O bir cesaret abidesiydi
ŞIRNEX (DİHA) - Silopiya'da ilçe girişinde katledilen YPS-JIN üyesi Ayten Tanrıverdi, çocuk yaşta başladığı mücadele ile hatırlanıyor. Cesaretiyle tanınan kızını anlatan annesi Fatma Tanrıverdi, mücadeleyi daha da büyütme sözü veriyor.
Şırnex'in (Şırnak) Silopiya (Silopi) ilçesine bağlı Xezaye köyü yakınlarında 24 Mayıs'ta bir araç içerisinde polisler tarafından katledilen 2 YPS'liden biri olan Ayten Tanrıverdi (Sozdar Xînreş) çocuk yaştan itibaren sahip olduğu cesaretiyle tanınıyor. 16 yaşındayken halkının mücadelesine gönül veren Tanrıverdi, yönünü dağlar çevirir ve ardından DAİŞ çetelerinin Şengal'e yönelik saldırıları döneminde Ezidî kadınlarla birlikte DAİŞ'e karşı mücadele yürütür.
Barış annelerinin mücadelesiyle yükselen bir direniş
YPS-JIN üyesi Tanrıverdi, Barış Anneleri'nden olan annesi Fatma Tanrıverdi'nin yürüttüğü mücadeleye tanıklık ederek büyür. Çocuk olmasına rağmen çalışmalardan geri durmayan Tanrıverdi, annesine tüm kadınların özgürlüğü için mücadele ettiğini anlatır. Tanrıverdi, akrabaları tarafından da "Cesaretiyle erkekleri kıskandıran kadın" olarak tanınır.
'Önderlik Kürt kadınına inanarak savaşmayı öğretti'
2014 Ağustos ayında DAİŞ çetesinin Ezidî halkının kutsal toprağı olan Şengal'i işgal etmesiyle "Şengal'i özgürleştirme" hamlesine katılan Tanrıverdi, o süreçte bir gazeteciye verdiği röportajda "Önderlik özgürleşirse, tüm Kürdistan halkı özgürleşecek. Şengal halkı ve kadınları için buradayım, çünkü Kürt kadınına geleceği için inanarak savaşmayı Önderlik öğretti" der.
'Ayten benim en iyi yoldaşımdı'
"Ayten benim en iyi yoldaşımdı" sözleriyle kızını anlatan anne Fatma Tanrıverdi, kızının en büyük özelliğinin haksızlığın karşısı cesaretle duruşu olduğunu söyledi. Anne Tanrıverdi, kızını, "Nerede yanlış giden bir şey varsa o gider yanlışın karşısında durur ki herkese onu bu cesaretli davranışlarıyla tanıdı. Onun tek işi hedefi özgürlük için çalışmaktı. Bir anne olarak onu hep kendimden uzak tutmaya çalışırdım, ama Ayten ısrarla gittiğim taziyelere, basın açıklamalarına gelirdi. Onu uzak tutamazdım, çünkü inandığı şeylerin peşinden giden bir insandı. Karşılaştığımız tüm zorluklarda dağ kadar büyük yüreğiyle benim elimden tutar bana cesaret verirdi " sözleriyle anlatıyor.
'Girdiği her işi başarıyla bitirdi'
Kızının asla yerinde duramayan bir kadın olduğunu belirten anne Tanrıverdi kızını şöyle anlatıyor: "Ona şart koştuğum tek bir şey vardı, o da geceleri eve gelmesiydi. Ben diğer çocuklarımı da böyle yetiştirmeye çalıştım ama Ayten hepsinin içinde bambaşkaydı. Oturmak ona göre bir iş değildi, evde 5 dakika oturamazdı. Hep bir telaşı varmış gibi yaşardı hayatı. Bazen akşamları eve gelince nasihat etmeye çalışırdım bu kadar çok çıkma derdim Ayten bana 'Daye kötü bir iş yapmıyorum ki ben onurlu bir yoldayım. Bütün kadınlar için senin için kuzenlerim kardeşlerim için çalışıyorum' diyerek beni ikna ederdi. Bazen erkeklerin yapamayacağı işlerin yüklerin altına girerdi, ben inanamazdım başaracağına ama başarıyla altından kalkardı.
'Onurlu bir barıştan başka hiçbir dileğim yok'
"Kavgacı bir kişilikti benim kızım inandığı bir düşünceyi kabul ettirmek için gerekirse günlerce kavga ederdi. Bazen dışarıda öğrendiği yeni bir şeyi hemen gelir kız kardeşlerini, kuzenlerini toplar bahçeye onlara anlatırdı. Ayten bunları yaptığı zaman ben uzaktan izler, sanki karşımda bir çocuğu değil de büyümüş bir kadını görürdüm. İçten içe gurur duyardım onunla."
Kızının mücadelesini büyütme sözü veren anne Tanrıverdi, yaşamının son anına kadar barış mücadelesi yürüteceğini söylüyor.
(ekip/dm/ns)

