İnsanlarda karnını doyuracak 'Hal' kalmadı
ANKARA (DİHA) – Türkiye'deki savaş koşullarında zengin ile yoksul arasındaki makas gittikçe açılıyor. Ramazan'ın ilk haftası geride kalmasına rağmen yoksulların Ankara'daki vazgeçilmezi olan Ulus Hal Pazarı'nda alışveriş yapanlar da esnaf da durumdan şikayetçi. Kimi esnaf siftah yapmadan işyerini kapattığını ifade ederken, pazara gelenler ise, "Biz bu Ramazan ayında nasıl ibadet edeceğimizi, iftar saatini değil, akşam soframıza ne koyacağımızı düşünüyoruz" dedi.
Ramazan ayı ile birlikte iş başındaki hükümet, Türkiye'de ekonomik olarak toz pembe bir tablo çizmesine rağmen yoksullar zor koşullarda ibadetlerini gerçekleştirebiliyor. Türkiye’de asgari ücretin düşüklüğü, yaşanan ekonomik kriz ve temel gıda fiyatlarındaki artış oruç tutanları da zorluyor. Ramazan'ın ilk haftası geride kalmasına rağmen esnaf yapılan Ramazan alışverişinden memnun değil. Oruç tutan insanlar ise, iftar saati beklemek yerine iftar ve sahurda ne tüketeceklerini düşünüyor.
'Bazen bir çorba ve patatesle iftarı açıyoruz'
Her yıl Ramazan'ın yoksullar için vazgeçilmezi olan ve alış verişin canlandığı Ulus Pazar Hal'inde bu yıl hareketlilik yok. Çoğu esnaf ramazana rağmen siftah yapmadan işyerini kapattığını savunurken, asgari ücretle çalışan Şaban Akbaş, geçimin çok zor olduğunu belirterek, “Ben de pazardaki balıkçıda asgari ücretle çalışıyorum. Ancak baktığımda fiyatlar çok yüksek. Asgari ücretle 5 kişilik bir aileye bakıyorum. İftarı çorba-patates ve salatayla açıyoruz. Savurda da ne olursa onu yiyoruz. Bazen de bir çorba-tavuk yemeği yiyebiliyoruz” dedi.
'Oruç ayında bir kez daha düşünüyoruz'
Maddi durumu iyi olan kişilerin her şeyi yiyebileceğini ifade eden Akbaş, “Biz iki üç çeşidi zor buluyoruz. Evde yemekten sonra hiç tatlı yediğimizi hatırlamıyorum. Zengin olan için bu sorun değil. On çeşit de yese bunun hesabını yapmaz. Bir de asgari ücretle çalışan ve borçlu olan insanlar var. Onları düşünmek bile istemiyorum. Ramazanda bizim için bir değişiklik olmadı. Gıda, sebze ve meyve fiyatları daha da yükseldi. Oruç ayında daha çok sofraya ne koyacağımızı düşünerek yaşamak zorunda kaldık” diye konuştu.
'Daha etli yemek yapmadım'
Oruç ayında da iki çeşit yemekle iftarı açtıklarını ifade eden Hülya Balcı isimli yurttaş ise, “Millet on çeşitle açıyor. Bize de şükretmek düşüyor. Meyve ve sebze fiyatları normal alabiliyoruz. Et fiyatları çok yüksek. Düşünün insanlar oruç ayında da et yiyemiyorsa daha ne zaman yiyebilir ki. İftar da daha etli yemek yapamadım. İnsan daha güzel yemekler yapmak ister. Ancak imkanlar olmayınca sadece düşünüyoruz” diye konuştu.
'Savur da kalan yemekleri yiyoruz'
İsmini vermek istemeyen başka bir kadın ise, iftar yemeğine ne hazırlayacaklarını kara kara düşündüklerini belirterek, “Erkekler oruç olsa da olmasa da evde ne hazırlanacağına ilişkin bir telaş içine girmez. Ben pazara gelmeden önce bi düşünüyorum. Ne yapabilirim diye. Bir oğlum okuyor. Eşim emekli, genelde iftara üç çeşit yemek hazırlıyorum. Savur da ise kalan yemekleri yiyoruz” diye konuştu.
Esnaf Ramazanda beklediği satışı yapamadı
Ulus Tarihi Hal pazarında esnaf olarak çalışan Mehmet Özdemir de, oruç ayında olmalarına rağmen satışlarında bir artışın yaşamadığını ifade ederek, “Eskiden oruç ayı olduğu zaman buraya iğne atsan yere değmezdi. Şimdi oruç ayının 8’inci günündeyiz, ama satışlarımızda bir artış yaşanmadı. Oruç ayı olmasına rağmen fiyatlarda bir yükselme de olmadı. Oruç ayının ilk 3 günü bir yoğunluk yaşandı, sonra normale döndü. Zaten Ankara’daki patlamalardan sonra satışlarımız çok azaldı. Oruç ayı da bizi kurtarmadı" diye konuştu.
Asıl ekonomi patladı!
Özellikle yaşanan savaşın kendilerini çok etkilediğine dikkat çeken ve Türkiye'nin herhangi bir yerinde yaşanan bir olayın bile kendilerine yansıdığını dile getiren Özdemir, "İstanbul’da patlama oldu, buradaki insanlar pazara gelmemeye başladı. Bomba nerede patlarsa patlasın Türkiye’nin her yerini etkiliyor” şeklinde konuşarak Ramazan ayının beklentilerini karşılamadığını ifade etti.
'Bizler her zaman sıfırı yaşıyoruz'
Yine alışverişe gelenlerden İlhami Aslan, kendileri için Ramazan ayında hiçbir değişikliğin yaşanmadığını söyleyerek, “Bizler her zaman sıfırı yaşıyoruz. Aldığımız parayı borca ve karnımızı doyurmaya harcıyoruz, elimizde bir şey kalmıyor. Sonra düşünmeye başlıyoruz. Keşke hep çocuk kalsaydım. En azında hanım evde bir şey yapabilmiş mi diye düşünmezdim. Birileri milyonları götürüyor. Bize de şükredin diyor. Oruç ayında bile eve bir kg kırmızı et alamıyorum” diye konuştu.
(fg/kk)