'Kirmanckî ölürse kültür de ölür'
DERSIM (DİHA) - BM'nin yok olmak üzere olan diller kategorisine aldığı Kirmancî'nin önemi üzerine Dersim'de düzenlenen panelde konuşan Eğitim Sen İzmir 2 nolu Şube Başkanı Hasan Ali Kılıç, Kirmanckî'nin ölmesi halinde kültürlerinin de öleceğini söyledi.
Dersim'de 16'ncı Munzur Kültür ve Doğa Festivali'nin son gününde Sanat Sokağı'nda "Halkların Yaşamında Dilin Önemi" paneli düzenlendi. Moderatörlüğünü Leyla Akyıldız'ın yaptığı panele Hüseyin Ozan, Kemal Kutlu ve Hasan Ali Kılıç konuşmacı olarak katıldı. Kirmanckî yapılan panelde ilk olarak konuşan Eğitim Sen İzmir 2 nolu Şube Başkanı Hasan Ali Kılıç, Kirmanckî'nin önemi ve toplumdaki yeri hakkında değerlendirmede bulundu. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Kirmanckî'nin "kaybolma tehlikesi altında olan diller" arasında gösterildiğini anımsatan Kılıç, bu lehçenin kullanılarak geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Kılıç, "Bu dilin ölmesiyle birlikte birçok kültür de ölür. Kendi anadilimiz, anne sütü kadar değerlidir. Devlet burada bu dili öldürmek için çaba gösteriyor ve öğretmen eliyle okullarda yasaklanarak, konuşanlara ceza veriliyordu" dedi.
'Anadil konuşulursa dil yaşam bulur'
Dersim'de 1937-38 yıllarında yapılan katliamın benzerinin bu yıl Cizîr (Cizre), Nisêbîn (Şırnak) ve Sûr'da da yapılmak istendiğini söyleyen Kılıç, bundaki amacın da o bölgenin dil, kültür ve tarihini yok etmek olduğunu belirtti. Kılıç, "Eğer biz dil için mücadele edersek, dilimizi var edeceğiz. Bir dilin yaşamı insanın elindedir. Yaşamın tüm alanlarında anadil konuşulursa dil, yaşam bulur. Eğer kullanmazsak o dil ölür. Diğer dillere verilen özgürlükler bizim anadilimize de verilsin" ifadelerini kullandı.
'Anayasal güvence şart'
Hüseyin Ozan ise Cumhuriyet'ten önce Osmanlı döneminde İttihat ve Terakki'nin uyguladığı politikayla önce Ermenilerin yok edildiğini, Kürtlere ilişkin ise her şeyi tekleştirme politikasına geçildiğini söyledi. Tek dil ve tek millet politikasıyla bunu hayata geçirmek için önce Kürtleri "Din kardeşiyiz" diye kandırdıklarını belirten Ozan, daha sonrasında ise dillerinden kopararak asimile etmeye çalıştıkları değerlendirmesi yaptı. Ozan, "İnsanlık denilen şey kültürüyle, diliyle, inancıyla ve kendi yaşam biçimiyle kendisini var etmektir. Anadolu coğrafyasında birçok dil ve halk var. Herkes kendi dilinde ve kültüründe yaşamını sürdürmesinin anayasa ile güvence altına alınması gerekiyor" dedi.
"Bedenimiz Kirmanc'tır ama ruhumuz Kirmanc değil" diyen Ozan, anadilin ellerinden gitmesi halinde insanlığın da ellerinden gideceğini, bu yüzden anadile sahip çıkılması gerektiğini sözlerine ekledi.
İzmir Dersim Derneği üyesi Kemal Mutlu ise 1937-38'de başlatılan soykırım kapsamında alınan kararlarla anadillerini konuşamadıklarını söyledi. Kirmanckî üzerinde yapılan asimilasyon politikalarına karşı birçok çalışma yapıldığını, fakat yetersiz kalındığını belirten Mutlu, anadilin önce evlerde, sokaklarda ve yaşamın her alanında yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı.
(st-mc/fç/eb)