Özmen: Elçi'nin mirasını büyüteceğiz

AMED (DİHA) - Amed Baro Başkanlığı'na seçilen Avukat Ahmet Özmen, baronun mücadeleci kimliğini ve Tahir Elçi'nin kendilerine bıraktığı mirası büyüterek daha ileriye taşıma gibi sorumlulukları olduğunu vurguladı.
Kürdistan'ın en büyük barosu olan Amed (Diyarbakır) Barosu, Tahir Elçi'nin katledilmesi, sonrasında başlayan çatışmalı süreçle birlikte yaşanan ağır insan hakları ihlalleri, darbe, OHAL, demokrasi, temel hak özgürlüklerinin askıya alındığı bir dönemde seçime giderek yeni başkanını seçti. Amed Barosu, 90'lı yıllarda yaşanan köy boşaltma ve yakma, işkence, faili meçhul cinayetler ile yaşam ihlalleri suçlarının aydınlatılması için hukuksal takibini yaparak, bunu hem yargıya hem uluslararası hukuka taşıdı. Baro verdiği bu mücadeleyle hem ulusal alanda uluslararası alanda saygın bir yer edindi. Her alanda 90'lı yılları aşan ağır sorunların yaşandığı bu dönemde, geçmişten beri Kürtlerle mücadele aracı olarak kullanılan OHAL uygulamaları günümüzde de sert bir şekilde uygulanmakta, KHK'lerle mevcut hukuk kuralları hiçe sayılmakta. Her alanda sorunların yaşandığı bu dönemde seçime giderek yeni yönetimini belirleyen Amed Barosu'nu 90'lı yıllarda olduğu gibi bugün de büyük sorumluluklar bekliyor.
'Türkiye çok kötü ve zor günlerden geçiyor'
Genel Kurulu'ndan başkan seçilen Amed Barosu Başkanı Ahmet Özmen, günümüzde yaşanan sorunları, buna karşı çözüm yolları ve baro olarak ilerde neler yapacaklarına ilişkin konuştu. Seçimde ortaya çıkan sonucun hem Amed Barosu'na hem de bütün halka hayırlı olması temennisinde bulunan Özmen, "Son bir yıldır ne yazık ki bölgemizde ağır çatışmalı süreç devam etmekte. Başta Cizre, Sur, Silopi, İdil ve Şırnak gibi kentlerde çatışmalardan kaynaklı yıkımlar gerçekleşti. Bu çatışmalarda başta siviller olmak üzere birçok can kaybımız oldu. Bu kayıplar arasında sevgili başkanımız Tahir Elçi de vardı. Önümüzdeki süreç daha da sıkıntılı geçecek gibi görünüyor. Umut ederim ki bu konuda yanılırız. Ama OHAL 3 ay süreyle uzatıldı, AİHM sözleşmesi askıya alındı. İçinde bulunduğumuz tablo insan hakları açısından çok iç açıcı değil. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yargının içinde bulunduğu durumda çok kötü. Türkiye çok kötü ve zor günlerden geçiyor. Hak özgürlüklerin ihlallerini tespit etmek, durdurulması konusunda girişimlerde bulunmak, bununla mücadele etmek, bunları raporlamak, yargıya ve uluslararası mekanizmalara başvurma konusunda Diyarbakır Barosu'nun çok ciddi görev ve sorumlulukları var. Diyarbakır Barosu'nun geçmişten beri sürdürdüğü hak, hukuk, adalet ve demokrasi, barış ve toplumsal sorunlarımızın ancak toplumsal bir uzlaşı barış içerisinde diyalog ve müzakere ile çözülebileceği yönündeki görüşünü bütün kamuoyu bilmekte" diye kaydetti.
'Elçi ve baronun mirasını büyütmek gibi sorumluğumuz var'
Baronun yönetim kuruluna seçilen çalışma arkadaşlarıyla birlikte önümüzdeki dönemde Amed Barosu'nun misyonuna uygun çalışmalar yapacakları konusunda hiç kimsenin şüphe ve kuşkusu olmaması gerektiğini vurgulayan Özmen, "Bunun yanı sıra sevgili Baro Başkanımız Tahir Elçi'nin bize bırakmış olduğu bir miras var. Bize düşen bu mirası sahiplenmek daha da büyütmek ve daha ileriye taşımak. Biz önümüzdeki 2 yıl içerisinde hem Diyarbakır Barosu'nun misyonuna hem de Tahir Elçi'nin bize bırakmış olduğu mirasa uygun bir yönetim anlayışıyla hem toplumsal meselelere hem de avukatlık mesleğinin tüm sorunlarını ortadan kaldırmaya yönelik mücadelemizi sürdüreceğimizin bilinmesini isterim" diye kaydetti.
'Baronun mücadeleci kimliğini sürdüreceğiz'
Diyarbakır Barosu'nun en büyük gücünün, üyelerinden ve onların sürdürdüğü hak ve özgürlük mücadelesinden, duyarlılığından oluştuğuna işaret eden Özmen, "Baro çalışmalarına, baro faaliyetlerine, baronun bilinen mücadeleci kimliğine üyelerimizin destek sunacağından hiçbir kuşkum yok. Üyelerimizden aldığımız güç ve katkıyla Diyarbakır Barosu'nu daha ileriye taşıyacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Hem meslek için hem de toplumsal meselelere duyarlılık noktasında ortaya koymuş olduğumuz bir programımız var. Bu program çerçevesinde meslektaşlarımıza arz ettiğimiz hususları tek tek gerçekleştirmeyi umut ediyoruz" diye konuştu.
'Hukuksuzlukların karşısında durmaya devam edeceğiz'
Özmen, OHAL ilanı ile birlikte toplumsal muhalefet ve basın üzerinde yoğunlaşan baskıların kaldırılması, hukuk devletinin gereklerine göre hareket edilmesi için yoğun bir çaba içerisinde olacaklarını ifade etti. Özmen, "Darbe girişimi sonrasında yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında öğretmenler, akademisyen başka meslek dallarında, karşı çıktığımız, doğru bulmadığımız ve derhal geri alınmasını talep ettiğimiz açığa almalar oldu. Muhalif basın olarak bilinen basın ve yayın organları ne yazık ki kapatıldı. Bunlar hukuk adına demokrasi adına elbette kabul edilebilir şeyler değil. Bu düşünce ve ifade özgürlüğüne vurulmuş ağır bir darbedir. Diyarbakır Barosu olarak bugüne kadar hep bunun karşısında durduk bundan sonra da karşısında durmaya devam edeceğiz. Biz basın ve ifade özgürlüğü, demokrasi, insan haklarının olmazsa olmazı en temel taşlarından biri olarak görmekteyiz. Kapatılan basın kurumları derhal açılmalıdır" diye vurguladı.
'Sorunların diyalog yoluyla çözülmesinden yanayız'
Başta Kürt sorunu olmak üzere Türkiye'deki bütün toplumsal meselelerin diyalog ve müzakere ile barışçıl bir şekilde çözümü için yoğun bir çaba göstereceklerinin altını çizen Özmen, "Türkiye'deki bütün toplumsal meselelerin barışçıl bir yöntem ve müzakere ile çözüleceğine inanıyoruz. 2013 yılında başlayan çözüm süreci halkta büyük umut ve sevinç uyandırmıştı. Ne yazık ki 2015 yılında çatışmalı ortam baş gösterdi. Biz çözüm sürecine dönülmesi gerektiğini, bunun kaçınılmaz olduğunu özellikle vurgulamak istiyoruz. Başta Kürt meselesi olmak bütün toplumsal meselelerde şiddetin, ayrışmanın ve karşıtlık yaratmanın hiçbir çözüm üretmeyeceği noktasında netiz. Özellikle Kürt meselesinde 40 yıla yakın bir çatışma süreci var. Bu süreç Kürt sorununu çözmedi daha da derinleştirdi halklar arasında ayrışma ve kırılmalara sebep olduğunu hepimiz yakından görüyoruz. Bu nedenle başta Kürt meselesi olmak üzere ortak aklın devreye girerek Türkiye'nin bütün meselelerinin barışçıl yöntemler, diyalog ve müzakereyle çözümüne yönelik hamlelerin yapılması gerektiğini inanıyoruz. Bunun çabası içinde olacağız" dedi.
Ahmet Özmen kimdir?
1971 yılında Amed'te doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini burada tamamladı. 2001 yılında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 2002 yılından bu yana Amed'te serbest avukatlık yapıyor. 2008-2010, 2012-2014 ve 2014 -2016 dönemlerinde baro yönetim kurulu üyeliği yaptı. 2002-2004 dönemlerinde baroda Basın ve Yayın Komisyonunda yayın üyeliği görevi yapan Özmen, 2004-2006 dönemlerinde "Herkes için Adalet Projesi" kapsamında işkenceyi önleme koordinatörlüğü görevlerinde bulundu. Özmen, baro başkanı seçilmeden önce Sur'da katledilen Baro Başkanı Tahir Elçi yerine Baro Başkan Vekilliği görevini yürütüyordu.
(dte-dy/fç/sd)