DİHA - Dicle Haber Ajansı

Politika

Bulut: Türkiye'nin vizyonu yok

 
13 Ağustos
09:05 2016

İSTANBUL (DİHA) - Araştırmacı-yazar Faik Bulut, Türkiye ile Rusya arasında yaşanan yakınlaşmanın tesadüf olmadığını belirterek, "Mesele bir vizyonsuzluk meselesidir. Türkiye'nin ne Rusya ile bir araya gelecek ne de ABD'den de kopacak bir vizyonu vardır. Kürtlere dair uzun vadeli bir vizyonu ve Suriye vizyonu da yok. Halbuki Osmanlı vizyonu bile Kürtleri kapsar" dedi.

Gazeteci-yazar Faik Bulut, Rusya ile Türkiye arasında yaşanan yakınlaşmayı değerlendirdi. Bulut, Rusya ile "normalleşme" sürecinin darbe girişimi sonrası hız kazandığını kaydederek, Türkiye'nin Şam rejimiyle de arabulucular aracılığıyla iletişime geçtiğini ileri sürdü. Bulut, Rusya ile de 11 maddede mutabık kalındığını, bu maddelerden sadece birinin siyasi, diğerlerinin ekonomik olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin yanlış dış politikaları yüzünden yalnızlaştığını hatırlatan Bulut, Rusya ile yakınlaşması Halep kuşatmasının geciktirdiğini söyledi.

Rusya ile Türkiye'nin kendi arasında anlaşması durumunda, Rusya'nın Türkiye'yi PYD'ye tercih edebileceğine dikkat çeken Bulut, "Bir devlet devleti tercih etmek isteyecektir. Ama öncelikle Rusya, PYD'yi koalisyon güçlerine bırakmaya hazır mı? Böylece Kürtlerin de uzun vadeli stratejilere ihtiyacı var. Kürtler birleşmediği müddetçe uluslararası anlamda kurban edilme ihtimalleri var" dedi.

"Dış politikanın aşağı yukarı tüm partilerin üzerinde uzlaştığı politikadır. Ama burada o da yok. Tüm dışişlerini az sayıda kişiye havale ettiler. Esad'ın kolay kolay devrilmeyeceğini öngörebilen bir Türkiye PYD'ye böyle yaklaşamazdı" diyen Bulut, dış politikaya ilişkin yaptığı bir araştırmada elde ettiği sayısal verileri de paylaştı. Buna göre, Türkiye'de 800 dışişleri çalışanı varken, bu sayı İran'da 3 bin, ABD'de ise 12 bin kişi.

'Türkiye artık Esad'a karşı değil'

"İslamcı gruplar Erdoğan ile Putin'in aynı karede görünmesinden hoşnut değil. Artık Türkiye, Mevlüt Çavuşoğlu'nun da dediği gibi herkesi kuşatan bir yönetim olursa Esad yönetimine de karşı değil. Türkiye bu noktada Rusya'nın dediğine geldi" diyen Bulut, Türkiye'nin Rusya ile yapılan anlaşma gereği DAİŞ'e karşı operasyonlara katılacağını belirtti.

Türkiye'nin İslamcı gruplara lojistik desteğini hatırlatan Bulut, Türkiye'nin gruplara desteğini kesmesi durumunda bu grupların bir geleceğinin olmasının mümkün olmadığına dikkat çekti.

Bulut' a göre Rusya ile anlaşan Türkiye, Arabistan ve Katar ile problem yaşayacak.

Yaşanan darbe girişiminin dış bağlantılarını değerlendiren Bulut, ABD'den yapılan açıklamada ifade özgürlüğü basın özgürlüğü noktasında endişelerin dillendirildiğini, öte yandan ABD'de Mart'tan bu yana darbe girişimini işleyen, teşvik eden ve yönlendiren makaleler yazıldığını söyledi.

Bulut, bundan sonraki süreçte AKP hükümetinin demokrasiyi getirmeyeceğini, önce cemaat, sonra Kürtler, daha sonra da CHP ve MHP'nin de hedef olabileceğini ifade etti.

Rusya yakınlaşması tesadüf değil

Rusya yakınlaşmasını tesadüfü bulmayan Bulut, "AKP, ABD'ye 'Benim seçeneklerim bitmiş değil istersem Rusya'ya giderim' demek istedi" ifadelerinde bulundu. Rusya'nın, Türkiye'nin tamamen batıdan koparak Avrasya bloğuna eklemlenecekmiş gibi hareket ettiğine dikkat çeken Bulut, "Darbeden birkaç gün sonra Putin'in başdanışmanlarından birisinin Türkiye'ye geldiğini AKP'lilerle görüştüğünü biliyoruz. Ama Türkiye'nin ABD ile işbirliği 65 yıllık bir geçmişe sahip. Dolayısıyla bir gecede ortadan kaldırılacak bir şey değil. Bunun da ötesinde Türkiye'nin ne Rusya ile bir araya gelecek bir vizyonu vardır ne de ABD'den de kopacak bir vizyonu ve iradesi vardır" dedi.

Bulut, AKP kadrolarının Sezai Karakoç'un dile getirdiği "Fırat Federasyonu"nu düşünüyor olabileceğini anlatarak, Menderes'in de 27 Mayıs'tan hemen önce Sovyetlerden yardım istediğini ve böyle giderse ABD'nin gelişmelerin Türkiye lehine olması için çabalamayacağını aktardı.

Siyasetçiler tarihi okuyamıyor

İslami siyasetçilerin Osmanlı kültüründe olduğu gibi kendilerini dev aynasında gördüklerini ve tarihi okuyamadıklarını anlatan Bulut, "Eğer Nizamülmülk'ün Siyasetnamesi'ni okusalardı, Büyük Selçuklu'nun nasıl yıkıldığını anlarlardı. Büyük bir hayal dünyasında yaşıyorlar. Osmanlı, Yavuz ve Fatih devrinde güçlü bir devletti. Ama Türkiye böyle değil. NATO ile kurulan ilişkiler bile çok istikrarsız. Mesele bir vizyonsuzluk meselesidir Kürtlere dair uzun vadeli bir vizyonu ve Suriye vizyonu da yok. Halbuki Osmanlı vizyonu bile Kürtleri kapsar" dedi.

AKP'nin "din kardeşliğini" esas aldığını aktaran Bulut, "O zaman neden 50 Müslüman ülkesi kendi arasında çatışıyor? Davutoğlu'nun 'Ben ölsem de Esad'ın elini sıkmam' demesi diplomasiden hiç anlamadığını gösterir" dedi.

Kürt fobisi sürüyor

Kürtlerin durumunu da değerlendiren Bulut, "Güneyli Kürtler de eğer bir bağımsızlık ilan ederlerse sanki bir Rusya ve ABD tarafından karşı çıkmayacakmış gibi bir hava esiyor. Ama diplomaside 'Siz ilan edin biz karşı çıkmayız' demek başkadır. 'Siz ilan edin biz destekleriz' demek başkadır" diye konuştu.

"Erdoğan Kürt meselesini ele almadan önce askerlere 'Bu harekete karşı bu kadar süredir savaşıyorsunuz bitirebildiniz mi ya da biteceğine inanıyor musunuz?' diye sorduğunda iki sorusuna da 'Hayır' cevabını alıyor. Erdoğan'ın bu durumda aynı soruyu sorması gereklidir" diyen Bulut, Türkiye'nin İttihat ve Terakki'den bu yana bir Kürt fobisi ile hareket ettiğini dile getirdi.

Bulut, tüm meselenin hala askeri yolla çözülmek istendiğini anlatarak, "Oslo ve benzeri süreçler de Kürt meselesini halletmeye dönüktü, halletmek başka çözmek başkadır" dedi.

(mk/yk/rp)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR