DİHA - Dicle Haber Ajansı

Politika

Koçyiğit: Milli Cephe'den kaos, Demokrasi Cephesi'nden çözüm çıkar

 
14 Ağustos
09:06 2016

YASİN KOBULAN

İSTANBUL (DİHA)
- HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Türkiye'yi 15 Temmuz gecesine getirenin AKP'nin politikaları olduğunu söyledi. Yenikapı mitinginde ortaya çıkan "Milli Cephe"yi, "Vatan sevdası gibi büyük laflarla eskinin kötü bir tekrarına tanıklık ediyoruz" sözleriyle değerlendiren Koçyiğit, "Milli Cephe'den kaos, Demokrasi Cephesi'nden ise çözüm çıkar" dedi.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ile 15 Temmuz sürecini, sonuçlarını, cemaat-devlet ilişkisini, Yenikapı mitingini, AKP-CHP-MHP'nin oluşturduğu "Milli Cephe"yi, darbe girişimi sonrası uygulamaları, Kürt sorununu ve Demokrasi Cephesi'ni konuştuk. Koçyiğit, çözümün Milli Cephe'de değil Demokrasi Cephesi'nde olduğunun altını çizdi.

* Türkiye 15 Temmuz sürecine hangi politikalar sonucu geldi?

7 Haziran'da sonra bu ülkede savaş kararı verilmiş olmasaydı, iktidar çok kirli ve karanlık bir şekilde Kürdistan'da bu savaşı yürütmemiş olsaydı, asker bu kadar güçlenmeyecekti, asker bu kadar özgüven sahibi olmayacaktı. 7 Haziran'dan sonra kendileri de askerin çizgisine girmek zorunda kaldı. Bu kadar güçlenen, bu kadar kirli politikayı yürüten asker, bu sefer "Ben bu kadar ölüyorum, öldürüyorum, her şeyi ben yapıyorum, o zaman siyaseti de ben yapayım" diye düşündü. Siyasette de gücünü sınamak istedi. Temel sorun, Türkiye'de demokratikleşme noktasında bir aklın olmaması. Var olan sorunlar görmezden gelinerek, iktidarlarını devam ettirebilmek için bir manivela olarak kullanıyorlar. Türkiye'yi 15 Temmuz gecesine getiren AKP'nin bu politikalardır, savaş çizgisidir, 'milli cephedeki' ısrar çizgisidir.

* 15 Temmuz sonrası AKP, CHP ve MHP ile ortaya çıkan "Milli Cephe"yi nasıl değerlendiriyorsunuz?

"Milli Cephe" yeni gibi ilan ediliyor, yeni gibi tanıtılıyor. Halk kandırılarak 'birlik beraberlik', 'vatan sevdası' gibi büyük laflarla kandırılıyor. Aslında eskinin kötü bir tekrarına tanıklık ediyoruz. İçinde Mehmet Ağar'ın olduğu, Çiller'in olduğu, eski JİTEM'cilerin ve derin devletin sahne aldığı, CHP ve MHP'nin aktif rol aldığı bir 'Milli cephe'. Bu cephe içinde kimler yok; Kürtler yok, sosyalistler yok, devrimciler yok, demokratlar yok, Alevi temsilcileri yok, kadınlar yok. Yani bu toplumun ötekileri, ülkenin demokratikleşmesi için dünden bugüne mücadele edenler yok.

* Cemaat nasıl güçlendi, bugünlere nasıl geldi? Bunda devlet politikalarının rolü nedir?

İzlediğimiz bir tiyatro. 2002'den bu yana varmış gibi görünen kurumların aslında başka bir yere hizmet ettiklerini görüyoruz. Bir başka hiyerarşiden talimat aldıklarını görüyoruz, devlet kurumlarındaki stratejik yerlere bilerek ve isteyerek yerleştirildiklerini görüyoruz. Şimdi 'Biz aslında şu kişinin cemaatçi olduğunu bilmiyorduk' deniliyor. Ama aslında biliyorlardı cemaatçi olduğunu, o gün onlara hizmet ettiği için ses çıkarılmıyordu.

* Türkiye'de yeni bir darbe olasılığı var mı?

Darbeleri besleyen mekanizmalar bertaraf edilmiş değildir. Darbeleri ne besliyor? Antidemokratik uygulamalar besliyor. Adam kayırma, yandaşçılık ve partizanlık besliyor darbeyi. Kendi iktidarınız çerçevesinde yönetmeniz, toplumdaki tüm kesimlere eşit yaklaşmamanız besliyor.

* Savaş politikaları darbe üzerinde nasıl rol oynuyor?

Kürt sorunu çözülmedikçe Türkiye'nin darbe gerçeğinden kurtulması mümkün değil. Eğer askeri yönetimi tercih ederseniz, o asker savaştığı zaman sadece savaştığı alanda değil diğer alanlarda da güç isteyecektir. Başka alanda da söz isteyecektir. Doğal olarak bu sonuçlara katlanmak zorunda kalacaksınız.

* HDP'nin Yenikapı mitingine çağrılmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Burada zaten HDP'nin politikalarıyla uyuşan bir akıl ortaya çıkmaz. HDP kendisini özgürlükçü ve demokratik bir konumda bulunduruyor. Şimdi Yenikapı mitinginde atılan sloganlara bakalım, Yenikapı mitinginde verilen mesajlara bakalım, bu söylemlerle demokrasi güçleri ve HDP'nin yan yana gelmesi zaten mümkün değil.

* Darbe girişimi sonrası devletin uygulamaya koyduğu politikaları nasıl görüyorsunuz?

KHK'ler ile ülke yönetiliyor. Kararnamelerin her biri birinden vahim içerikte. Bütün demokratik haklar askıda. Cezaevlerinde işkenceler kötü muamele almış başını gidiyor. İnsanlar 30 gün gözaltında kalıyorlar. Yüzlerce başlıkta sayabileceğimiz haksızlık, hukuksuzluk, kanunsuzluk işliyor. Bunlar kime hizmet ediyor? Siz bir darbeyi bertaraf ediyorsunuz ama bu darbeyi bertaraf ederken özgürlük ve demokrasiden yana tavır almak yerine bir darbe anayasasından yola çıkıyorsunuz. Mevcut sitemi de öyle inşa ediyorsunuz. Yenikapı'dan ve mevcut yürütülen politikalarından çıkan şey Erdoğan'ın başkanlık sistemidir.

* Yenikapı mitingine neden ihtiyaç duyuldu?

AKP çok yıprandı. Hem iç hem de dış politikasında güç kaybına uğradı. Ülke içinde ve ülke dışında bir yalnızlaşma meselesinin üzerine bir de 15 Temmuz'da bir darbe girişimi gerçekleşti. Ülke içerisinde de olsa "Bizim milli birliğimiz ve bütünlüğümüzde bir sıkıntı yok. Bunu dosta düşmana gösteriyoruz" seremonisidir. Aslında bu bir tiyatrodur, bu tiyatroda herkes kendi rolünü oynuyor.

* Yenikapı mitinginin yapıldığı gün Kürtler de Batman'da toplandı. Bu fotoğraf ne anlam ifade ediyor?

Herkesin Türkiye'de en örgütlü gücün Kürtler olduğunu ve adaleti ve demokrasiyi en güçlü Kürtlerin temsil ettiğini görmesi gerekiyor. Kürt halkı, bu ülkede adaleti ve demokrasiyi temsil ediyor. Darbe sürecindeki bütüne baktığımız zaman Kürtlerin çok özgün bir yerde durduğunu ve bu ülkenin önünü açacak politikaları dillendirdiğini görüyoruz. Gerçekten Batman'a, gerçekten Amed'e bakabilseler, Kürdistan şehirlerine bakabilseler demokrasi talebinin ne kadar güçlü olduğunu görecekler. Gerçekten bu ülkenin geleceğine kim doğru bakıyor diye baksalar Kürtleri görecekler. Amed ve Batman'da on binlerce insan hep bir ağızdan aynı iradeyi söylüyorlar ama havuz medyası tek bir kare görüntü bile göstermedi. Çünkü Kürt gerçeği inkâr edilen bir gerçekliktir.

* On yıllardır Kürdistan'daki demokrasi çığlıklarını görmeyenler neden bugün demokrasi mitinglerine sarıldı?

Bugün 'şanlı TSK' içindeki "İhanetçi" dedikleri generaller daha düne kadar Kürdistan'da taş üstünde taş bırakmadıkları için kahraman ilan edilmişti. Madalyalar takıyorlardı. Onlarla övünüyorlardı, methiyeler diziyorlardı. Ama bugün ne oldu? O madalyayı alanlar cezaevinde ve idamla yargılanmaları konuşuluyor. Bunu anlamayan, görmeyenler demokrasiden bahsediyorlar, böyle demokrasi olmaz. Bu olsa olsa kendini ikame edecek, yarına taşıyacak bir güç oluşturmak anlamına gelir. Saray ve muhalefet gözünü Kürdistan'a çevirmeli ve orada yükselen barış söylemini çok iyi duymalı

* CHP'nin tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

"HDP ve AKP birleşecekler, özerkliği alıp başkanlığı verecekler, sosyalistleri satacaklar vb." diyorlardı. Geldiğimiz süreçte baktığımızda kim kiminle geziyor, kim hangi politikaların yaşam bulması için aynı sahnelerde pozlar veriyor? Bunu toplumun görmesi gerekiyor.

* 1970 ve 1980'lerde kurulan milliyetçi cephenin Türkiye'ye kaybettirdikleri biliniyorken, yenisi nelere yol açar?

Bu "Milli Cephe"den ne çıkar? Hâkim ulus söylemi ile devleti yeniden ırksal bir ulus üzerinden kurmaya çalışıyorlar. Bu artık 2016 yılında dünyada tutmayan bir sistemdir. Bunu tutturmak için bazı yöntemler deneyecekler. "Milli Cephe"yi yeniden toplumun kabul etmesi için deneyecekleri yöntemler de antidemokratik olacak. Yeniden Kürtler linçlere maruz kalacak. Bayburt'ta öğrencilere dönük saldırı, bu "Milli Cephe"nin halka yansımasıdır. Çünkü o "Milli Cephe"nin içerisinde Kürt yok, Kürt o sahnede yoksa, o kuruluş felsefesinin içinde yoksa halkın okuması Bayburt gibi olacaktır. Kuruluş felsefesinde Alevilerin olmaması sokağa çıkacak kitlelerin Maraş, Malatya, İstanbul'da Alevi mahallerine yürümesine yol açacak. Öteki inançlara yönelik bir kabullenme ve eşit bir şekilde sisteme dâhil etme olmayınca toplum bunu nasıl okur? Bertaraf etme olarak okuyor. Bütün bu sistemin kendisi erkek ve bütün bakış açıları da erkek. Bütün bunları yan yana koyduğumuzda buradan kaos çıkar, militarizm çıkar. Demokrasi çıkmaz, özgürlük çıkmaz. Yeni bir doğru inşa çıkmaz.

* "Milli Cephe" dışında kalanların bundan sonra ne yapması gerekiyor?

Bu süreçte oluşturulacak olan "Demokrasi Cephesi"ne çok anlam ve değer biçiyoruz. Bugün için bu ülkede temel sorun nedir? Can alıcı temel sorun demokrasidir. Bu ülke asgari bir burjuva demokrasisinden dahi yoksundur. Demokrasi en alttakilerin de kendini ifade etme biçimidir. Demokrasinin en alt basamağını kullanamıyor bu ülke. Her taraf polis ablukasında. Aylarca uyduruk gerekçeler ile tutuklu kalınabiliyor. Bu haklar Saray ve hükümet eliyle kullandırılmıyor. Bunlar demokrasi ile ortadan kalkacak ise demokrasi için mücadele etmemiz gerekiyor. Bir kadın olarak mücadele ediyorum ve haklarımı nerede ifade edebilirim? Bir Alevi olarak kendimi ifade etmek istiyorum. Ama bunları dile getirecek bir demokrasi ortamı yok. Bütün öteki kesimler için en acil şey demokrasidir. O zaman bizim demokrasi için mücadele etmemiz gerekiyor ve birleşik bir örgütü inşa etmemiz lazım. Parça parça ses çıkardığımız zaman cılız kalıyor ve milli cephenin sesi bizleri bastırıyor. Bu süreci örgütlemek için bütün katkıyı ortaya koymamız gerekiyor.

(yk-my/rp)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR