Kayıplar bulunana dek!

AMED (DİHA) - Kaybedilen yakınlarının akıbetini 400 haftadır soran kayıp yakınları, adalet yerini bulana kadar değil 400 hafta 4 bin hafta da olsa eylemlerini sürdürmekte kararlı. OHAL gerekçesiyle açık alanda eylem yapmaları yasaklanan kayıp kayınları, "Devlet alanları bize kapatacağına failleri açığa çıkartsın" dedi.
Amed'de (Diyarbakır) İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları tarafından 2009 yılında "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla başlatılan oturma eylemi 400'üncü haftasını geride bıraktı. 8 yıldır kesintisiz bir şekilde her hafta Cumartesi günü devam eden oturma eyleminde kayıpların akıbeti sorulurken, devlet bugüne kadar kayıplara dair tek bir adım atmadı. Aksine kaybedilenlerin ailelerine baskı ve işkence politikasını sürdürdü. 400 haftadır sokaklarda olan kayıp yakınları yaşadıklarını DİHA'ya anlattı.
Devlet kayıpları inkar etti
Binlerce kayıp yakınından biri olan 60 yaşındaki Remziye Bayram'ın oğlu Mehmet Şirin Bayram (18) 1998'de Amed'in Pasûr (Kulp) ilçesinde amcasının evine yapılan baskın sonucu gözaltına alınarak kaybedildi. 18 yıldır oğlunu bulmak için verdiği mücadeleyi anlatan Bayram, çocuğunun gözaltına alındığı günden bu yana kendisinde hiçbir şekilde haber alamadığını söyledi. Bayram, devletin oğlunu gözaltına almasına rağmen inkâr ettiğini kaydetti.
Birçok yere dilekçe verdiğini, ancak sonuç alamadığını ifade eden Bayram, o dönem yetkililerin yaptığı uygulamaların aynısını şimdi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yaptığını belirtti.
'Bir anne hiç çocukların kemiklerinin bulunmasına sevinir mi?'
Bayram, "Öyle günler yaşadık ki çocuklarımızın kemiklerini bulmaya bile seviniyoruz. Bugün oğlumun kemiklerini bulsak benim için en mutlu günüm olur. Bu kadar vahim bir durum. Bir anne hiç çocukların kemiklerinin bulunmasına sevinir mi? Ama biz Kürt anneleri seviniyoruz işte. Devlet failleri biliyor, açığa çıkartsın. Çocuklarımızın faillerini açığa çıkartana kadar mücadelemiz devam edecek" diye konuştu.
'Devletin zulmünden kaynaklı İstanbul'a gitti'
Kıymet Zengin (53), İstanbul'da 1995'te gözaltına alınarak kaybedilen ağabeyi Fehim Tosun (40) için adalet mücadelesi veriyor. Zengin, ağabeyinin Licê'de çiftçilik yapmasına rağmen devletin ağabeyinin peşini bırakmadığını söyledi. Ağabeyinin kaybedilmeden önce köyde "örgüte yardım ve yataklık" iddiasıyla gözaltına alındığını ve 4 yıla yakın cezaevi yattığını hatırlattı. Zengin, ağabeyinin serbest bırakılmasından sonra İstanbul'a gittiğini ve orada gözaltında kaybedildiğini aktardı.
'Zulümkar ve faşist devletten şikâyetçiyiz'
"Çalmadığımız kapı kalmadı" diyen Tosun, şöyle devam etti: "Zulümkar ve faşist devletten şikâyetçiyiz. Devletten ağabeyimi istiyorum. Çünkü ağabeyimi devlet kaybetti. Devlet failleri açığa çıkartsın. Özür dileyip hesap versin. Eğer bu devlet yapılan suçları açığa çıkartsaydı bugün bu savaş büyümezdi. Adalet istiyoruz. Savaş bitsin. Artık insanlar ölmesin."
Yaptıkları eylemin açık alanda OHAL gerekçesiyle izin verilmediğine işaret eden Tosun, bunun hukuksuz olduğunu vurguladı. Tosun, "Devlet alanları bize kapatacağına failleri açığa çıkartsın. Devletin suçunu açığa çıkartana kadar mücadele edeceğiz" dedi.
'Kaybedilmeden önce en az 20 defa gözaltına alındı'
Kayıpların bulunması için mücadele edenlerden olan 70 yaşındaki İfet Mutaş da, 1994'de Amed'de kaybedilen kardeşi Ali Tekdağ (35) için adalet istiyor. Mutaş, kardeşinin Sûr ilçesinde beyaz bir araçla alıkonulduğunu, o günden beri kendisinden haber almadıklarını söyleyerek, adalet istedi. Mutaş, kardeşinin pastanede çalıştığını ancak devletin en az kendisini 20 defa gözaltına alarak baskı uyguladığını ifade etti.
'Kardeşimi kaybeden devlet bize de işkence yaptı'
Mutaş, yıllarca verdiği mücadeleye rağmen devletin hiçbir şekilde kayıpları açığa çıkartma konusunda bir adım atmadığını söyleyerek, ölene kadar kardeşini arayacaklarını vurguladı. Mutaş, "Kardeşimi kaybeden devlet defalarca hem benim evime hem de annemlerin evine baskın yaptı. Bizi işkenceden geçirdi. Bir damla kanım olana kadar adalet için mücadele edeceğim" dedi.
Kaybettikleri eşini 'aranan kişiler listesi'ne eklediler
2 çocuk annesi Nezire Baran (48) da, 1994'de kaldıkları Çınar köyünde kaybedilen eşi Ömer Önen (26) için mücadele ediyor. Baran, eşinin köyde hayvanları otlatmaya götürdüğü sırada kaçırıldığını söyleyerek, eşinin kaybedildiğine dair dilekçe verdiklerini ancak dilekçeden sonra eşinin "aranan kişiler listesi"ne eklendiğini aktardı.
Devletin hesap vermesi için mücadelesini sürdüreceğini belirten Baran, "400 haftadır mücadele ediyoruz, hala bir sonuç almadık. Değil 400 hafta 4 bin hafta da olsa mücadelemiz amacına ulaşana kadar sürecek" dedi.
(rd-st/ao/rp)