DİHA - Dicle Haber Ajansı

Ekonomi

Sokağa salınan gruplar esnafı mağdur ediyor

 
1 Ağustos
10:27 2016

ANKARA (DİHA) – Başarısız darbe girişimi sonrasında sokağa salınan gruplar ve 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL uygulamaları esnafı iş yapamaz hale getirdi. Hüseyin Gökoğlu isimli esnaf, “Zaten yapacaklarını yaptılar, her gün sokaktalar, bu kadarı da yeter" sözleriyle tepki gösterirken, Sahaf Harun Köybaşı, insanların OHAL koşullarında kitap okumak ve bulundurmaktan çekinir hale geldiğini ve bu yüzden alışveriş yapamadığını söyledi.

AKP Hükümeti'nin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlattığı "demokrasi nöbeti" ile sokağa salınan gruplar bir yandan Kürt ve Alevilere yönelik bir tehdide dönüşürken öte yandan, toplumu huzursuz ederek, esnafı da vurmaya başladı. Darbeyi fırsata çeviren AKP, darbe sonrası 20 Temmuz'da OHAL ilan etmesiyle zaten tedirgin olan piyasaları iyice tedirgin etti. Esnafın şikayetinin başında da ise, sokağa anormal hale getiren grupların yarattığı provokasyon tehlikesi ve tedirginlik geliyor.

'Krizden çıkışın yolu toplumsal barış'

Son bir yıldır işlerinin düşük olduğunun altını çizen ve eylemlerin merkezi olan Kızılay'da Restoran işleten Haydar Buldak, OHAL ilanıyla birlikte iş yapamaz duruma geldiğinin altını çizdi. Buldak, “OHAL ilanından sonra neredeyse hiç iş yapmıyoruz. Bunun yanında askerlerin çarşı izinlerinin de iptal edilmesiyle beraber tam sefil hale gedik. Bu durumun en az 3 ay devam edeceğini açıkladılar. Ben 3 ay bu şekilde dayanamam, OHAL ilan edilmesine gerek yoktu. OHAL demek olağan üstü yaşam demek" diye konuştu. Krizden çıkışın tek yolunun ülkede barışı sağlamak olduğunun altını çizen Buldak, "Yönetenler birlik ve beraberlik içinde olsunlar, çözüm sürecine tekrar dönsünler, memlekette barış olsun, bizim işlerimiz zaten açılır. Kürt, Türk, Laz Çerkez ayırımı yapmadan herkesi kapsayacak şekilde ülke yönetilmeli. Biz esnaflar OHAL istemiyoruz huzur istiyoruz” diye konuştu.

‘İnsanlar dışarıya çıkmaya korkuyor'

Son 15 gündür işçilerinin yevmiyesini bile çıkarmadığını döne dolaşa her fırsatta dile getiren Büfe işletmecisi Mehmet Ballı, OHAL ilanından sonra işlerinin yarı yarıya düşmesinden yakındı. Ballı, “Tüm kalemlere zam geldi, fakat biz bunları satış fiyatına yansıtamıyoruz. Zaten işler düşük bu sefer tam düşecek. Hele bu sokağa çıkan göstericilerden sonra tam kötü oldu. Çünkü, insanlar dışarıya çıkmaya korkuyor. Kısacası bu darbe esnafa yapıldı” dedi.

‘At izi it izine karışmış durumda’

Son bir yıldır dükkanın kirasını dahi çıkartmakta zorlandığına işaret eden Sahaf Harun Köybaşı, “Memleketin her yerinde bomba patlıyor. Para harcamayı bırakın insanlar dışarıya çıkmaya korkuyor. Bide üstüne başımıza OHAL belasını sardılar. Artık 90’lı yıllarda değiliz, OHAL ilan etmeye gerek yok. Darbe suçu işleyenler zaten cezaevinde. Dışarıdakilerde darbeci değil o halde neden OHAL ilan edildi? At izi it izine karışmış durumda. Herkes bir birine bir şey diyor, olan biz sıradan halka insanlara oldu. Ben sahafım bizim halkımız zaten kitap okumaz bu son yaşananlardan sonra okuyanlarda, korkudan kitap okumayı bıraktı" diyerek OHAL koşullarında kitap okuma ve bulundurmanın kaygıya neden olduğuna işaret etti. Köybaşı bu izlenimini, "Tanıdığım müşterilerimden bir kaçı bana, ‘acaba kitap alırsam bana bir şey yaparlar mı" sözleriyle dile getirdi.

'Demokrasi huzur demektir ancak bizde huzur yok'

Türkiye’nin son 2 yıldır gizli ekonomik kriz yaşadığının altını çizen ayakkabı satışı yapan Hüseyin Gökoğlu, çözüm sürecinin askıya alınması ve darbe girişimiyle beraber hiç iş yapmaz hale geldiğinin altını çizdi.

Demokrasi nöbeti tutan insanların yol ve yemek yardımı aldıkları için geldiklerinin altını çizen Gökoğlu, “OHAL’den sonra başlayan demokrasi nöbetine gelenleri her gün gözlemliyorum. Onların derdinin demokrasi olduğuna inanmıyorum. Kadınları taciz ediyorlar, ben kadın ayakkabısı üstüne çalışıyorum. Potansiyel müşterilerim değil alışveriş yapamaya, sokağa çıkmaya korkuyorlar. Zaten yapacaklarını yaptılar her gün sokaktalar bu kadarı da yeter. Durumu abartıyorlar işin rengi değişti, huzurumuz kalmadı. Demokrasi huzur demektir ancak bizde huzur yok. Huzur olmadıktan sonra ben ne yapayım demokrasiyi” diye konuştu

(sy/kk/eb)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR