DİHA - Dicle Haber Ajansı

Haberler

Muhabirimiz kaldığı cezaevindeki hak ihlallerini yazdı

 
11 Ekim
09:11 2016

İSTANBUL (DİHA) - Kocaeli 2 No'lu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan muhabirimiz Muhammed Doğru, 15 Temmuz sonrası artan hak ihlallerini aktardı. Doğru ihlalleri, "3 kişilik odalarda 6 kişi kalıyor, yerde yatılıyor, tedavi olanakları yok, yemekler hijyensiz, telefon hakkı iki haftaya düşürüldü, 3 kişilik görüşçü hakkı kaldırıldı" şeklinde sıraladı.

Sakarya Üniversitesi öğrencisi olan muhabirimiz Muhammed Doğru, okul arkadaşlarıyla birlikte 15 Nisan günü gözaltına alınması sonrası "örgüt propagandası yapmak" ve "örgüt üyesi olmak" iddialarıyla tutuklandığı 19 Nisan tarihinden bu yana Kocaeli 2 No'lu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuluyor. Yaklaşık 6 aydır tutuklu olan muhabirimiz Doğru, cezaevinde yaşanan hak ihlallerini gönderdiği mektup ile anlattı.

15 Temmuz askeri darbe girişiminden sonra cezaevinde baskı ve hak ihlallerinin arttığını aktaran Doğru, "Cezaevinde kalan birçok tutsak 10 yılı, 20 yılı bulan sürelerle cezaevinde kalıyor olmasının getirdiği sağlık sorunlarıyla baş ediyor. Kimi tutsak ağır bel hastalıkları, kimileri de bulaşıcı hastalıklarla mücadele ediyor. Cezaevi koşulları hastalığa yol açan özelliklere sahip. Bizlerin kısıtlı olan sağlık, temizlik malzemeleri büyük orada toplatılmış durumda. Temizlik için temel ihtiyaç olan fırça ve çekpas birer tane olacak şekilde kısıtlanmış durumda. Bir tek fırça ve çekpas ile hem banyo-wc temizliği, hem de genel yaşam alanlarının temizliğini yapmak mecburiyetindeyiz. Bu uygulamalar basit değil. Bunlar cezaevi koşulları ve tutsakların mevcut sağlık sorunlarıyla birleştiğinde çok kısa sürede daha ağır sağlık sorunlarına yol açacak niteliktedirler" dedi.

'Yerdeki yataklar küfleniyor'

Cezaevinde haftada 2 gün ile sınırlı olan revirin, tutsakların ihtiyaçlarına cevap olmakta yetersiz kaldığını belirten Doğru, hastane sevklerinin ise bazen haftalar sonra yapılabilindiğini kaydetti.

Yine cezaevindeki tutsak sayısının artmasıyla beraber odaların mevcudunun 3 kişiden 6 kişiye çıkarıldığını kaydeden Doğru, mektubunda cezaevinin durumunu "Odalar 3 kişinin kalabileceği şekilde dizayn edildiği için diğer 3 kişi yerde yatmak zorunda kalıyor. Havaların artık yavaş yavaş soğumasıyla beraber yerde yatanların yatakları nemleniyor, küfleniyor. Dolaplar da olmadığı için 3 kişi elbise ve eşyalarını çöp poşetlerinde tutuyor. Bu durumda elbise vs. küflenmesine neden oluyor. Tüm bu sıkıntılara ne Adalet bakanlığı ne de kurum idaresi çözüm bulmuyor. Aksine bu durumdan kar elde etme peşinde. Tutsaklara yatakların altına yerleştirmeleri için kantinden sünger satıyorlar. Onların tanesi de 15-30 TL" ifadeleriyle anlattı

'Tutsaklara tekmil dayatılıyor'

Doğru, geçmişte haftada 10 dakika olan telefon görüşme haklarının OHAL'den sonra 2 haftada bire çıkarıldığını da belirtti. Doğru'nun dikkat çektiği diğer sorunlar ise şunlar oldu:

"Telefon görüşleri tutuklu ve hüküm özlü tutsaklar için uygulanıyor. Genel anlamda darbecilere yapılan uygulamalar, biz tutuklulara da uygulanıyor. Yine telefona çıkan her tutsağa isim ve soy isim şeklinde tekmil dayatılıyor. Tekmil uygulamayan tutsak telefon görüşünden yararlanamıyor. Görüşlerde ise, ayda 3 kapalı 1 açık olan görüşlerimiz, OHAL'den sonra 2 haftada bir kapalı ve 2 ayda bir de açık olarak uygulanıyor. Amca, dayı, hala, yeğen vs. ve 3 kişilik görüşçü hakkı da ortadan kaldırılmış durumda. Bunlar görüşlere gelemiyor artık. Yine yemek konusunda da sağlık açısından sıkıntılar mevcut. İşte bu gelişme ve hak ihlallerini çeşitli kurum, kuruluş ve STK'lere yazdığımızda mektup ve fakslara da cezaevi idaresi tarafından türlü gerekçelerle engellenmektedir. El konulan mektuplara dair infaz hakimliğinin tutsakların lehine verdiği onlarca emsal karar olmasına rağmen, cezaevi bu tutumlarından vazgeçmemiştir."

'Özgürlükçü Demokrasi verilmiyor'

Yaşadıkları bu hak ihlallerinin yanı sıra yine Özgürlükçü Demokrasi isimli gazeteye abone olmalarına rağmen, gazetenin kendilerine verilmediğini söyleyen Doğru, "Tüm bunlara rağmen, siyasi tutsaklar da yaşanan ağır sürecin farkında. Sadece tutsakların yaşadığı hak ihlalleriyle gündeme gelmeyi ahlaki olmayacağının bilincinde olduklarını savunuyor. Ancak cezaevindeki sorunların da dışarıdan ayrı düşünülmemesi düşüncesindeler" diye belirtti.

(sde/za/öç)






Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR