DİHA - Dicle Haber Ajansı

Haberler

Hukuksuz tecrit kılıfına bile uydurulamadı

 
11 Ekim
09:06 2016

YASİN KOBULAN

İSTANBUL (DİHA)
- Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Bursa 1. İnfaz Hakimliği'nin İmralı Adası'nda tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile diğer tutsakların her türlü ziyaretçi, yazılı haberleşme ve telefon görüşme haklarını OHAL süresince yasaklamasına dair yapılan itirazı, 23 Temmuz günü çıkarılan KHK'leri gerekçe göstererek reddetti.

Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nden İmralı Adası'nda tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ve adadaki diğer siyasi tutsaklar üzerindeki tecridin sürmesine onay veren karar geldi. 5 yılı aşkın süredir müvekkilleri olan Öcalan ile diğer tutsaklarla görüşemeyen Asrın Hukuk Bürosu avukatlarının, 15 Temmuz darbe girişiminin hemen sonrasında Bursa 1. İnfaz Hakimliği'ne yaptığı görüşme başvurusu, 20 Temmuz günün Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun gerekçe gösterilerek reddedilmişti.

Mahkemenin aldığı bu karar rağmen darbe girişimi sonrası Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'na 47 kez avukatlarca, 45 kez de aile olarak yapılan başvuruların tümüne ret yanıtı verildi.

Verilen bu karar üzerine Asrın Hukuk Bürosu avukatları, Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvuru yaparak itiraz etti. Yapılan itirazı değerlendiren mahkeme heyeti ise, kararını 20 Temmuz akşamı ilan edilen OHAL öncesindeki uygulama ve düzenlemeler çerçevesinde vermesi gerekirken, ilki 23 Temmuz günü çıkarılan KHK'leri dayanarak göstererek başvuruyu reddetti.

Mahkemenin verdiği skandal niteliğindeki bu kararı değerlendiren Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Rezan Sarıca, Bursa 1. İnfaz Hakimliği'nin kararına atıfta bulunarak, bu kararın hiçbir şekilde hukuka uygun olmadığının altını çizdi. Sarıca, "Kararın dayanağı İnfaz Kanunu'na dayandırılıyordu ve tutuklular ile avukatlar arasındaki ilişki, ziyaretçi arasındaki bir dayanaktı. Bu, hiçbir şekilde müvekkilimize uygun olmayan bir kanun dayanağı. Müvekkilimiz hükümlü olduğundan dolayı, kanunda yer alan hükümlülerle ilgili dayanaklar ancak gerekçe yapılabilinirdi. İnfaz Kanunu'nda da böyle bir madde söz konusu değil. Buna rağmen müvekkilimiz tutukluymuş gibi bir karar ortaya çıktı. Bu karara da itiraz ettik" diye konuştu.

Ağır Ceza Mahkemesi'nin de Bursa İnfaz Hakimliği'nin kararının tamamının hukuka aykırı olduğunun farkında olduğunu belirten Sarıca, kararı şu sözlerle değerlendirdi: "Dolayısıyla İnfaz Kanunu'nun maddelerine dayanarak bir kısıtlama kararının, engellemenin aile ve avukat için yapılamayacağını bildiğinden ağır ceza gerekçelerini KHK'lere dayandırdı. Ancak bu KHK'lerin çıkış tarihi de 23 Temmuz 2016. Verilen karar ise 20 Temmuz gününe ait. Yani bir kısıtlama kararı verildiğinde engellenen bir yasaklama kararı mahkemece, yargı merci tarafından verildiğinde kişinin o hakkını engelleyen kanun maddelerinin o gün yürürlükte olması gerekiyor. Ancak Ağır Ceza 23 Temmuz ve sonrası için KHK'lara dayanmasına rağmen 20 Temmuz'da verilen hukuka aykırı kararı, hukuka uygun hale getirmeye çalışıyor. Bu hukuk açısından tirajı komik bir durum. Oysaki ağır ceza mahkemesi, infaz hakimliğinin kararını verdiği tarihte böyle bir madde, böyle bir karar, uygun hükümler yer almadığı için kararın dayanıksız olduğuna karar vererek, aslında kararı ortadan kaldırması gerekiyordu. Yani itirazımızı kabul etmesi gerekiyordu."

Bu karar ile OHAL boyunca aile ve avukat görüşlerinin askıya alınması ile karşı karşıya olduklarını belirten Sarıca, mahkemenin verdiği kararı Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacaklarını paylaştı.

Sarıca, bu karar ile İmralı'da var olan tecridin daha da ağırlaşacağına dair kaygılarını artırdığını vurgulayarak, "Bu kararlar müvekkilimizin hakları anlamında telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracaktır" dedi.

(öç)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR