Clooney Êzidî kadınların avukatlığını üstlenecek

AMED (DİHA) - Bosna Hersek'te Birleşmiş Milletler'in kadın departmanı (UN Woman) ve BM'nin İnsan Hakları Komiserliği'nin toplantısına katılan KJA aktivisti Avukat Reyhan Yalçındağ, BM Kadın Departmanı'yla bir grup oluşturduklarını belirtti. Toplantıya katılan insan hakları savunucusu ünlü avukat Amal Clooney'in, Êzidîlere yönelik suçların araştırılması için Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne başvuracağını dile getiren Yalçındağ, Clooney'in gönüllü olarak Êzidî kadınların avukatlığını üstlendiğini de aktardı.
Kongreya Jinên Azad (KJA) aktivisti Avukat Reyhan Yalçındağ, 9-10 Haziran'da Bosna Hersek'te Birleşmiş Milletlerin kadın departmanı (UN Woman) ve BM'nin İnsan Hakları Komiserliği'nin davetine katıldı. Ukrayna, Kosova, Hırvatistan, Hindistan gibi ülkelerden savaşın kadına dönük yüzüne tanıklık eden kadınların katıldığı toplantıya WikiLeaks davasıyla bilinen Julian Assange'ın avukatlığını yapmasıyla tanınan ABD'li aktör George Clooney'in eşi Amal Clooney de hazır bulundu. Kadınlar savaşlarda yaşadıklarını anlatarak, ortak mücadele mesajları verdi. Bu toplantı sonrası Amed'e dönen Yalçındağ, toplantının içeriğine dönük değerlendirmelerde bulundu. Yalçındağ, insanlık dışı tarihlerin anı anına bütün detaylarıyla kaydedilmesi gerektiği yönünde sorumluluklarının olduğunu belirtti. Bu nedenle tüm yaşananları belgelere ve yazılara dökmekle çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Yalçındağ, Êzidî kadınların yaşadıklarının belgelere dökülmesinin Kuzey Kürdistan sahasında tamamlandığını, Güney Kürdistan'da bulunan kamplarda ise buna dönük çalışmalarını sürdürdüklerini hatırlattı.
'Yeni bir kavramda ortaklaştık'
Dünyanın birçok yerinden gelen kadınların anlatımları sonucu, bütün savaşlarda cinsiyetçi bir yönelim olduğunu ve ortak olarak kadınların ilk hedeflendiğini bir kez daha gördüklerine dikkat çeken Yalçındağ, "Toplantıda mağduriyetlerden ziyade gelecekle ilgili neler yapılabilir üzerinde durduk. Yargılama, mahkeme, tazmin ve survivor konularını genişlettik. Mağdur ve kurtulan kelimesi yerine de survivor kelimesini kullandık" dedi. Yalçındağ, "Savaştan sonra ayakta, hayatta kalabilen" cümlesinin karşılığı olarak toplantıda "survivor" kelimesinin kullanılmasının kararlaştırıldığını belirtti.
'BM'nin daha etkin bir mekanizması olmalı'
Toplantıda yer alan BM yetkililerinin Ortadoğu ve Türkiye'de yaşananları yerinde inceleme gibi şanslarının olmadığından birebir yaşananların detaylarına sahip olmadıklarını belirten Yalçındağ, "BM'nin bizzat girmediği alanlardır buralar. Kürt gençlerin öncülüğünde halka ulaşma, onlara yardımcı olma ve alıkonulanları kurtarma durumu var. Bu anlamda BM'nin eleştirilecek çok yönü var" dedi. BM'nin 2'nci Dünya Savaşı'ndan sonra bir daha kıyımların ve tahribatların yaşanmaması ve yaşatma durumunda olan egemenlik araçlarına, devletlere dönük mücadele etmesinin gereklerini yerine getirmek zorunda olduğunu hatırlatan Yalçındağ, ancak BM'nin Cizîr, Sûr, Nisêbîn, Silopiya süreçlerinde BM'nin gelmediğini belirterek, BM'nin daha etkin bir mekanizmasının olmak zorunda olduğunu ifade etti.
'Ceza mahkemeleri rejimin değişmesine bağlı'
Geçmişte ağır savaş ve katliamları yaşandığı Yugoslavya ve Kosova gibi ülkelerdeki kadınların Kürdistan ve Ortadoğu'daki kadınlardan daha şanslı olduğunun altını çizen Yalçındağ, "Bu ülkelerde kadınlara vahşeti yaşatan rejimler yıkıldı. Rejimler değişip, iç savaşlar sona erip ceza mahkemeleri kurulmuş. Burada kadınlara yaşatılanlar yargılandı. Kürdistan ve Türkiye'de ise ceza mahkemelerinin kurulması rejimlerin değişmesine ve demokratikleşmesine bağlı" dedi.
'Meselemiz dayanışma değil ortak mücadele'
DAİŞ'in bir tezahürünün hükümetin yaptıkları olduğuna işaret eden Yalçındağ, toplantıda kadınların yaşadıklarından tüm dünya kadınlarının sorumlu olduğunu, kadınlara ve BM'ye hatırlattıklarını ifade etti. BM Kadın Departmanı'yla bir grup oluşturduklarını belirten Yalçındağ, "Bizim meselemiz ortak mücadele sorumluluğunu hatırlatmak. Bu suçların kavuşturucu olma meselesinde kadınların öncülüğü bırakmaması. Bu bileşen, kararlılıkla daha çok ortak çalışma kararı aldı" dedi.
'BM sorumluluklarının bilincine varıp ona göre hareket etmeli'
BM'ye hazırladıkları raporları, yürüttükleri çalışmaların sonuç bildirgeleri, tanıklıkların beyanlarını bir bütünen sunduklarını ifade eden Yalçındağ, BM'de sorumluluklarının bilincinde olup ona göre davranmaları gerektiği uyarısında bulundu. Kadına dönük savaş suçlarının araştırılması Kongo, Ruanda'dan ibaret olmadığını anlatan Yalçındağ, bu güne kadar Balkanlar, Avrupa gibi yerlerin gündeme alındığını söyledi. BM'nin bu güne kadar Ortadoğu'da yaşanan sorunlara yerinde incelemeler yapma konusunda çok eksikliklerinin olduğunu kabul ettiğini, bundan sonraki süreçte Şengal'e ve Êzidilere dönük saldırıların yaşandığı alanlarda birebir incelemelerde bulunacakları kararı aldığını dile getiren Yalçındağ, Êzidî kadınların yaşadıklarını uluslararası güçlerin gündeminden düşürmemek için bu çalışmaların da büyük bir önem arz ettiğini söyledi.
'BM'yi Şengal'e davet ettik'
Geç de olsa bundan sonra BM'nin üzerine düşen sorumluluklarının yerine getirmesi gerektiğinin altını çizen Yalçındağ, Cizîr'de (Cizre) insanların yakılarak öldürülmesinin bugün nasıl BM'nin en yüksek temsilciliği tarafından dillendiriliyorsa, buna da sıra geleceğini söyledi. Yalçındağ, "Kadın örgütleri olarak savaşın yaşandığı her yer ölümdür, katliamdır ve kadına dönük şiddetinde fazla olduğu yerdir. BM'yi Êzidî kamplarına, Güney Kürdistan'a, Şengal'e davet ettik. Yüz binlerce insan hala zor koşullarda kamplarda yaşamlarını sürdürüyor. Şengal'ın kurtulması hamlesinde bile Kürt halkının öz gücüyle ancak bir şeyler yapılıyor" diye konuştu.
'Clooney Êzidî kadınların avukatlığını yapacak'
Avukat Amal Clooney'nin daha önceki aylarda da Êzidî kadınlarla ilgilendiğini, onların durumlarına ilişkin söylemlerde ve paylaşımlarda bulunduklarını söyleyen Yalçındağ, yine Angelina Jolie, İranlı Nobel Barış Ödülü sahibi Şirin Abadi ve birçok kadının desteklerinin olduğunu söyledi. Bu gibi isimlerin destek sunduğunda etkili olunduğunu ifade eden Yalçındağ, bir kadın olarak bu sorumluluğu almanın çok değerli olduğuna vurgu yaptı. Yalçındağ, "Clooney tanınmış bir hukukçudur. Êzidî kadınlara dönük yapılan soykırım suçu, cinsel şiddette alakalı olarak 'Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde gönüllü olarak Êzidi kadınların avukatlığını yapmak istiyorum' dedi. Kendisiyle bir görüşmemiz olacak. Kendisi de destek konusunda çok istekli. Dünya kadınları olarak bunu ortak bir sese çevirmek istiyoruz. Bunu yapanlar hesap versin diye tüm bu çabalar içindeyiz. Sur, Cizîr, Nisêbin, Gever'de yaşananların, Balkanlarda, Kosova'da, Ukrayna'da, Şengal'de, Bosna Hersek'te yaşanandan hiçbir fark yoktur" diye konuştu.
'Bu haftayı kadınlara adadık'
Son olarak 20 Haziran Dünya Mülteci Hakları Mücadele ve Mültecilerle Dayanışma Haftası olduğunu hatırlatan Yalçındağ, bu nedenle Muğla Bodrum açıklarında boğularak yaşamını yitiren Kobanêli Alan Kurdî ve tüm mültecileri andı. Platform olarak 20 Haziran'da hala DAİŞ'in elinde esir bulunan Êzidi kadınlara ve tüm kadınlara adadıklarını dile getiren Yalçındağ, bu hafta dayanışma örneği olarak alanlarda olacaklarını sözlerine ekledi.
(ao-şo/fç/avt)