Kürtlerin direniş bayramı!

ANKARA (DİHA) - Savaş ve ölümlerin durdurulmasına vesile edilen Ramazan ayı ve bayramında çatışma ve ölümler yoğunlaşırken, Kürt halkı da tarihte eşine ender rastlanan bir direnişle bayramı karşılıyor. HDP Örgütlenmeden Sorumlu Eş Genel Başkanı Nadir Yıldırım, insanların ve diğer bütün canlıların kuşatma sonucu ölümle karşı karşıya kaldığı bir süreçte Kürt halkının bayramı bir direniş bayramına dönüştüreceğini söyledi.
Nüfusunun yüzde 95'i Müslüman olan Türkiye'de insanlar daha fazla ölüm, çatışma ve patlamalarla Ramazan Bayramı'nı karşılıyor. Çatışmalardan kaynaklı doğuda da batıda da her yıl mezarlıklara koşan ve "kendi kaybına ağlayan" insanların arttığı bir ülke haline gelen Türkiye'de, bayramda esas olarak, "dargınlıkların sona erdirilmesi" anlamından uzaklaştırılıyor. Ancak buna karşı halk, bayramı asıl amacına uygun olarak "dayanışma ve zulme karşı direniş" olarak karşılıyor.
Bayram'a ilişkin değerlendirmelerde bulunan HDP Örgütlenmeden Sorumlu Eş Genel Başkanı Nadir Yıldırım, Türkiye toplumunun ve esas olarak Kürtlerin, son 10 aydır tarihin en büyük saldırıları ile karşı karşıya kaldığını belirterek, kent merkezlerinde başlayan topyekun saldırı, göçertme, yakma-yıkma saldırılarının, Lice'de "Kırsala ve köylere" yönelik saldırılara dönüşerek devam ettiğini hatırlattı. Daha önce, "90'lara mı dönüyoruz" sorusunun sorulduğunu vurgulayan ve "Esasen 90'lı yılları kat be kat aşan saldırılarla halkımız karşı karşıyadır" diyen Yıldırım, şöyle konuştu:
"Ortada iki güç arasında cerayan eden bir savaş yok. PKK ile devlet arasında yaşanan bir savaşı aşan bir durum var. Son 10 aydır tamamen Kürt halkına dönük topyekun bir savaş durumu söz konusu. Bunun öyle bir anda gelişen bir durum olmadığını kimi belgelerde görmek mümkün. 'Çöktürme Planı' 2014 yılında hazırlanan bir projedir. Yazın hazırlandı, sonbaharda MGK'de somut savaş kararına dönüştü. 2015 yaz başında da halka yönelik fiili bir savaş durumuna dönüştü. Bu, sonuçları itibariyle 10 yılları dizayn etmeyi hedefleyen bir durumdur. Bunun bir benzeri 'Şark Islahat Planı'dır. Şuanda 'Şark Islahat Planı'nın bugüne uyarlanmış durumunu yaşıyoruz. Ama Kürtler o günün Kürtleri değil. Daha bilinçli, dirençli ve örgütlü oldukları için güncellenen bu plan adım adım çöküyor, dökülüyor. Özellikle kentlerde yürütülen saldırılarda bir başarısızlık ortaya çıktı ve şuanda kırsalda yürütülen saldırılarda bunun bir benzeri ve devamı olmaktan kurtulamayacak.
Hiç bir bayram böyle karşılanmadı
Dikkat edin geçmiş yıllarda savaş çatışma ne kadar derinleşse de, özellikle Ramazan ayında, bir şekliyle daha olumlu bir atmosfer oluşuyordu. Ama Ramazan ayı koşullarında 10 binlerce insanımız yerlerinden edildi. Öyle zalimane bir boyuta ulaştı ki bu saldırılar, Ramazan'da oruç tutan ve iftarını açacak evi, yiyeceği olmayan insanlar için belediyeler ve halk tarafından hazırlanan iftar yemekleri bile engellendi, yasaklandı. Yasak, yıkma, göçertme ve aç bırakmayla Kürtler teslim alınmaya çalışılıyor. Bu en şiddetli şekilde Ramazan ayında uygulandı."
Özellikle son dönemlerde Lice kırsalında başlatılan saldırılara da dikkat çeken ve saldırının sadece Kürt halkıyla sınırlı kalmadığını ve o bölgede bulunan bütün canlılara yöneldiğinin altını çizen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Hayvanlar susuzluk ve açlıktan kırılıyor'
"Ramazan Bayramı'na doğru giderken bu durum maalesef daha da derinleşti. 10 günü aşkın süredir, Lice, Hazro, Hani'nin bir çok köyünde 'sokağa çıkma yasakları' var. 10 gündür insanlar evlerinden çıkamıyorlar. İftarlarını açamıyorlar. Aldığımız bilgilere göre, bütün varlıklara varan bir zulüm söz konusu. Birçok hayvan susuzluktan ve açlıktan telef oldu. İnsanların hayvanlarını otlatmalarına izin verilmiyor. Canlıların her türlüsüne karşı geliştirilen bir zülüm söz konusu. Böylesi bir zülüm İsrail bile Filistinlilere uygulamadı. Bu dünya tarihinde benzeri olmayan bir uygulamadır. Kürt düşmanlığı o kadar ayyuka çıktı ki Kürt halkına, ormanına, doğasına, kültürüne yönelik yok etme tahrip etme düzeyine çıktı. Bayramına doğru da bu zalime tutumlar yaygınlaşıyor. Biz bunu anlamlandırabiliyoruz.
Sistem kriz yaşıyor
Dış siyasette her geçen gün çöken bir AKP paradigması söz konusu. Bir çok noktada pul pul dökülen bir rejim ile karşı karşıyayız. Türkiye anayasası yamalı bohçaya dönüştü. Kedinin fare ile oynadığı gibi AKP yasalarla rejimin kendisi ile oynuyor. Çünkü bir tıkanma yaşanıyor, günü birlik ve pespaye müdahalelerle AKP kendisinin ve rejimin ömrünü uzatmaya dönük müdahaleler yapıyor.
Direniş bayramı
İçte ve dışta yaşadığı bütün çark etmelerin, çöküşün öfkesini Kürt halkına rücu eden bir yaklaşım var. Saldırının bu düzeyde olması kapsamlı olması beraberinde Kürt toplumunda da tarihte örneği çok az olan bir direnişi ortaya çıkardı. Zalimler bu bayram arifesinde tarihte olduğu gibi kaybedecekler. Mazlumlar mutlaka kazanacak. Bunun yegane yolu da halkımızın birliğini beraberliğini büyütmesiyle mümkün olacaktır. Bayram vesilesiyle bütün örgütlü yapısıyla halkımız dayanışmayı birliği beraberliği büyüterek bu saldırıları püskürterek aşabilir. Halkımız bu bayramı bir direniş havası ve ruhuyla karşılamalı ve böyle anlamlandırmalıdır."
(kk/pu)