Savaş Bağin kaplıcalarını da vurdu
MÜJDAT CAN
DERSİM (DİHA) - Turistlerin ilgi odağında olan Bağin kaplıcaları, Kürdistan'da başlatılan savaş nedeniyle ilgi görmüyor. Mağdur olduklarını dile getiren işletme sahipleri, bölgede bulunan askerlerin meşe ağaçlarını kesildiğini ve bunundan dolayı dağ keçilerinin dahi bölgeye gelmediğini anlattı.
Dersim'in Mazgert (Mazgirt) ilçesi ile Xarpet'in (Elazığ) Dep (Karakoçan) ilçesi arasındaki Bağin köyünde bulunan ve şifalı suları ile yamacı boyunca beslenen dağ keçilerinin güzelliğiyle ziyaretçilerin akınına uğrayan Bağin kaplıcalarına AKP'nin Kürdistan'da başlattığı savaş nedeniyle turistler uğramaz oldu.
'Turistler haklı olarak gelmemekte'
Bağin'in Ermenice'de "Tanrının Evi" anlamına geldiğini belirten kaplıca işletmecisi Ergin Beğin, ülkede hükümet eliyle başlatılan savaş nedeniyle Avrupa'dan gelen turistlerin "güvensiz" diyerek bölgeye ziyarette bulunmadığını dile getirdi. Yöre halkının ziyaretleriyle geçimlerini sağlamanın zor olduğunu belirten Beğin, "Yöre halkı bir sefer, iki sefer gelir. Üçüncü sefer gelemez, belli bir bütçesi var. Bu tesisimizin geçimi Avrupa'dan gelen turistlere bağlı. O kadar olay var ben niye sorunlu yerlere gideyim sorunsuz yerlere giderim diyor doğal olarak" diyerek, savaş ile birlikte turistlerin haklı olarak gelmediğini söyledi.
'Hükümet eliyle olaylar çıktı'
Kaplıca tesisleri için son 3 yıl içerisinde yüksek miktarda yatırım yaptıklarını dile getiren Beğin, tesis için daha fazla yatırım yapmayı düşündüklerini fakat barış sürecinin bozulmasıyla birlikte bu yatırımlardan vazgeçtiklerini anlattı. Beğin, "Hükümet eliyle bu olaylar çıktı. İsterlerse iki gün içerisinde olayları durdurabilirler. Her şey çift taraflı barıştan yana olmalı. Bu barış süreci olmadığı zaman köylü kazanamıyor, esnaf kazanamıyor. Bu olaylar son bulmayana kadar Türkiye'de huzur zor gözüküyor" dedi.
'Bölge halkı olarak huzur istiyoruz'
İşletmeci Cevdet Gül ise işletmeyi 48 yıllığına kiraladıklarını ve 3 yıldır da inşaat işlerine büyük para harcadıklarını belirterek, savaşın kendilerini çok olumsuz etkilediğini vurguladı. Gül, "Barış süreci döneminde gayet iyiydi. İnsanlar rahat bir şekilde geliyorlardı. Talep çoktu. Sürecin bozulmasıyla millet gelemiyor. Gelen müşterilerimiz ise korkarak tedirginlik içinde geliyorlar" diyerek, Kürdistan halkı olarak artık huzur istediklerini söyledi.
'Barajlar yaşam alanlarını yok etti'
Barajın beslendiği Peri nehri üzerine kurulan Seyrantepete ve Tatar barajlarıyla birlikte kaplıcaların önünde suyun cansız akmaya başladığını söyleyen Gül, balıkların ve halkın bu barajlar yüzünden buradan göç etmeye başladığını dile getirdi. Gül, "Şuanda cansız bir şekilde su akıyor. Burada büyük turna balıkları vardı. Barajlarla birlikte kayboldular. Bu barajlarla insanlarda göç etmek zorunda kaldı. Evini yurdunu, kültürünü terk etmek zorunda kaldı. Barajı istemiyorduk ama maalesef yaptılar. Doğamızı katlettiler" diyerek, barajların yapılmasına sitem etti.
'Karakol güvenliği için Meşe kıyımı yapılıyor'
Kaplıcanın hemen üzerinde bulunan yüksek dağ tepesine kurulan karakol ile birlikte kaplıcanın sembolü haline gelen dağ keçilerinin de artık bölgeye gelmediğini ifade eden Gül, akşamları kaplıca kenarına gelen dağ keçileri ile birlikte kaplıcaya uğrayan turistlerin fotoğraflar çekerek, doğa canlılarını izlediğini anlattı.
Gül, bahar aylarının gelmesi ile birlikte askerlerin dağ keçilerinin olduğu alandaki meşe ağaçlarını kestiğini ve yaşam alanlarından koparmaya çalıştığını belirtti.
(dm/ns)
