'Kadınlar müzakere süreçlerinde aktif yer almalı'
MERSİN (DİHA) - Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kongresi'nin "Savaş, Mültecilik ve Kadın" konulu panelinde konuşan Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik, kadınların müzakere süreçlerinde aktif yer alması gerektiğini vurguladı.
Türk Tabipler Birliği (TTB) tarafından 4. Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kongresi'nin sonuç bildirgesi açıklanmasının ardından "Savaş, Mültecilik ve Kadın" konulu panel düzenlendi. Yrd. Doç.Dr. Bediz'in yaptığı açılış konuşmasından sonra panelde, 5 yıl Suriye'de çalışma yapan Antropolog Şenay Özden konuştu. Özden, Suriye'de yaşanan savaş ardından orada bulunan kadın aktivistler ve kadınların mücadelesini anlattı.
'Hiyerarşik bir yapı var'
Suriye'de 2011 yılında başlayan savaşla birlikte Suriye'de aslında Rejim ve Rojava dışında da bir Suriye olduğunu ifade eden Özden, özellikle orada yaşayan kadınların hem selefi örgütleri hem de rejime karşı mücadele yürüttüklerini dile getirdi. Özden, Suriye'de ayaklanmaların başlamasıyla birlikte kaç kişinin tutuklandığının, kaç kişinin işkenceden geçtiğinin belli olmadığını söyledi. Özden, "Bizler burada onları tamamen mağdurlaştırıyoruz. Onlara yardım eden, onların ihtiyacını gören onlar ise bize muhtaç olarak görüyoruz. Bizler ile onlar arasında bir hiyerarşik yapı var" dedi.
'Kadınlar tecavüze uğruyor'
Suriyeli mültecilere Türkiye'nin mültecilik statüsü vermediğine değinen Özden, sığınmacı olarak geçici korumalık verildiğini ve bunun da Suriyelilerin yaşamını zorlaştırdığını ifade etti. Suriye'de savaşın kızışmasıyla birlikte kadına yönelik tecavüzlerin yoğun şekilde arttığını ifade eden Özden, kadınların alanlardan hastanelere çekilmek zorunda kaldığını, kadınlara kontrol noktalarında ilaç götürüp, getirme misyonu verildiğini söyledi. Kontrol noktalarında tecavüzün bir rüşvet olarak kullanılmaya başladığını ifade eden Özden, "Özellikle rejim askerleri tarafından kuşatılan bölgelerde kadınlar ilaç götürüp, getirirken burada tecavüze uğruyor. Tutuklu kadınların yanı sıra çocukları, eşleri, akrabaları tutuklu olan ve onların akıbeti hakkında bilgi almak isteyen kadınlarında tecavüze uğruyor" şeklinde kadınların durumunu özetledi.
Suriye'de kadınların hem rejime karşı hem de selefi örgütlere karşı mücadele yürüttüğünü söyleyen Özden, "Hepimiz daha fazla özgürlük istiyoruz ancak özgürlük talebi olan insanlar olarak bir araya gelemiyoruz" diyerek konuşmasını sonlandırdı.
'Kadınlar da öfke, nefret ve özlem vardı'
Ardından söz alan Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik ise, "Zorunlu Göç Yaşamış Kürt Kadınlarının Çatışma, Göç ve Barış Algıları" konusunda yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. Bu çalışmanın Dolmabahçe Mutabakatı'nın açıklandığı bir süreçte yaptığını ifade eden Çelik, Kürt kadınlarının göçlerden dolayı öfke, nefret ve özlem duygularıyla yaşadıklarını belirtti. İstanbul, Mersin ve Amed (Diyarbakır) yaptığı saha çalışmasıyla ortaya çıkarmaya çalıştığını aktaran Çelik, kadınların daha fazla bir özgüvene sahip olduğunu gözlemlediğini dile getirdi. Yaptığı saha çalışmasında kadınların artık köy boşaltmalarda askere, koruculara karşı oluşunu da anlattığını dile getiren Çelik, "Bu dönemlerde yapılanların çoğu Kürt kimliğinden kaynaklı yapıldığını söylüyor. Ancak cinsiyetinden kaynaklı özel bir işkence görüp, görmediklerini sorduğumuzda ise anlatmıyorlar" dedi.
'Kadınlar müzakere süreçlerine dahil olmalı'
Kürt kadınlarının barış sürecinde Türklere yaklaşımının, savaşta Türkleri sorumlu tutmadığının öne çıktığını vurgulayan Çelik, özellikle Kürt kadınlarının barış istediğini belirtti ve ekledi: "Ayrıca bir tepki de vardı. Kadınlar bu tepkiyi 'Bizler ne yaparsak yapalım onların gözünde teröristiz' diyorlar. Özellikle öğretmen, doktor ve devlet memurları tarafından ayrımcılığa maruz kaldıklarını dillendiriyorlardı."
Yaptığı çalışma sonucunda özellikle savaşta kadınların daha fazla etkilendiğini dile getiren Çelik, barış süreçlerinde kadınların daha fazla aktif olması gerektiğini ve bir çok analizde kadınların dahil olduğu barış süreçlerinde müzakerenin hem ömrünün uzun olduğunun hem de anlaşmanın daha kolay olduğunun analizinin yapıldığını belirtti.
Panel soru cevap bölümüyle sona erdi. İkinci oturumda ise, "Hukuki Boyutuyla Savaş ve Kadın" konulu panel yapılacak.
(ba/hk/rp)