DİHA - Dicle Haber Ajansı

Politika

'Gazze'ye abluka tescillendi'

 
27 Haziran
15:51 2016

İSTANBUL (DİHA) - İsrail ve Türkiye arasındaki "normalleşme" anlaşmasının Filistin direnişinin kazanımlarını ortadan kaldıran bir anlaşma olduğunu belirten İsrail'e Karşı Boykot Girişimi üyesi Selim Sezer, anlaşmanın ve İsrail Başbakanı Netenyahu'nun "Deniz ablukası sürecek" açıklamasının ise ablukanın tescillenmesi anlamına geldiğini söyledi.

Türkiye'nin dış politikada gittikçe yalnızlaştığı ve ekonomik olarak zorlandığı dönemde İsrail'le varılan anlaşmanın detayları Başbakan Binalı Yıldırım tarafından açıklandı. TOKİ'nin Gazze'de konut projesinin yanı sıra İsrail'in Mavi Marmara saldırısında yaşamını yitirenlerin ailelerin 20 milyon Dolar tazminat ödemesi yer alan anlaşmayla İsrail'le ilişkilerin normalleşmiş olacağını savunulurken, detaylar anlaşmanın hangi temel üzerine inşa edildiğini de gösteriyor. İsrail Başbakanı Netanyahu'nun "Filistin'e denizden abluka devam edecek" açıklaması, iktidar yanlısı medyanın ablukanın kalkacağı yönündeki iddialarını yalanlarken, İsrail doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaştırılması da anlaşmanın ekonomik temeller üzerinden şekillendiğinin göstergesi. Zaten anlaşmadan sonra İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'dan gelen ilk açıklamada, "Anlaşma İsrail ekonomisi üzerinde de muazzam etkiler bırakacak. 'Muazzam' ifadesini özellikle kullandım" dedi.

'Filistin direnişinin kazanımlarını ortadan kaldıran bir anlaşma'

Konuya ilişkin konuşan İsrail'e Karşı Boykot Girişimi üyesi Selim Sezer, anlaşmayı "Filistin direnişinin bazı kazanımlarını ortadan kaldıran, bazı taleplerini ise gündemden çıkaran ve sonuç olarak İsrail'in gayri hukuki politikalarına meşruluk kazandıran türden bir anlaşmadır. Bu yüzden her yönüyle sorunludur, tümüyle kabul edilemez türdendir" diye yorumladı.

'Ablukanın tescillenmesi anlamına geliyor'

2013 yılında ABD başkanı Obama'nın zorlamasıyla İsrail Başbakan'ı Netanyahu'nun Mavi Marmara meselesi sebebiyle "özür" dilemesini "Normalleşme" sürecinin başlangıcı olarak değerlendiren Sezer, "Mavi Marmara davalarının düşürüleceği düşünüldüğünde bu her şeyden önce aileler bakımından kabul edilebilir bir şey değil. Ambargoya gelince, bu noktada 'ambargo' ile 'abluka' arasında bir ayrım yapmak gerekir. Anlaşmayla birlikte Aşdod Limanı üzerinden Gazze'ye ürün girişinin yapılacak olması ambargoda bir hafifleme yaratsa da bu durum esas sorun olan ablukanın kaldırılmaması, hatta resmi olarak tescil edilmesi anlamına geliyor. Dolayısıyla öne sürülen 'kırmızıçizgi' şartlarının tam olarak yerine getirildiğini söylemek mümkün değildir" diye konuştu.

'6 yıl boyunca ticaret hacmi sürekli arttı'

Türkiye ile İsrail arasında "normalleşme" süreci öncesinde artan ticari ilişkilere değinen Sezer, "İsrail'le olan ilişkilerin hiçbir zaman çok da fazla kesintiye uğramadığı düşünüldüğünde, bunun bir normalleşme olduğunu söylemek doğru olmayabilir. İkili ticaret hacmi geride bıraktığımız altı yıl boyunca sürekli arttı ve yıllık 6 milyar dolar seviyesine geldi. Büyükelçiler geri çağrılmış olsa da diplomatik ilişkiler kesilmedi, maslahatgüzar düzeyinde devam etti. Ortak anlaşmalar iptal edilmedi, yalnızca askıya alındı. Dolayısıyla Türkiye-İsrail ilişkilerindeki bozulma zaten sınırlı düzeydeydi. Şimdi ise eski işbirliği düzeyine geri dönülmesi anlamında bir 'normalleşme' olduğunu söyleyebiliriz. Ancak sanki ilişkiler kesilmiş de şimdi yeniden kuruluyormuş gibi bir tanımlama yapmak doğru olmaz" diye konuştu.

'Filistinlilerden ciddi tepkiler gelecek'

"Normalleşme süreci İsrail ve Türkiye'nin çıkarlarını mı, yoksa Filistinlilerin çıkarlarını mı gözetiyor?" sorusuna ise Sezer, "Daha önce Erdoğan'ın kullandığı bir ifade vardı: 'Bu anlaşma Türkiye'nin, İsrail'in ve Filistinlilerin çıkarına olacaktır'. Bir şeyin aynı anda hem İsrail'in hem de Filistinlilerin çıkarına olması kategorik olarak imkansızdır. Ben önümüzdeki günlerde Filistinlilerin içinden ciddi tepkiler geleceğine inanıyorum. Hatta bu şimdiden başladı; Hamas yetkililerinden Usame Hamdan ve Halid Kaddumi anlaşmaya tepki gösterdi, onaylamadıklarını ifade etti. Hamas içinden bile bu tür tepkiler gelmeye başladıysa, Filistin siyasetinin öteki renklerinden, özellikle de sol direniş gruplarından elbette ciddi tepkiler gelecektir" şeklinde cevap verdi.

'Netenyahu gerçeği açık söyledi'

Binali Yıldırım ile İsrail Başbakanı Netanyahu eşzamanlı yaptığı açıklamalar sırasında İsrail Başbakanı Netanyahu, "İsrail'in Gazze'ye yönelik deniz ablukası Türkiye ile anlaşma sonrası da devam edecek" şeklindeki açıklamasının ise gerçeği yansıttığını söyledi. Sezer, "Şu aralar son derece sevinçli olan Netanyahu, iktidar yanlısı basının kelime oyunlarıyla örtmeye çalıştığı bir gerçeği açık açık söylemiş. Gazze ablukasının en önemli ayaklarından biri deniz ablukasıdır. Balık avlamaya çıktığını zaman bile deniz komandoları tarafından vurulmanız muhtemel ve sıklıkla rastlanan bir durumdur. Ayrıca bu açıklamayla birlikte, bir ara zikredildiği üzere Gazze açıklarına yapay bir ada ve üzerine bir liman kurulması fikrinin de rafa kalktığı anlaşılıyor. Önümüzdeki dönemde de Gazze'nin dünyaya açılan bir nefes borusu olmayacak" sözleri ile yorumladı.

(yk/çk/rp)



Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR