Özgür Gündem'in nöbetçi yayın yönetmenleri adliyede!
İSTANBUL (DİHA) - Gündem gazetesinin Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği yapan Ayşe Düzkan ve Ragıp Duran hakkında açılana dava bugün İstanbul'da görülüyor. Duruşma öncesi açıklama yapan Ayşe Düzkan, Musa Anter ve basın şehitlerini andı.
Özgür Gündem gazetesi Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği yaptıkları için hakkında dava açılan gazeteci Ayşe Düzkan bugün İstanbul Adliyesi'nde hakim karşısına çıkıyor. Aynı davada yargılanan gazeteci Ragıp Duran ise, yurtdışında olduğundan kaynaklı duruşmaya katılmayacak. Gazetenin tutuklu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya'nın ise duruşmaya getirilmesi bekleniyor. Duruşma öncesinde Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve DİSK Basın-İş'in de aralarında olduğu gazeteci meslek örgütleri adliye önünde açıklama yaptı. Eyleme, 10 Ekim Dayanışma Derneği, Barış Bloku, Biz Gazeteciyiz, SKM, Kaldıraç, Pazartesi, HDK Kadın Meclisi, Sanat ve Hayat dergisi, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, HDP İstanbul Eşbaşkanı Doğan Erbaş, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Devrimci Parti Genel Başkanı Ufuk Göllü'nün de aralarında olduğu çok sayıda kurum ve şahsiyet destek verdi.
Apê Musa anılıyor
Eylemde ilk olarak gazetenin Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı için yargılanan Ayşe Düzkan yaptığı konuşmada, demokrasi ve basın özgürlüğünü istedikleri için yargılandıklarını dile getirdi. Ölüm yıldönümü dolaysıyla Apê Musa'yı (Musa Anter) anarak konuşmasına devam eden Düzkan, Özgür Gündem gazetesinin yıllardır maruz kaldığı baskıları hatırlattı. Kadri Bağdu'nun da aralarında olduğu çok sayıda dağıtımcısı ve çalışanının öldürüldüğünü anımsatan Düzkan "Bu insanların sesini duyurmak, buna dikkat çekmek için buradayız" dedi.
Barış bir Türk için de önemli
Düzkan, "Barış ve kardeşlik talepleri, bu ülkenin parçasıdır. Kürtler adil barış istiyor. Benim gibi İzmir kütüğüne kayıtlı olan bir Türk için de barış çok önemli ve gerekli. Çünkü barış olmadıkça, 20 yaşında olan çocuklar askere gidip ölmeye devam edecek" diye konuştu. Ana akım medyanın adeta savaş kışkırtıcılığı yaptığına dikkat çeken Düzkan, bunun uluslararası yasalarda suç olduğunu vurgulayarak, "İnanıyorum ki, savaş tacirleri bir gün yargılanacak ve hak ettikleri cezayı alacaklar" diye belirtti.
Gazetecilik iktidara rağmen adaleti savunmaktır
IFJ ve EFJ adına konuşan Barry White da konuşmasında, sadece Düzkan ve Duran'ın değil, asıl olarak basın özgürlüğünün yargılandığı vurgulayarak, "Gazeteciliğin görevi doğruyu söylemek, adaleti savunmaktır, iktidara rağmen" dedi.
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, gazetecilerin OHAL mağduru olmaya devam ettiğini kaydederek, "Özgürlükler genişletilirse bu baskı sona erecektir" diye konuştu.
Dayanışma suç değil
Bu toprakların gazetecilerin, sanatçıların, aydınların yargılandığı çok sayıda trajikomik davalar gördüğünü belirten DİSK/ Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren de, "Dayanışmanın suç olmadığını göstermek, basın özgürlüğünü savunmak için buradayız. Demokrasi ve halkın haber hakkını savunmak için buradayız" dedi.
TGS Genel Başkanı Uğur Güç ise, gazetecilerin her türlü olayı haberleştirip, yazabileceğini hatırlattı. Dünyanın hiçbir yerinde bu nedenlerden dolayı tutuklanmanın olmadığını söyleyen Güç, "Yaptıkları, 'suç' olsa bile tutuklanmadan yargılanmaları gerekir. Gazeteciler iktidarların baskısı altında olmamalı. Tüm gazetecilere özgürlük" diye konuştu.
Gazeteciler baskı altında
Dayanışmada bulunan DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu da şunları söyledi: "İktidar iki şeyden korkuyorsa, sonu gelmiş demektir; birincisi türküler, ikincisi ise gerçekler. Siyasi iktidar bugün gerçeklerden korkuyor. Bu nedenle gerçekleri baskı altına almaya çalışıyor, halka ulaşmasını engellemek için de gazetecileri baskı altına alıyor. Ama biz biliyoruz ki bu halkın gazetecileri, namlunun ucunda da olsalar, hapiste de olsalar gerçekleri halka ulaştıracaklar."
Gazetecilerin artık, kendi haberlerini yaptığını söyleyen CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da, bunun Türkiye'deki demokrasinin yerlerde sürüklenmesinin resmi olduğunu ifade etti. Tanrıkulu, "Özgür Gündem, kimsenin görmediği haberleri yapıyordu" diyerek, dün sosyal medyada bir kadın gerillaya yapılan insanlık dışı işkencelerin görüntülerinin yer aldığını hatırlattı. Bu görüntüleri bugün hiçbir basında görmediğini vurgulayan Tanrıkulu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenerek, şöyle dedi: "Dün benim izlediğim görüntüler insanlığa karşı işlenmiş suçtu ve savaş suçuydu. Onu yapanlar insanlığa karşı suç işlediler, savaş suçu işlediler. Bunu yapanları yargılamazsan, savaş suçuna ortak olduğunu bilmelisin."
Gündem turnusol kağıdıdır
HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ise, Özgür Gündem'in bu ülkenin ifade özgürlüğünün turnusol kağıdı olduğunu dile getirerek, yıllarca yaşanan baskı, hukuksuzluk ve katliamlara dikkat çekti. Özgür Gündem'in yaşadıklarının Türkiye'nin demokrasi tarihi olduğunu belirten Keresteciğlu, bugün de "ileri demokrasi" de aynı şeylerin yaşandığını söyledi. Kerestecioğlu, "Hiç birimiz boyun eğmeyeceğiz, basın özgür olana kadar, hepimiz özgür olana kadar..." dedi.
Yapılan basın açıklamasının ardından Düzkan ve avukatları, adliyeye geçti. Düzkan'ın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ifade vermesi bekleniyor.
(mk-sde/yk/sd)