DİHA - Dicle Haber Ajansı

Kültür Sanat

Yaşadığı kentin tarihi motiflerini seramiklerine nakşediyor

 
3 Ağustos
10:00 2016

RIHA (DİHA) – Riha’nın tarihi motiflerini ve Güney Afrika'nın müzik aletlerini çamura şekil vererek yaşatan Seramik Sanatçısı Abdullah Özgültekin'in hayali, topluma dair eleştirilerini sanatla dile getirmeye devam etmek için kendi atölyesini açmak.

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Seramik Cam bölümü mezunu 28 yaşındaki Abdullah Özgültekin, toprak ve sudan elde ettiği çamura tornasıyla şekil vererek çeşitli seramik motifleri yapıyor. Riha (Urfa) Geleneksel El Sanatları Merkezi’nde seramik eğitmeni olarak görev yapan Özgültekin, 10 yıldır kentin tarihi motiflerini seramiklerine nakşediyor.

Kentin tarihini yansıtan motifleri seramiklere işlemesinin yanı sıra kurs görmek isteyenlere seramik yapma ve işleme eğitimi veren Özgültekin'in en çok istediği şey kendisine ait bir atölye açmak ve daha özgün çalışmalar yapmak.

İnsanlığın ilk inanç merkezi Göbeklitepe motifleri ve Harran’da yer alan dünyanın ilk üniversitesi, Gözetleme Kulesi, Ulu Cami mimarisi, Harran Kümbet evlerinin seramiklerini yapan Özgültekin, ilginç şekilde Güney Afrika’ya ait bazı vurmalı çalgılar da yapıyor. Özgültekin, Afrika’da İglo Kabilesi’nin Tanrı’nın sesi olduğuna inandıkları vurmalı çalgıyı yapan çok az seramik sanatçısının kaldığını belirtti.

Ürünler 1 haftada hazır hale geliyor

Çamura nasıl sanata dönüştürdüğünü de anlatan Özgültekin, özel vakumlanmış çamuru torna üzerine yerleştirdikten sonraki aşamayı şöyle anlattı: “Çalışırken tornadan bağımsız hareket ederseniz çalışma bozulur. Biz burada çamuru farklı yöntemlerle işliyoruz. Kalıp yöntemi ile ürünler çıkardığımız da oluyor. Önce çamuru biraz ıslatıp şekillendiriyorum. İstediğim forma getiriyorum. Deri kıvamına geldikten sonra kurumaya bırakıyorum. Kuruduktan sonra fırınlıyoruz. Fırınlamanın süresi kullandığım çamura göre değişiyor. 9 yüz-bin derece arasında fırınlama yapıyoruz. Piştikten sonra fırından çıkan ürüne bisküvi diyoruz. Üzerine desenlerlini yapıyor, sonra sırlıyoruz. Sırlamadan sonra bin 20 derecede tekrar fırınlıyoruz. Çalışmamız bitmiş oluyor.”

Yaptığı işin püf noktalarını da paylaşan Özgültekin, “Çok oynandığında çamur fazla su emer. Yorulur ve belli bir süre sonra kendini bırakır. Torna üzerinde yaklaşık 5-10 dakika kalmalı. Ürünü kapatıp kontrollü bir şekilde kurumaya bırakıyoruz. Mevsimine göre kuruma işlemi değişiyor. Riha’da 1 günde kuruyor. Kış mevsiminde ise birkaç günü buluyor. Fırınlama da soğuma da bir gün sürüyor. Bir ürünün hazır hale gelmesi 1 hafta sürüyor” dedi.

‘Kendi atölyemi açmak istiyorum’

Özgültekin, sanatının inceliklerini bu şekilde aktarmasının yanı sıra sanatın eleştirel ve toplumsal mesajlar veren yönü üzerinde de durdu. Özgültekin, bunu “Daha önce yapmış olduğum çalışmalarım var. Ancak bunları kendi atölyemi açtığımda daha çok geliştirmek ve çoğaltmak istiyorum. 'Karga Kadınlar' adlı bir serim var. Bunların tasarımı bana ait. Atölye açmak maliyetli olacak, ancak en kısa zamanda açabilmek için bazı girişimlerim oldu. Daha özgür ve özgün yeni eserler yapıp sergi açmak istiyorum” sözleriyle ifade etti.

‘Sanat ve sanatçı eleştirel olmalı’

“Karga kadınlar” adlı serisinden bahseden Özgültekin, yaptığı eserlerin farklı tarihlerde karma sergiye katıldığını belirtti. Sanatçının her zaman eserlerini konuşturması gerektiğini söyleyen Özgültekin, “Sanat da, sanatçı da eleştirel olmalı. Yaptığım asker büstü savaş psikolojisini anlatıyor. Askerin yüzündeki ifade savaşın ve savaşın etkilerinin ifadesi. Sanatçı, söylemek istediğini yaptığı sanat eseri ile anlatabilmeli” dedi.

(adö/mç/kk/öç)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR