DİHA - Dicle Haber Ajansı

Ekoloji

Alevi köyleri HES'lerle yok edilmek isteniyor

 
10 Temmuz
10:05 2016

ERZÎNGAN (DİHA) - Kemah'ta Alevilerin yaşadığı 6 köyü etkileyecek Danıştay destekli HES projesi bölge halkını tedirgin ediyor. Sermayeye kurban edilmek istenen yaşam alanları ve inanç merkezlerini korumak için karar, Anayasa Mahkemesi'ne taşındı.

Erzîngan (Erzincan) Kemah ilçesindeki Deliçay üzerinde yapımı planlanan HES projesi hakkında Sivas Bölge İdare Mahkemesi'nin 28 Kasım 2014 tarihli "HES yapılamaz" kararını ve bilirkişi raporunu hiçe sayan Danıştay 14'ncü Dairesi kararları iptal ederek, HES'in önünü açtı. HES projesi ile birlikte birçok köy, ibadet yerleri ve tarihi mekânların sular altında kalmasını umursamayan sermayeye karşı Munzur Dağı yamacındaki köylüler asimilasyon ve göç politikası olan HES'lere karşı direniş içerisinde.

'Rapor çıkmadan sermaye çalışmaya başladı'

HES projesinin bulunduğu Kemah ilçesi Munzur Dağı eteklerindeki Alevi köyleri Nivanan, İnsor, Apışta, Cebesoy, Dereköy, Tımıxı, Gamarix köyleri AS Enerji firmasının hedefi halinde. Bölge halkının avukatlığını üstlenenlerden Sezai Demirbilek, Alevilerin yaşadığı bölge için 2013 yılında HES projesi hazırlandığını belirtti. HES projesi için ÇED raporu hazırlandığını belirten Demirbilek, raporun Bakanlığa sunulmadan önce ilgili şirketin burada inanılmaz bir tahribatla çalışmaya başladığını aktardı. Demirbilek, "Şirket, arkada gördüğünüz Deliçay dere yatağını bozdu. Köylülerin tescilli merasını bozdu. Burada hiçbir izin alınmadan hiçbir hukuki işlemi takip etmeden bir inşaat yaptı. Türkiye'de gerçekten bu HES'lerin yarattığı tahribatın en önemlilerinden biri de bu Deliçay'dır" dedi.

'Şirketin raporu masa başı raporudur'

Deliçay'da bölge köylülerinin duyarlı olmasından dolayı hemen hukuki işlemleri başlattıklarını belirten Demirbilek, bölgeye öncelikle tespit heyeti getirdiklerini söyledi. Demirbilek, şöyle devam etti: "Söz konusu meranın tescilli olduğu ve bu meraya müdahalenin menine karar verildi. Daha sonra Sivas İdare Mahkemesi'ne bir dava açtık. Bu ÇED'in iptali yönünde. Sivas İdare Mahkemesi çok kapsamlı bir keşif yaptı burada. 6 uzman geldi bu bölgeyi gezdi. Bu bölgenin bitki örtüsünü bölgenin dere yatağını, suyun debisini ölçtü. Raporda 'Şirketin hazırladığı ÇED raporu masa başında hazırlanmış. Şirket hazırladığı raporda bölgenin fiziki yapısından bihaber. Bölgede ne kadar orman kesileceğini dahi hesaplamamış. Bölgedeki mera alanları dahi belirtilmemiş' denildi."

'Bu ÇED'le bu projeyi yapamazsın'

Bilirkişi raporunda "Sen bu ÇED'le buraya bu projeyi yapamazsın. Munzur Milli Parkı'nı göz önünde bulundurmalısın. Bölgedeki suyun köylülerce kullanımını açıklamalısın. Can suyu miktarın belli değil. Bölgedeki hayvan çeşitliliği ile ilgili hiçbir analizin yok" denildiğini belirten Demirbilek, "Çok güzel bir rapordu. Bu rapora dayanarak Sivas İdare Mahkemesi iptal kararı verdi" dedi. Demirbilek, iptal kararından sonra şirketin davayı Danıştay'a taşıdığını ve ÇED'in revize edilmesi içinde Bakanlığa başvuruda bulunduğunu ifade etti.

'Devlet olaya Diyanet eksenli bakıyor'

Danıştay'ın ise çevre davaları için tarihe bir kara leke olarak düşecek olan kararla Sivas İdare Mahkemesi'nin kararını bozduğunu belirten Demirbilek, "Burada bilimsel olarak yapılan bu tespitler ileriye dönük tespitler" dediğini aktardı. Demirbilek, "Düşünün siz masa başındasınız, bitki konusunda, hayvan konusunda uzman değilsiniz. Doğa konusunda uzman değilsiniz. İşin uzmanlarının tespitini masa başında diyorsunuz ki bunlar ileriye dönüktür. Hiçbiri bilimsel olmayan tespitler diyerek bozdu. Biz de o kararı Anayasa Mahkemesi'ne bireysel olarak taşıdık. Bu süreç içerisinde şirket boş durmadı. Yeni bir ÇED raporu istendi. Bunun için de biz yine Sivas İdare Mahkemesi'ne başvurduk. Burada önemli olan bir husus bu bölge Aleviler açısından kutsal olan Hasan Dede Türbesi ve Çeşmesi'nin olduğu bir bölge. Bu proje de tam burada. Devlet olaya diyanet eksenli bakıyor. Bu bölgenin Aleviler açısından kutsallığını kabul etmiyor. Bu husus AİHM'in din ve vicdan özgürlüğüne aykırı. Bu konuda da bireysel başvuruda bulunduk" diye belirtti.

Bilirkişi raporunda "HES yapılamaz" denilmesine rağmen projenin hayata geçirilmesi halinde Deliçay suyundan yararlanan 6 köyün yaşam şartlarının çok zorlaşacağına vurgu yapan Demirbilek, "Bu proje burada hayata geçerse sadece su açısından değil burada ki arıcılık, hayvancılık açısından, meraları kullanamayacak. 6 köy hem ekonomik açıdan hem de sulama ve su içme konusunda kriz yaşayacak" diye ekledi.

(mc/fç/rp)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR