DİHA - Dicle Haber Ajansı

Dünya

'Şam'a gidip Emevi Camisi'nde namaz kılacağız' sözlerini unuttu

 
20 Eylül
23:05 2016

HABER MERKEZİ (DİHA) - New York'ta toplanan BM Genel Kurulu toplantısında ABD Başkanı olarak son kez konuşan Barack Obama, Suriye'deki hiçbir askeri çözümün diplomasiyle kazanılacak bir başarının yerini tutamayacağını söyledi. Daha önce "En yakın zamanda Şam'a gidip Emevi Camisi'nde namaz kılacağız" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bu kez "Suriye'nin topraklarında gözümüz yoktur" iddiasında bulundu.

Amerika Birleşik Devletleri'nin New York kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 71. Genel Kurul görüşmeleri liderlerin konuşmalarına sahne oldu. BM Genel Kurulu ABD Başkanı Barack Obama'nın konuşmasıyla, TSİ 18.00 sularında başladı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da Genel Kurul görüşmelerine ve açılış oturumuna katıldı.

BM Genel Kurulu görüşmelerin açılış konuşmasını BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun yaptı. BM Genel Sekreteri Ban, yılsonunda görev süresi sona ereceği için onuncu ve son kez BM Genel Kurulu'na hitap etti.

Ban, dünyada güvenlik sorunlarının giderek büyüdüğünü ve kompleks hale geldiğini belirterek, aşırılıkçı şiddetin arttığını, kötü yönetimlerin toplumları ayrıştırdığını ifade etti. Suriye'deki çatışmaların çok sayıda insanın yaşamına mal olduğu ve istikrarsızlığı artırdığını kaydeden Ban, "Birçok grup, masum insanları öldürdü ancak hiçbirisi varil bombalarıyla sivillere saldıran ve binlerce tutukluya işkence eden Suriye hükümetinden daha fazla insan öldürmedi. Savaş makinesini besleyen güçlü himayecilerin de ellerine kan bulaşmıştır" diye konuştu.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun gibi Barack Obama da, ABD Başkanı olarak son kez New York'taki BM Genel Kurulu genel görüşmelerine katılarak konuşma yaptı.


İsrail'e 'işgalci' dedi

Suriye'deki bir türlü sona ermeyen çatışmalara değinen Obama, süren tüm uğraşılara rağmen askeri bir çözümün bu ülkede var olamayacağını, bu nedenle politik bir çözümün tek seçenek olduğunu vurguladı. Obama, İsrail ve Filistin sorununa yönelik olarak Filistin'in İsrail'in meşru devlet yapısını tanıması gerektiğini belirtirken, İsrail'in de sonsuz kadar Filistinlilere ait olan toprakları işgal etmeye devam edemeyeceğini belirtti.

ABD Başkanı Obama, "Küresel bütünleşmeyi tamamen reddetmek bir çözüm olamaz" dedi. "Toplumlar kendi liderlerini seçebilir ama özgürlüklerin kısıtlandığı yerler de var" diyen Obama "Küreselleşmenin faydalarını elde edenler eşitliği unuttular" şeklinde konuştu. Küreselleşmenin beraberinde bazı sorunlar getirdiğini vurgulayan ABD Başkanı şunları söyledi: "Küreselleşmenin faydalarını elde edenler eşitliği unuttular. Bu gerçek sorun göz ardı edilince radikalleşme, mezhepleşme çıktı. Küresel entegrasyonu tamamen reddedemeyiz. Küresel bütünleşmeyi tamamen reddetmek bir çözüm olamaz. Aksine böyle bir entegrasyonun faydalarını herkese yayabiliriz. Küresel ekonomiyi herkes için daha işler hale getirmemiz lazım. Küreselleşme ve hızlı teknolojik ilerleme işçilerin konumunu zor hale getirmemeli."


Cumhurbaşkanı Erdoğan da Genel Kurul'da bir konuşma yaptı. Konuşmasına 15 Temmuz'da neler yaşandığını anlatarak başlayan Erdoğan, Genel Kurul üyelerine 'Bugün karşınızda bulunuyorsam milletimin darbe girişimi karşısındaki asil duruşu sayesindedir' dedi.

Konuşmasında FETÖ ile ile mücadele konusuna da değinen Cumhurbaşkanı, BM Genel Kurul üyelerine 'FETÖ ile mücadele etmezseniz yarın çok geç olabilir' uyarısında bulundu. Erdoğan konuşmasında Suriye ve Irak'ta yaşananlar, mülteci sorunu ve BM'nin yapısı gibi konulara da değindi.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satırbaşları;


Konuşmasına "Dünya günümüzde bilimde, sanatta parlak bir tablo sunsa da bu parlak tablonun bir de utanç verici yüzü var" diyerek başlayan Erdoğan, Suriye'de, Irak'ta terörün kıskacında inleyen birçok ülkede yüz binlerce kadın, çocuk ve gencin öldürülmeye devam edildiğini belirtti. Ölüm ve zulümden kaçan mültecilerin Avrupa şehirlerinde aşağılayıcı muamelelerle karşı karşıya kaldığını belirten Erdoğan, YPG ve PKK'yi, DAİŞ ve El Nusra gibi 'terör unsurları' olarak tanımlayarak bölgedeki eylemlerini sürdürdükleri iddiasında bulundu.

Erdoğan,; "Dünyanın birçok ülkesinde insanlar açlık ve sefaletle boğuşuyor. Utanç verici bir tablodur. Daha da acısı bu krizlerin çoğu kolayca çözülebilecek mahiyette. Gelecek nesillerin huzuru, refahı ve güvenliği bugünden atacağımız adımlara bağlı. Zaman sorunların üzerine kararlılıkla gitmek zamanıdır" dedi.

Genel Kurul'da 15 Temmuz darbe girişimini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Günümüzde terör örgütleri çeşitli şeylere başvuruyor. 15 Temmuz gecesi kısa adı FETÖ olan Fetullahçı Terör Örgütü'nün başlattığı darbe girişimine maruz kaldık. 241 vatandaşımızı şehit ettiler. Parlamento binamız, Cumhurbaşkanlığı Külliyemiz bu terör örgütü tarafından savaş uçaklarıyla bombalandı. Tanklar insanları ezip geçti. Helikopterlerden sivillerin üzerine ateş açıldı. Bu darbe girişimi milletimizin demokrasisine, geleceğine ve anayasal düzenine kahramanca sahip çıkmasıyla bertaraf edildi. Milletimle iftihar ediyorum. Ve 29 gün, gece sabahlara kadar demokrasi nöbetleri tuttukları için iftihar ediyorum. Hain darbe teşebbüsünü canını hiçe sayarak, bedenini tankların önüne siper eden milletimle iftihar ediyorum. Karşınızda bulunuyorsam milletimizin bu cesur ve asil duruşu sayesindedir."


FETÖ ile mücadele etmelerini istedi

Görüşmelere katılan ülkelerin büyük bölümünün Gülen Cemaati yapılanmasının tehdidi altında olduğunu ileri süren Erdoğan, bu örgütün Türkiye'nin ötesinde tüm dünyayı boyunduruğu altına almak gibi derin sapkınlık içerisinde olduğunu belirtti.

Erdoğan, "Devlet kurumlarına sızmak, toplumu etkilemek ve ekonomik kaynaklara hakim olma hedefindeler. FETÖ'ye süratle önlem alınması çağrısında bulunuyorum. FETÖ ile mücadele etmezseniz yarın çok geç olabilir. Bu örgütün kurumları ve örgütle bağlantılı kişiler tarafından kullanılan Türkiye gibi ifadelerin kesinlikle ülkemizle ilgisinin bulunmadığını belirtmek isterim" diye konuştu

Sözlerinin devamında Suriye'de süren savaşın üzerinde duran Erdoğan, sarf ettiği sözlerde bu savaştaki sorumluluğunu unuttu.

AB'yi verdiği sözleri tutmamakla suçladı

Erdoğan, "Suriye'de 12 milyon insan yerini yurdunu kaybetti. 2 milyon 700 bini benim ülkemde. Evimizde misafir ediyoruz. Niye Türkiye'ye geldiniz demiyoruz. Kapılarımızı kapatmadık, Zira bombalardan kaçan bu insanlara karşı bizler insani ve vicdani görevimizi yaptık. Devam edeceğiz. Dünya, Batı almayabilir, ama biz alacağız. Çünkü insanız. Öyleyse bu felaket karşısında kapılarımızı açmak durumundayız.

Suriye halkı katil ve terörist bir iktidarın pençesinde tükeniyor. Bu süreçte uluslararası toplum insani değerler sınavında sınıfta kaldı. Şu ana kadar bizim faturalı olarak yaptığımız harcama 12 buçuk milyar dolardır. STK'ler, belediyelerin yaptığı harcamalar bir o kadar. Toplamda 25 milyar dolar harcama yapıldı. Peki dünyadan bize ne geldi? Çatısı altında bulunduğumuz BM'den gelen destek 525 milyon dolar. Başka herhangi bir şey yok. Avrupa Birliği de verdiği sözleri tutamadı. UNICEF'e 178 milyon dolar gönderdiler, o kadar. Fakat Türkiye'ye gelen yardım söz konusu değildir.

Türkiye'deki kentlerde misafir ettiğimiz insanlarla ilgili desteğimiz sürecek. AB olmak üzere bize katkı sözü verenler sözlerini yerine getirmediler. Aynı şekilde BM de verilen sözlerini yerine getirsin. Bu Genel Kurul bu sesi tüm dünyaya duyurma bakımından da çok önemlidir" ifadelerini kullandı.

Dün başka, bugün başka

Erdoğan, Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunmasına en fazla önem veren ülkenin Türkiye olduğunu da ileri sürdü.

Daha önce "En yakın zamanda Şam'a gidip Emevi Camisi'nde namaz kılacağız" diyen Erdoğan bu kez, "Suriye'nin topraklarında gözümüz yoktur" dedi. ÖSO çatısı altında bir araya getirilip, silahlandırılan örgütlerle başlatılan Fırat Kalkanı Harekatı için ise, "umutsuzluğun hakim olduğu bölgede dengenin yeniden tesisi bakımından kritik yerde bulunuyor" diyen Erdoğan, Genel Kurul'a "Güvenli bir bölge" oluşturma çağrısında bulundu.

Erdoğan, devamında Antep'te bir Kürt ailenin düğününde patlatılan canlı bombanın ardından Suriye'ye dönük başlattıkları operasyonu ise şu sözlerle savundu: "911 km sınırımız var. Ve Türkiye tehdit altındadır. Sabrettik ancak 24 Ağustos'ta Gaziantep'te bir düğün merasiminde 14 yaşındaki çocuğu canlı bomba yapmak suretiyle kalabalığın içerisinde göndererek patlattılar. O ana kadar duran Türkiye artık duramazdı ve ılımlı muhaliflerle birlikte bu olaya müdahale ettik. Cerablus'tan DEAŞ'ı derdest ettik. Rai'de de aynı şekilde. Böylece Cerabluslu Cerablus'a, Rai'li Rai'ye yerleşmiş oldu. Terör koridoru olmaktan çıktı bölge, barış koridoru halinde geldi."

Yine 'Dünya 5'Ten büyüktür' dedi

Güvenlik Konseyi ve Birleşmiş Milletlerin reforme edilmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, "Özellikle barışı koruma ve inşa faaliyetlerinin daha etkin hale getirilmesi konusunda Genel Sekreter Ban Ki-mun önderliğinde atılan adımları takdirle karşılıyoruz. Bununla birlikte uluslararası barış ve güvenliğin temininden sorumlu ana organ olan BM Güvenlik Konseyi reforme edilmekçe bu çabaların tam manasıyla amacına ulaşamayacağı açıktır. İşte bu sebeple, 'Dünya 5'ten büyüktür" gerçeğini her fırsatta, uluslararası kamuoyuna hatırlatıyoruz hatırlatıyorum" dedi.

(öç)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR