DİHA - Dicle Haber Ajansı

Haberler

Darbeyi Şirin Baba mı yaptı?

 
3 Ekim
09:10 2016

İZMİR (DİHA) - AKP'nin en ufak muhalefete bile tahammülü kalmadığını belirten İzmir'deki yurttaşlar, "Zarok TV'nin iktidarı hangi sebepten rahatsız ettiğini merak ediyorum. Sanki darbeyi Şirin Baba yaptı" diyerek tepki gösterdi.

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile aralarında birçok muhalif televizyon kanalı ve radyoların kapatılmasına tepkiler devam ediyor. AKP'nin en kısık muhalif sese dahi tahammül edemediğini belirten İzmir'deki yurttaşlar, kanallarla birlikte halkların dil ve kültürünün de yok sayıldığını söyledi. Aziz Başak adlı yurttaşlar, gerçekleri havuz medyasından değil özgür basından takip etmeye devam edeceklerinin altını çizdi.

Zarok TV’nin iktidarı hangi sebepten rahatsız ettiğini soran Başak, “Zarok TV’nin nasıl bir 'propaganda' faaliyeti olabilir? Sanki darbeyi Şirin Baba yaptı” diyerek tepki gösterdi. Başak, tüm Kürtleri televizyonlarına sahip çıkmaya çağırdı.

‘Kanallarla birlikte kimlikler de hedef alındı’

Tahsin Güler de, bunun kabul edilemez bir durum olduğunu ifade ederek, kanallarla birlikte halkların kimliklerinin de yok sayıldığının altını çizdi. Alevilerin ve Kürtlerin geçmiş dönemlerde de yok sayıldığını hatırlatan Güler, günümüzde kazanılan hakların yok edilmeye çalışıldığını belirtti. Güler, devletin biran önce azınlıkların sesini kısma ve kendinden olmayanı yok sayma politikasından vazgeçmeye çağırdı.

'Kanalların kapatılması faşizmdir'

Mustafa Yılmaz ise, her şeye rağmen yine havuz medyasını takip etmeyeceklerine değinerek, gerekirse sosyal medyadan her gün muhalif televizyonları takip edeceklerini vurguladı. Kanalların kapatılmasını faşizm olarak nitelendiren Aydın Demir de, herkesin direnme hakkı olduğunu ve bunu kullanması gerektiğini ifade etti. Mağduriyet dili kullanılmaması gerektiğine dikkat çeken Demir, herkesi direniş alanlarındaki yerini almaya çağırdı.

Demir, herkesin emeğin, işçinin özgürlüğün sesi olan TV’lere sahip çıkması gerektiğine işaret etti.

‘Farklılıklara tahammül yok’

Gülşen Kaya, demokrasinin çok seslilik olduğunu kaydederek, iktidarın muhalif hiçbir sese tahammül edemediğini aktardı. Ülkede çok sesliliğe ihtiyaç olduğunu söyleyen Hasan Söylemez de, “Alevilerin, Kürtlerin, işçilerin sesi nereye kadar kısılacak. 90’lı yıllarda gazeteler bombalandı, gazeteciler öldürüldü, gazeteciler işkenceden geçirildi. Yine aynı durum söz konusu. En ufak muhalefete bile tahammül kalmamıştır" dedi.

(mua-cnö/pu)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR