DİHA - Dicle Haber Ajansı

Kadın

Şimşek: İstanbul ve CEDAW sözleşmeleri ihlal ediliyor

 
9 Haziran
09:28 2016

ANKARA (DİHA) - Boşanma Komisyonu Raporu'nu hukuki açıdan değerlendiren ÖHD Kadın Komisyonu üyesi Ceren Şimşek, İstanbul ve CEDAW sözleşmelerinin ihlal edildiğini belirterek, "Kadına karşı şiddet yüzde bin 400 artmışken, sadece boşanmanın yüzde 1.7 arttığı bir ortamda, boşanmanın nasıl engelleneceğinin konuşulması aslında kadına değer verilmediğinin bir göstergesi"dedi.

Kadınların büyük tepki gösterdiği TBMM Boşanma Komisyonu Raporu'nu hukuki açıdan değerlendiren Özgür Hukukçular Derneği (ÖHD) Kadın Komisyonu üyesi Ceren Şimşek, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi'ne (CEDAW) aykırı davrandığını belirterek, raporun kadını toplumsal hayattan çıkartmaya yönelik olduğunu söyledi.

'Sözleşmeden bu yana 500'e yakın kadın katledildi'

Kadın erkek eşitsizliğini savunan iktidarın bu konudaki tartışmaları gündemde tutarak kadına yönelik şiddeti de canlı tuttuğuna işaret eden Şimşek, kadın ölümlerinin artışına da dikkat çekerek, "Türkiye'de 1 Ağustos 2014'te imzaladığı İstanbul Sözleşmesi ile sanki kadına yönelik şiddet ile mücadele ediyor gibi yapıp da aslında mücadele etmeyen bir iktidar var. Çünkü bu sözleşme imzaladığından beri 496 kadın katledildi. Aslında bir önleme projesi bu sözleşme ama kadın ölümleri önlenmediği gibi de daha da artıyor" dedi.

'İktidar boşanmaları sorun olarak görüyor'

TBMM Boşanma Komisyonu'nun hazırladığı raporun gerekçelerinden birinin de boşanmaların önüne geçmek olduğunu belirten Şimşek, "Kadına karşı şiddet yüzde bin 400 artmışken, sadece boşanma yüzde 1.7 arttığı bir ortamda, boşanmanın nasıl engelleneceğinin konuşulması aslında kadına değer verilmediğinin bir göstergesi" diye konuştu.

'Kadını eve ve aileye bağımlı hale getiriyorlar'

Kadının, tamamen yok sayıldığı ve birey olarak görülmediği bir ortamla karşı karşıya olduğunu ve kadına sadece çocuklarıyla ilgilenmesi gereken bir rolün biçildiğini belirten Şimşek, "Rapor, kadını kamusal alandan uzaklaştırma, kadını kendi hayatı hakkında karar verme mekanizmasına sahip olma noktasında uzaklaştırıp tamamen erkeğe, eve ve aileye bağımlı hale getiriliyor. Zaten AKP birkaç yıldır politikasını da açık bir şekilde bu yönde ilerletiyor" ifadesinde bulundu.

'Eski ceza yasasına dönüyoruz'

Boşanma Komisyonu raporunda yer alan "istismara uğrayanın istismarcısıyla evlendirilmesi" ve "ilahiyat mezunlarının aile hekimliği" gibi yerlerde konumlandırılması gibi önerileri değerlendiren Şimşek, "Çocuğun istismarcısıyla evlendirilmesi bir nevi eski Türk ceza kanununa geri dönüş demek aslında. Çocuk istismarcısı ile evlendirilecek, eğer evlilik 5 yıl başarılı devam ederse, istismarcı denetimli serbestlikle faydalanacak ve ceza almayacak. Bu aslında bir nevi fiili evlilik olmasa bile imam nikâhı ile yapılacak evliliklerin önünü açıyor" dedi.

'Hukuki olmayan birçok şey yapılıyor'

Raporda, aile terapileri ve psikolojik desteğin İlahiyat mezunları tarafından yapılmasının önerilmesini de İstanbul ve CEDAW sözleşmelerine aykırı bulan Şimşek, "İstanbul Sözleşmesinde aileye psikolojik desteğin kim tarafından verildiği beli. İstanbul sözleşmelerinde geçen bu maddeler kanun hükmünde. İç hukukta eğer Uluslar arası sözleşmelerde birbirine karşı karşıya gelirse uluslar arası sözleşmeler uygulanmak zorunda. Bu yüzden bunlara aykırı işlem yapılamaz aslında ama tabi mevcut durumda hukuki olmayan birçok şey yapılıyor" ifadesinde bulundu.

'Kadın evliliğe mecbur kılınıyor'

Raporda bir başka dikkat çekici maddelerden birinin de kadının boşandıktan sonra hakkı olan nafakanın evlilik süresiyle kısıtlanması olduğunu belirten Şimşek, "5 yâda 10 yıl kadar kısa bir süreden bahsediliyor. Kadının evlendikten sonra nafaka alamaması böyle bir haktan da men edilmesi demek kadını ekonomik sıkıntılar sebebiyle evliliğe mahkûm etmek demek. Yani erkeğe bağımlı bir hale getirmek demek" dedi.

'Gizlilik kararıyla kadın yalnızlaştırılacak'

Raporda "Aile mahremiyeti" adı altında duruşmaların gizli görüleceğine dikkat çeken Şimşek, "Bu da kadının aile içinde yaşadığı vahşetin duyurulmasına, toplumsal olarak bir duyarlılık oluşmasına engel olacak" uyarısında bulundu. Bu durumun kadınlar aleyhine karar verilmesini de beraberinde getireceği belirten Şimşek, bununla kadının yalnızlaştırılacağını ve kadının bu yüzden yargılama süreçlerine dahil olmaktan imtina edeceğini söyledi.

'Kadın mesai saatlerinde koruma tedbiri için kolluk kuvvetlere başvuramayacak'

"Kadının kolluk kuvvetlerinin mesai saatleri içerisinde başvurmaması" yönündeki öneriyi de eleştiren Şimşek, "Kadın mesai saatlerinde koruma tedbiri için kolluk kuvvetlere başvuramayacak. Çünkü kolluk çok kalabalık ve yoğun olduğu için kolluğa başvurmaması gerektiğini belirtiliyor raporda. Buda 6284 sayılı kanunda gecikmenin sakıncalı olduğu hallerin kısıtlanmasına sebep oluyor. Çünkü biran önce kadının gidip koruma talep etmesi gerekirken, kolluğa mesai saatleri dışında gel demek onun aslında o tehlikeye kurban gitmesi demektir" dedi.

Şimşek sözlerini şöyle sürdürdü: "Birde koruma tedbiri verilirken, herhangi bir delil ya da belge gerek duyulmuyor şuan da 6284 sayılı kanuna göre ancak, bu raporda şunu söylüyor. Kadınlar koruma tedbir talebinde bulunurken, belge ve delil olmaksızın en fazla 15 gün süreli koruma talep edilebilir. Daha uzun süreli koruma istediklerinde de belge ve delil göstermek zorunda kalıyorlar. Tehdit ve hakaret gibi durumların ise ispatı genelde çok zor ve belgeye dayanmaksızın gelişecek durumlar. Bu yüzden bu madde de koruma talebinin anlamını kısıtlıyor."

AKP'nin genel yaklaşımlarına ilişkin de eleştirilerde bulunan Şimşek, siyasetçilerin sorumluluğuna ilişkin de şunları söyledi:

"Gerek yayınlanan rapor olsun Recep Tayyip Erdoğan'ın söylemleri olsun bunların hepsi sadece kadını birey olmaktan çıkartarak toplumdan atmaya çalışan beyanlardır. Tüm bu sürece kadar yapılanlar söylenen söylemler ve politikalar dikkate alındığında zaman görülecek ki faşizm de kadın üzerinden yürütülüyor. Ancak biz kadınlar hükümetin yaptırımlarına karşı kadınlar nasıl mücadele ettiyse, bundan sonra da kazandığı hakları elinden almak isteyenlerle mücadele edeceğiz."

(sdt/kk/ns)





Paylaş

EN ÇOK OKUNANLAR