DİHA - Dicle Haber Ajansı

Haberler

Tek silahı kalemiydi

 
18 Eylül
12:41 2016

ÖZGÜR PAKSOY/ DEVRAN TOPTAŞ

AMED (DİHA) - 24 yıl önce katledilen Musa Anter'in (Apê Musa) oğlu Dicle Anter, tek silahının kalemi olduğunu söylediği Apê Musa'nın birilerinin kovanına kalemini soktuğu için katledildiğini söyledi.

Kürt bilgesi Musa Anter'in (Apê Musa), Amed'in (Diyarbakır) Yenişehir ilçesinin Seyrantepe semtinde, 1992 yılının 20 Eylül günü JİTEM tarafından katledilmesinin üzerinden 24 yıl geçti. Katledilişinin yıldönümünde oğlu Dicle Anter, duvarları babasının fotoğrafları ile dolu evinde, yine babasının kitaplarıyla dolu kitaplığının önünde Apê Musa'yı anlattı.

Konuk olduğumuz evinde bizi yine Apê Musa'nın "Hatıralarım" kitabının bulunduğu masada ağırlayan Dicle Anter, babasını kendine hayat felsefesi olarak belirlediğini dile getirerek konuşmaya başlıyor. O sözlerine başlarken ise kızı Asîwa da masaya oturuyor.

Apê Musa'nın küçük generali olma hayali ile büyüyen torunu Asîwa, kısa süre önce öğrendiği okumayı, dedesinin kitaplarında geliştirmeye çalışıyor. Bizimle birlikte babasından Apê Musa'yı dinleyen Asîwa, diğer yandan da elinde tuttuğu ak saçlı dedesinin fotoğraflarına uzun uzun bakıyor.

'Ma xwedê êdî ne bese lo'

Babası Apê Musa'yı katledilmesinin 24'ncü yıldönümünde Newala Qesaba katliamı sonrasında "Ma xwedê êdî bese lo" sözleri ile yaktığı ağıtla anarak anlatmaya başlayan Dicle Anter, Apê Musa'nın katledilmesinin üzerinden yıllar geçtikçe yıllanmış şarap misali değerinin paha biçilemez hal aldığını dile getirdi. Yaşamını barış mücadelesine adayan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın, Apê Musa için "Ben ne yaptımsa Apê Musa'nın barış yolunda olduğum için yaptım" sözünü hatırlatan Anter, babasının verdiği barış mücadelesine dikkat çekti.

'Apê Musa'nın yaşam felsefesi bize kim olduğumuzu öğretti'

Anter, babasının yıllarca sürgün edilmesinden ve cezaevi hayatından dolayı birlikte pek zaman geçiremediklerinin üzüntüsünü taşıyor. Buna rağmen babaları ile yaşamlarının bütünleştiğini ifade eden Anter, "Apê Musa bizim için bir baba değil, bir arkadaş, yoldaş oldu. Apê Musa'nın hayatını anlamak bizim için bir avantaj oldu. Bu nedenle biz çocukları Apê Musa'yı rahat rahat anlatabiliriz. Apê Musa'nın yaşam felsefesi bize kim olduğumuzu öğretti. Apê Musa'ya layık olmaya çalışıyoruz" diyerek, onun anısına sahip çıkmaya devam edeceklerini dile getirdi.

'Musa Anter dünyanın en barbar devletine karşı kalemini kullandı'

Apê Musa'nın Kürt özgürlük hareketine ilgi duymasından dolayı yaşamı boyunca Türkiye siyaseti tarafından hedef alındığını belirten Anter, şöyle devam etti:

"Babam birilerinin arı kovanına çomağını soktu. Babam neden öyle bir kalem sahibiydi. Çünkü Kürt hareketine ilgi duyan bir isimdi. Musa Anter, Kürt'tü ama milliyetçi değildi. Musa Anter sol görüşlü bir Kürt'tü. Türkiye sistemine bakınca babamın neden katledildiği daha iyi anlaşılır. Devlet politikası Musa Anter'i, Türklere bölücüdür, Kürtlere de komünisttir şeklinde anlatmaya çalışıyordu. Sistemin Kürtlere karşı tutumundan dolayı babam katledildi. Babam aslında birilerinin kovanına kalemini soktu. Silahı yoktu, tek silahı kalemiydi. Arkadaşları da 'Musa'nın elinde top mermileri varmış gibi dünyanın en barbar devletine karşı kalemini kullanıyor' diyerek anlatırlardı. Ama Musa Anter düşüncelerinden taviz vermedi."

'Çözüm süreci ile birlikte Anter davasının seyri değişti ama…'

Dicle Anter, katledilmesinden 17 yıl sonra, 3 Nisan 2009'da raftan indirilen Musa Anter cinayeti dosyasının seyrinin 2013 yılında başlayan çözüm süreci ile birlikte seyrinin değiştiği üzerinde de durdu.

Anter, bu konuda şunları söyledi: "Bugünlere bakınca durumlar değişti. İktidarın yön değiştirerek çözüm sürecini askıya almasıyla birlikte hukukun farklı boyutlara ulaşması, eski kadroların tekrar geri gelmesiyle her şey değişti. İtirafçı Abdulkadir Aygan'ın ifadeleri bile değişti. Hukuk mücadelemizden vazgeçmeceğiz, bitmeyen bir dava olur. Türkiye'de hukukun ne olduğunu herkes biliyor. Anayasayı tanımayan bir Cumhurbaşkanı ve Başbakan olduğu müddetçe hukuk nasıl işler."

'Küçük generaller kalemi yerden alarak yükseltti'

Sözlerinin devamında Apê Musa'nın ardıllarına bıraktığı Özgür Basın geleneğinin gücünü, yazdığı gerçeklerden aldığının altını çizen Anter, "Halkın anladığı dilden gerçekleri yazmak Özgür Basın geleneğidir. O an yaşadıklarını yazmak özgürlüktür. Doğru, dürüst eleştiri özeleştiri özgürlüktür. Musa Anter bunun başını çeken bir yazardı. Bıraktığı miras da budur, düşünce özgürlüğüdür. Babamın küçük generalleri de tam da buradan kalemi yerden alarak yükseltti" ifadelerini kullandı.

'Özgür Gündem Gazetesi'ne dokunan yanıyor'

Anter, Özgür Basın'a yönelik devam eden saldırılar kapsamında babasının yazarı olduğu kapatılan Özgür Gündem gazetesine destek için başlatılan "Nöbetçi Eş Genel Yayın Yönetmenliği" kampanyasına katılmasından dolayı hakkında dava açıldığını da hatırlattı.

Anter, "Özgür Basın geleneği ve Musa Anter'in küçük generalleri her zaman hedef halindeydi. Özgür Gündem gazetesine dokunan yanıyor. Son olarak Eş Genel Yayın Yönetmenliği desteğinde bulundum. Bu benim boynumun borcu ve en doğal hakkım. Babamın gazetesinde bu görevi yapmaz, destek vermezsem bu bana bir hakarettir. Bunu onurla üstlendim. Bu nedenle hakkımda terör örgütünü desteklemekten dolayı dava açıldı. Bu ülkede doğru bir iş yapıldığı zaman ceza veriliyor. Demek ki iyi bir görev üstlendim. Bu benim için onur vericidir" diyerek kendisinin de Apê Musa'nın bıraktığı özgür basın geleneğini sürdüreceğini ifade etti.

'Özgür basın direniyor'

Son dönemlerde Özgür Basın'a yönelik artan baskı ve saldırılar ile birlikte, gazetecilik şartlarının zorlaştığına işaret eden Anter, iktidarın Özgür Basın'ı ezmeye çalıştığını ifade etti.

Ancak bu baskı ve saldırılara karşı direnildiğine işaret eden Anter, "Bir gönüllü ordusu küçük generaller, çok zorlu şartlarda Özgür Basın geleneğini sürdürüyor. Küçük generallerin hakkı hiçbir zaman ödenemez. Özgür Basın direniyor, yıldıramadılar. Bu direniş kırılamaz. Özgür yaşamın bir mücadelesi vardır. Özgür Basın geleneğine sahip çıkılmalıdır. Kürt halkı özgürlüğüne, özgür basına sahip çıkmalıdır. Kürtlerin başka şansı yok" dedi.

(fç/öç)




Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR