Görevden alınan yönetmen Yavuz: Akıl tutulması yaşanıyor
İSTANBUL (DİHA) - Darbe girişimi sonrası İstanbul Şehir Tiyatrolarındaki görevinden alınan yönetmen Ragıp Yavuz, 12 Eylül'de sosyalist kimliği nedeniyle görevden ihraç edildiğini, bugün ise "darbe ve cemaat ilişkisi sorgulanıyor ki bu akıl tutulmasından başka bir şey değil" diye belirtti.
Darbe girişiminin ardından kamuda devam eden ve cadı avı operasyonları kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'ndaki görevinden alınan 6 sanatçıdan biri olan yönetmen Ragıp Yavuz, 12 Eylül'de de görevden ihraç edildiğini, bugün de aynı yöntemin sürdüğüne dikkat çekti.
'Hep sol muhalif kimlikler hedefte'
12 Eylül askeri darbe döneminde sosyalist kimliğinden dolayı görevinden uzaklaştırılan Yavuz, öteden beri OHAL ve sıkıyönetim dönemlerinde sol muhalif kimliğin hedef seçildiğini dile getirdi. Yavuz, bugünde aynı durumun yaşandığını söyledi.
'Zararı tiyatroyadır'
Açığa alma ve geçici taşeron sözleşmesi ile çalışan sanatçılara yönelik işten çıkartma yaptırımının sonucu olarak Şehir Tiyatroları'nın pek çok oyununun şu anda perde açamaz duruma geldiğini belirten Yavuz, "Kuşkusuz bundan en büyük zararı 100 yılı aşkın süredir tiyatro üreten bu kurum görecektir" dedi.
'Umarım son bulur'
Türkiye'de sanat ve sanatçının uzun süredir baskı altında olduğunu vurgulayan Yavuz, bir an önce bu cadı avının son bulmasını istedi: "Bu yaptırımların daha ne kadar büyüyeceği konusunda öngörüde bulunmak, gerçekten de bir tür 'Fuat Avni' olmayı gerektirir. Bunu da kendime yakıştırmam. Ama dilerim büyümez ve bu akıl dışı soruşturmalar bir an önce son bulur. Kültür ve sanat alanındaki pek çok oluşum ve meslektaş ise giderek büyüyen bir enerji ile dayanışma içinde olduğunu her gün paylaşıyor."
'Şimdi de cemaat ilişkisi sorgulanıyor'
1980 askeri darbesinde 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası ile doğrudan ihraç edildiğini ifade eden Yavuz, 12 Eylül'deki suçlamayı bugünkü iddialardan daha gerçekçi buldu: "12 Eylül'de ihraç edilirken gerekçe net ve tutarlıydı. Sosyalist olduğum için bu uygulandı. Gerçekten de sosyalisttim, hala da öyleyim. Şimdi ise, bir tür darbe ve cemaat ilişkisi sorgulanıyor ki bu akıl tutulmasından başka bir şey değil."
Özgür ve özerk sanat iktidarın hedefinde
Sanatın ruhu gereği muhalif ve toplumdaki çelişkilerin bir tür yeniden üretimini yaparak kendini var eden bir alan olduğunu anımsatan Yavuz, iktidarın özgür ve özerk sanat üretimini hedef aldığını sözlerine ekledi. Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu yaşadığımız soruşturma bile ne kadar kolayca rencide edilebileceğimizi örnekliyor. Günlerdir başta Cumhurbaşkanı olmak üzere ülkeyi yöneten siyasi yapının Gülen cemaati ile yıllarca sürdürülmüş ilişkilerini irdeleyip dersler çıkardığına yönelik açıklamalara tanık oluyoruz. Umarım ve dilerim, sanat ve sanatçıya yönelik bakış açılarını da bir değerlendirmeye tabi tutar ve daha sağlıklı bir yönelim oluştururlar. Sanatçı son sözü karanlığa bırakmaz… Bu nedenle bilgiyle, birikimle, umutla, kararlılıkla ve 'rağmen' üretmeye devam etmeliyiz… Nazım'ın dediği gibi, 'Gelecek günler geçen günlerden güzeldir eninde sonunda…'" diye konuştu.
(eç/çk/sd)