 181.036. Yine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının verilerine göre, çocuk yaşta evlendirilen kız çocuklarının sayısı 2010 yılında 45 bin 738, 2011 yılında 42 bin 700, 2012 yılında 40 bin 428, 2013 yılında 37 bin 481, 2014 yılında 34 bin 629, 2015 yılında 31 bin 337 olarak açıklandı.
2015 yılında yapılan son araştırmaya göre ise; 15 yaşında evlendirilen kız çocuklarının oranı yüzde 3 iken, 18 yaşında evlenen kız çocuklarının oranı yüzde 14 oldu. 15-19 yaş arasındaki kız çocuklarında hamile kalmaya veya doğuma bağlı ölümlere de giderek daha sık karşılaşılmakta.
UNICEF raporlarına göre, dünyada her yıl ortalama 70 bin kız çocuğu hamile kalmaya veya doğuma bağlı olarak hayatlarını kaybetmekte.
Çocuk işçiliği sorunu büyüyor
TÜİK verilerine göre, nüfusun yüzde 29,4'ünü çocukların oluşturduğu Türkiye'de, çocuklarla ilgili bir diğer kronik sorun ise çocuk işçiliği.
Günümüzde sadece yoksul kesimi tehdit eden bir sorun olmaktan çıkan çocuk işçiliği, göçmen çocukları da içine alan bir girdaba dönüşmüş durumda. Çalışmaya itilen, zorlanan çocuklar, kötü beslenme, çeşitli kazalar, şiddet eğilimi, sokak yaşamına veya suça karışmaya kadar uzanan çeşitli risklerle karşı karşıya.
Bu nedenle çalışan çocukların sosyal, kültürel ve sportif açıdan kendilerini geliştirmelerine fırsat verecek, bu eşitsizliği giderecek düzenlemelere ihtiyaç var. Son yapılan araştırmalara göre, 1 milyon çocuk farklı iş sektörlerinde çalıştırılmakta. Çalışan çocukların yarısı da eğitim hakkından mahrum. Çalışan çocukların ancak yüzde 49,8'i okuluna devam edebilirken, yüzde 50,2'si okuldan uzak.
Çalışan çocukların önemli bir oranını da yine kız çocukları oluşturmakta. Genellikle tarla, ev, sokak gibi kayıt dışı iş alanlarında çalıştırılan kız çocuklarının oranları, istatistiklerde tam anlamıyla yer almamakta.
Mülteci çocuklar için tablo daha karanlık
Bu tablo zorunlu göçe maruz kalan mülteci çocuklar için ise daha karanlık. Büyük bölümü sokaklarda yaşayan mülteci çocuklar olması, eğitimlerinden uzak kalmalarının yanı sıra suça sürüklenirken, kız çocuklarını ise erkenden evlendiriliyor.
(ayg/öç)