DİHA - Dicle Haber Ajansı

Haberler

Geçmişle yüzleşme değil uzlaşma!

 
22 Eylül
09:39 2016

DENİZ NAZLIM

ANKARA (DİHA)
- Siyasi iktidarın Kürt illerindeki savaş sürecinde JİTEM artıkları ve Ergenekoncular ile ittifak kurması ardından 90’lı yıllarda işlenen katliamlara dair açıklan davaların bu yıl içinde birer birer beraatla sonuçlanması bekleniyor.

Kürt illerinde 90’lı yılların kirli savaş konseptinde işlenen insanlık suçlarına dair açılan davalar, geçtiğimiz yıllarda bir bir beraat kararlarına sahne oldu. Literatürde "faili meçhul" olarak geçen davalar, 2009 yılında Ergenekon soruşturmalarıyla birlikte üst rütbeli askerlerin tutuklanmasının sonucu açılmaya başlanmıştı. Birçok Kürt ailesi ve kayıp yakınının, daha önce savcılar tarafından dikkate alınmayan ya da ölüm tehditleri almalarına neden olan suç duyuruları bu dönemde tekrarlandı ve davalar açıldı.

Cezasızlık örnekleri

“Yüzleşme Davaları” adıyla açılan davaların “Aklama Davaları”na dönüşme süreci Musa Çitil ile başladı. Mêrdîn’in (Mardin) Dêrik ilçesinde 1992-94 yılları arasında 13 kişinin katledilmesinden dolayı hakkında 2012 yılında "Birden fazla kişiyi aynı sebeple öldürmek" suçundan dava açılan Derik Jandarma Komutanı Tuğgeneral Çitil yargılanmasında adalet çıkmadı. Çitil, 21 Mayıs 2014 tarihinde beraat etti ve daha sonra Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanlığı'na terfi edilerek ödüllendirildi.

14 Haziran 1993 yılında Şirnex’ın (Şırnak) Görümlü köyünde 6 kişinin kaçılarak katledilmesini ilişkin 23. Jandarma Sınır Tugay Komutanı Mete Sayar ve bir grup üst rütbeli asker hakkında da "Birden fazla kişiyi aynı sebeple öldürmek" suçundan 2013 yılında dava açıldı. Yaklaşık 2 yıl süren yargılama sonucunda Sayar ve diğer askerler "delil yetersizliğinden" 3 Temmuz 2015 tarihinde beraat etti.

26 Nisan 1995 yılında Colemêrg’in (Hakkari) Gever (Yüksekova) ilçesinde çobanlık yapan Nezir Tekçi'nin askerler tarafından gözaltına alınması ve askerler tarafından kaybedilmesine ilişkin dava da emekli Albay Ali Osman Akın ve Yarbay Kemal Alkan'ın 11 Eylül 2015 tarihinde beraat etmesiyle sonuçlandı.

Şirnex’ın Cizîr (Cizre) ilçesinde 1993-95 yılları arasında 21 kişinin infaz ve kaybedilme suretiyle katledilmesine ilişkin dava ise 2009 yılında açıldı. Cizre Jandarma İlçe Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz ve Cizre Belediye Başkanı Kamil Atak ile birçok kişinin yargılanması yaklaşık 6 yıl sürdü. Bu davada Temizöz ve diğerleri 5 Kasım 2015 tarihinde beraat etti.

Davalar mizansene dönüştü

Cezasızlık politikalarının son örneği ise, 9 kişilik bir ailenin Mûş'un Vartinis köyünde Jandarma Komutanı Bülent Karaoğlu komutasında yakılmasına ilişkin açılan davada yaşandı. Ailenin geriye kalan tek bireyi Aysel Öğüt’ün verdiği 20 yıllık hukuk mücadelesi, 1 Mart 2016 tarihinde Kırıkkale’de görülen davanın karar duruşmasında mizansene dönüştü. “Kasten ev yakmak suretiyle birden çok kişinin ölümüne sebep vermek” suçuyla yargılanan Karaoğlu ve komutasındaki askerler, “delil yetersizliği” gerekçesiyle beraat etti.

Yeni adli yılda “Yüzleşme Davaları” kapsamında 3 ayrı ilde 6 dava görülecek.

22 Ekim 1993 tarihinde Amed’in (Diyarbakır) Licê ilçesinde 14 sivil, bir asker ve dönemin Jandarma Bölge Komutanı’nın öldürülmesiyle sonuçlanan ve geçen 20 yıl sonra başlanan yargılama İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edecek. 17 Mart 2016 tarihli 5. duruşmada dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı Eşref Hatipoğlu ilk kez mahkeme salonunda hazır bulunmuş ancak avukatların tutuklanmaması yönündeki talebi reddedilmişti. Sanığın duruşmalardan vareste tutulması ise talebi kabul edilmişti. Davanın bir dahaki duruşması 17 Kasım 2016 tarihinde görülecek.

Yasaklar yüzünden davaya katılamadılar

Mêrdîn’in Kerboran (Dargeçit) ilçesinde 29 Ekim 1995-08 Mart 1996 tarihleri arasında 8 kişinin zorla kaybedilmesiyle ilgili açılan dava Adıyaman Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Davanın 29 Aralık 2015 tarihli ikinci duruşmasına mağdur aileler ve Kerboran’da bulunan müdahil avukatlar, “sokağa çıkma yasağı” nedeniyle katılamamıştı. Bu duruşmada mağdur ailelerin avukatları “reddi hakim” talebinde bulundu. Müşteki avukatlarının, "güvenlik gerekçesiyle" duruşmalara getirilmeyen sanıkların mahkemeye getirilmesi ve yüz yüze dinlenmesi yönündeki talepleri davanın 3’üncü duruşmasında da reddedildi. Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren, Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire, Dargeçit Merkez Jandarma Karakol Komutanı Mahmut Yılmaz, Karakol Komutanı Yardımcısı Haydar Topçam ve Uzman Çavuş Kerim Şahin’in "taammüden öldürme" suçundan yargılandığı davanın duruşması 3 Ekim 2016 tarihinde görülecek.

Ankara’da 4 ayrı dava görülecek

Geçtiğimiz yıl Kürt kentlerinde başlayan savaş için özel olarak bölgeye gönderilen Bolu Komando Tugayı, 8 Ekim-25 Ekim 1993 tarihleri arasında Yavuz Ertük komutasında Amed’in Pasûr (Kulp) ilçesinde bir operasyon düzenlemiş ve 11 köylüden bir daha haber alınamamıştı. Olaya dair dava Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. Sanık Ertürk’ün tutuklanma talebi her duruşma reddedilirken, avukatların, o dönem operasyona katılan askerlerin dinlenme talebi de reddedilmişti. Avukatlara göre “sanık” olması gereken dönemin Kulp İlçe Jandarma Komutanı Ali Ergülmez’in “tanık” olarak dinleneceği duruşma 31 Ekim 2016 günü görülecek.

Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinde 1992-1996 yılları arasında 22 kişinin yasadışı keyfi infaz edilmesi, zorla kaybedilmesine ilişkin emekli Albay Hasan Atilla Uğur, dönemin Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu, Jandarma Komando Bölük Komutanı Ahmet Boncuk, Başçavuş Ünal Alkan ve köy korucuları Abdurrahman Kurğa, Mehmet Emin Kurğa, Ramazan Çetin, Mehmet Salih Kılınçaslan ile İsmet Kandemir hakkında “silahlı örgüt kurmak veya yönetmek, silahlı örgüte üye olmak ve tasarlayarak öldürmek” suçlarından 2014 yılında açılan dava Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edecek. Davanın 27 Nisan 2016 tarihli bir sonraki duruşmasında müşteki avukatlarının talebi kabul edilerek iddianame okunmuş ve savcı Levent Savaş mütalaasında tutuklama ve adli kontrolün “gereği olmadığını” açıklamıştı. 18 Kasım 2016 tarihinde bir sonraki duruşma görülecek.

İnfaz listesi var tutuklu yok

1993-96 yılları arasında Ankara’da Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın’ın da bulunduğu zorla kaybedilen veya yasadışı keyfi infaz edilen 19 kişiye ilişkin açılan dava ise Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edecek. İlk duruşması 16 Mayıs 2014’te görülen ve tutuklu sanığın olmadığı davanın 10 Nisan 2015 tarihli duruşmasında, MİT Kontrterör Dairesi eski Başkanı Mehmet Eymür kendisine verilen 29 kişilik infaz listesini mahkemeye sunmuştu. Davanın en son duruşmasında, özel harekat polisleri Ayhan Çarkın ve Oğuz Yorulmaz’ı gözaltına alan Akın Kızıloğlu ve Şentürk Demirel’in tanık olarak dinlenmesine, İsmet Berkan, Mesut Yılmaz, Tanıl Tekin hakkında çağrı belgesi çıkarılması ve SEGBİS’le beyanlarının alınmasına karar verilmişti. Dava, 11 Kasım 2016 tarihinde görülecek olan duruşmayla devam edecek.

Davaların tek tutuklu sanığı

“Yüzleşme Davaları” adıyla başlayan davaların tek tutuklu sanığı, Musa Anter ve JİTEM Ana Davası’nda bulunuyor. Gazeteci Musa Anter’in 20 Eylül 1992 tarihinde katledilmesiyle ilgili, eski JİTEM tetikçisi Abdülkadir Aygan’ın fail olarak işaret ettiği Hamit Yıldırım 29 Haziran 2012’de gözaltına alınmış ve Yıldırım’ın 2 Temmuz 2012’de tutuklanmasıyla dava zamanaşımından kurtulmuştu. Dava sürecinde MİT Kontrterör Dairesi eski Başkanı Mehmet Eymür ve dönemin Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar tanık olarak dinlenmişti. Anter ailesi avukatlarının Eski OHAL Valisi Ünal Erkan, milletvekili Sinan Yerlikaya ve eski İçişleri Bakanı Meral Akşener’in dinlenmesi talepleri reddedilmişti. Yıldırım’ın tutukluğunun devam ettiği davanın bir sonraki duruşması 26 Eylül 2016 tarihinde görülecek ve duruşmada Veli Küçük, SEGBİS yöntemiyle tanık olarak dinlenecek.

Önümüzdeki süreçte davaların nasıl bir seyir izleyeceği ise merak konusu.

‘Ergenekon ile anlaşan iktidar davaları kapatabilir’

“Yüzleşme Davaları”nı uzun süredir takip eden Hafıza Merkezi'nden avukat Serap Işık, 15 Temmuz darbe girişimi ardından Hrant Dink ve Nihat Kazahan davalarının cemaate yıkılmaya çalışmasına dikkat çekerek, şunları söyledi: “Muhtemelen pek çok dava da bunu yapmaya çalışacaklar. Ancak Yüzleşme Davaları da, cemaatin mutfağında hazırlandığı söylenen Ergenekon davası gibi bir bir kapatılabilir. Kızıltepe davası var. Dönemin Kızıltepe İlçe Jandarma Komutanı olan Hasan Atilla Uğur bugün televizyonlara çıkıyor ve derin devletin iyi bir şey olduğunu anlatıyor. Artık sanıkların daha da güçlendiğini görüyoruz. Mevcut iktidarın geçmişle uzlaştığını görüyoruz. Muhtemelen bu davalar kapatılmaya çalışılacak.”

Yeni katliamlar da cemaat yıkılacak

Mevcut koşullarda cezasızlığın devam edeceğini söyleyen Işık, abluka altına alınan Kürt illerinde yaşanan katliamlara dair yeni davalar açılsa bile, sorumluluğun cemaate yıkılmaya çalışılacağını söyledi.

Cezasızlık devam edecek

Işık, geçmişte yaşanan katliamlara dair açılan davalarda olumlu gelişmeler olması için yargı sisteminin değişmesi gerektiğini işaret etti. Işık, şunları söyledi: “Son dönem yargının durumuna baktığımızda yargıçlar ve savcıların hali malum. Hukuk siteminin yeniden yapılandırılmasıyla cezasızlık aşılır. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına dair gelişmeler bu davaların gidişatını etkileyecek. Hakim ve savcıların bağımsızlığı temelinde yargı yapılandırılmalı ki geçmişle yüzleşilebilsin.”

(rp)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR