Ekoloji konferansının sonuç bildirgesi açıklandı
WAN(DİHA) - Mezopotamya Ekoloji Hareketi'nin, "Enerjimizi, suyumuzu, toprağımızı komünleştirelim. Ekolojik toplumu inşa edelim" şiarıyla Wan'da gerçekleştirdiği 1'inci Genel Konferansı'nın sonuç bildirgesi açıklandı.
Mezopotamya Ekoloji Hareketi'nin, "Enerjimizi, suyumuzu, toprağımızı komünleştirelim. Ekolojik toplumu inşa edelim" şiarıyla Wan'da gerçekleştirdiği 1'inci Genel Konferansı'nın sonuç bildirgesi açıklandı. GAYA Dergisi, Nükleer Karşıtı Platform, Yeşil Gazete, Yeşiller ve Sol Partisi, Su hakkı Kampanyası, Kuzey Ormanları Savunması, Dersim Pulur (Ovacık) Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu, Karadeniz İsyandadır Platformu ile Kürdistan illerinden gelen 170 delegenin katılımıyla gerçekleştirilen konferansın sonuç bildirgesinde, kent-sınıf-devlet üçlüsünün etrafında örülen iktidar-sermaye birikiminin, on milyonlarca insanı yığdığı kentlerin doğaya her türlü yıkımı dayatmaya devam ettiği vurgulandı. Hava, su, toprak kirliliğinin bin bir türlü kirliliğin kaynağına dönüştürüldüğüne dikkat çekilen bildirgede, "Kentsel dönüşüm projeleri ile dağıtılan toplumsallık, işsizlik, yoksulluk, genetiğiyle oynanmış gıdalarla suni beslenme, yönsüz gençlik, özel araçların yarattığı kaos ve aynı şekilde, kültürel, tarihsel ve toplumsal yıkım politikaları ile, GAP, Hasankeyf, Zeugma, Yeşil Yol, Cerattepe, Munzur, Kanal İstanbul ve 3. Köprü gibi dev yıkım projeleri ile var olan ormanlık alanlarının imara açılması, su varlıklarını ticarileştirme, toprakların metalaştırılması, fosil yakıt kullanımın teşvik edilmesi gibi doğadan ve toplumdan uzaklaştıran yıkım politikalarında ısrar devam etmektedir" denildi.
Kapitalizmin yarattığı sorunların sadece insanı değil çevreyi de büyük bir tehdit altına aldığı hatırlatılan bildirgede, "Ekolojik zincirin kopması ve yaşanan tahribatlar kıyamet diye tabir edilen sürecin yaşanmasının kendisidir. Bunda Kapitalist modernitenin sınırsız kar yapan endüstriyalizmin payı büyüktür. Bu durumda toplumsal felaketler çevre felaketlere, çevresel felaketler toplumsal felaketlere dönüşmektedir. Toplumun ve insanlığın bu gidişat da dur demesi ve ekolojik muhalefeti gelişmesi büyük bir önem arz etmektedir" ifadelerine yer verildi.
'Türkiye ve dünya kamuoyu sessiz kaldı'
AKP'nin Kürdistan'da yürüttüğü savaşın yarattığı ekolojik tahribata dikkat çekilen bildirgede, şöyle denildi: "Sur, Nusaybin, Hezex, Kerboran, Farqin, Şırnak, Gever, Silopi ve Cizre'de yüz binlerce insan yaşam alanlarından çıkarılmış, evlerinden mahallelerinden ve kentlerinden koparılmış, eğitim, sağlık ve beslenme gibi temel yaşam hakları ellerinden alınmış, bu kent ve ilçe merkezlerinde yüzlerce sivil insan öldürülmüş, bir çok ev yıkılarak yaşanmaz hale getirilmiştir. Yine bu yerleşimlerde halkın geçim kaynağı olan birçok hayvan telef edilmiş, halkın bağı bostanı tahrip edilmiştir. Bütün bu yaşam ve hak ihlallerine karşı Türkiye ve dünya kamuoyu tüm bu katliamlara sessiz kalmıştır."
'Ekolojinin tarihi de yazılmamıştır'
"Ortadoğu'da ekolojinin tarihi de kadının tarihi gibi yazılmamıştır" diye devam edilen bildirgede, "Nasıl özgür kadın için kadın tarihini bilmek gerekiyorsa, ekolojik toplum için de ekolojinin tarihini bilmek gerekir. Bu anlamda ekoloji akademileri açarak, tüm toplumsal alan ve akademi eğitimlerinde ekolojik bilinci vazgeçilmez bir boyut olarak programlara dahil etmek gereklidir" denildi. Bildirgenin devamında şu ifadelere yer verildi: "Önümüzdeki dönemde bölgemizde kapitalist modernitenin bize dayatarak yaşam için vazgeçilmez olan enerji, su, orman, kentleşme, tarım, teknoloji de yaşanan zihinsel, fiziksel ve ideolojik tahribatlara karşı Mezopotamya Ekoloji Hareketi politikaları belirlendi ve bu tahribatlara karşı mücadele etme kararları alındı. Kürdistan'da savaş ile yakılan yıkılan yerleşimlerde yaşanılan ekolojik tahribatları teşhir etme ve buna yönelik mücadele etme, Kürdistan'da enerji ve güvenlik politikaları sonucunda yok olmakla karşı karşıya kalan kültürel ve doğal alanlar için mücadelenin sürdürülmesi kararı alındı."
(rk/sd)
