'Tecride son verilmesi barışa giden yoldaki en önemli halka'
İSTANBUL (DİHA) - PKK lideri Abdullah Öcalan'a dönük tecride dair İstanbul'da basın toplantısı düzenleyen Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüleri'nden Ertuğrul Kürkçü, Avrupa Konseyi İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi'ni (CPT) İmralı'yı denetleyerek kamuoyunu aydınlatması için göreve çağırdı. Gülistan Kılıç Koçyiğit ise, Öcalan üzerindeki tecride son verilmesinin barışa giden yoldaki ilk ve en önemli halka olduğunu vurguladı.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Ertuğrul Kürkçü, darbe girişiminin ardından can güvenliğinden endişe edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecride ilişkin İstanbul'da basın toplantısı düzenledi. HDK Bürosu'nda gerçekleştirilen toplantıda ilk sözü Ertuğrul Kürkçü aldı.
PKK Lideri Öcalan üzerinde devam eden ve 15 Temmuz darbe girişimi ardından daha da ağırlaştırılan tecritten sadece Kürt halkının değil, Türkiye halklarının da kaygı duyduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Kürkçü, Meclis'in bombalandığı bir süreçte İmralı'da ne yaşandığını bilmediklerini vurguladı. Uygulanan tecride karşı pek çok ilde başlatılan "Öcalan'a Özgürlük" nöbetlerine işaret eden Kürkçü, Öcalan'ın sağlık ve güvenliğine ilişkin olarak kamuoyunun endişelerinin giderilmesi için Avrupa Konseyi İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi'ni İmralı'yı denetleyerek kamuoyunu aydınlatması için göreve çağırdı.
Kürkçü, "Sayın Öcalan'ın maruz bırakıldığı mutlak tecrit koşullarına son verilerek avukatları ve yakınlarıyla görüşmesine konulan yasa dışı engellerin kaldırılması için Adalet Bakanlığı ve Hükümeti uyarıyoruz" diyerek siyasi iktidara da çağrıda bulundu.
'Darbe girişimi ardından kaygılar daha da arttı'
HDK Eş sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit de Nisan 2015'ten bu yana gülünç ve inandırıcılıktan uzak gerekçelerle görüşmelerin engellenmesi ile birlikte Öcalan'ın sağlık durumundan kaygı duyduklarını vurguladı. Koçyiğit, "15 Temmuz darbe girişimi sırasında Sayın Öcalan'ın darbecilerin hedefleri arasında yer aldığına, silahlı bir grubun İmralı'ya yönelik saldırı hazırlıkları sırasında yakalandığına ilişkin haberler bu kaygıların daha da yaygınlaşıp derinleşmesine yol açmıştır" dedi.
Adalet Bakanlığı'nın ise Öcalan'ın sağlık durumuna ilişkin "bir sorun yok" şeklindeki açıklamasının kaygıları gidermek yerine daha da arttırdığını söyleyen Koçyiğit, "Adalet Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3. maddesi uyarınca, 'bir kişinin insan onuruyla bağdaşan koşullarda alıkonmasını, tedbirin infazına yönelik yol ve yöntemin kişiyi, alıkonmanın doğasında kaçınılmaz olarak bulunan sıkıntı düzeyini aşacak yoğunlukta ızdırap ve zorluğa maruz bırakmamasını' sağlamakla sorumludur. Oysa Bakanlık, Sayın Öcalan'a yönelik tecridi sürdürerek sözleşmeyi ihlale devam kararlılığında olduğunu göstermekte ve onun sağlık ve güvenliğine ilişkin soruları yanıtlarını gölgede bırakmaktadır" dedi.
15 Temmuz darbe girişimine yol açan en belirleyici koşulun 'Çözüm Süreci'nin sonlandırılarak Kürt halkına savaş dayatılması olduğunu da dile getiren Koçyiğit, Öcalan'ın bütün müzakere dönemi boyunca yaptığı "sürecin zayıflaması darbe mekaniğini güçlendirir" uyarısının bir kez daha değer kazandığının altını çizdi.
Bütün demokratik güçlere harekete geçme çağrısı
Öcalan üzerindeki tecride son verilmesinin barışa giden yoldaki ilk ve en önemli halka olduğunu vurgulayan Koçyiğit, şu çağrıda bulundu: "Türkiye'nin bütün demokratik güçlerini, savaş ve darbe karşıtı bütün kesimlerini Öcalan'ın sağlık, güvenlik ve özgürlüğünün barış ve çözüm için anahtar değerinde olduğunu bir kez daha değerlendirerek, Kürt halkına yönelik katliamcı, imhacı, inkarcı zihniyetle mücadele için harekete geçmeye çağırıyoruz."
(nd-mua/sde/öç)